1. Bölüm - Geceyi Yaran Sancı

496 71 577
                                    

Uzunca aradan sonra yeniden Yin Yang Serisi!
Uriel ve Ebyaz'dan sonra Mahz'ı nasıl karşılayacaksınız merak ediyorum.

Girişe tarih bırakmadıysanız eğer tam buraya tarih bırakabilirsiniz.

Keyifli okumalar!


2027 Haziran

Küçük bir ışık girdi camdan içeriye. Dolunay, önüne geçen karanlık buluttan önce, küçücük bir perçemini ahşap pencereden içeriye taşıyabilmişti. Cılız olmasına rağmen güçlüydü. Sancılar içindeki kadının kordon bağını eline alan bebeği gibi... Parçalandığını hissediyordu. Vücudundaki her kemik defalarca kırılıyor ama saniyesinde bir yeni kırık için, yeniden iyileşiyordu sanki. Boğazındaki damarlar iştahla kabarırken dayanamadığı acısını bağırarak attı.

"Açelya..." diye çağırdığı kadının elini sıkıca tuttu, Melez. Gözleri doluyor ama akmıyordu. Kalbi ikiye ayrılmıştı. Bir tarafı acı çeken sevdiği için parçalanırken diğer yanı çocuğu gibi yeni doğuyordu.

"Son kez," dedi kontrolü elinde tutan melek. Görüş açısına yerleşen minik kanlı bir bedeni hemen kavradığı sırada, "Açelya, hadi," diye merhametle konuştu.

Terler içinde kalan kadın, tüm acıya rağmen son gücünü kullandı. Ellerini tutan parmakları sıktığı sırada köprücük kemikleri üzerine aktı terleri. Sancı geceyi yardı. Aras'ın gözlerinde biriken tuzlu yaşlar, daha fazla dayanamadan döküldü. Ve minik bir bedenden cılız bir ses yükseldi... Herkes sustu... Melek, kestiği kordondan hemen sonra gelişi güzel temizlediği bebeği hemen bir battaniyeye sardığında, alnına şefkatle dokunurken sakin olmasını diledi.

Aras, şahit olduğu olayı mucize diye nitelendirdiğinde, bu kez tamamen ağlamaya başladı. Artık bir babaydı... Kalbini saran bir his, tüm her şeyi kapı dışarı ederken çocuğu için bir taht kurdu. Açelya, biraz önce ölüm sancısı diye nitelendirdiği acıyı yaşayan kendisi değilmişcesine uzandı yavrusuna. "Esme..." diye çağırdı cılız sesiyle. Titreyen çenesinden damlayan yaşlar, anne olduğunu fısıldadı.

Esme, bakışlarını bebeğe yeniden çevirirken hayranca baktı. Dokunuşundan yayılan hisler, minik kalbini sarmış ve ağlayışını dindirmişti. Garip ama büyüleyici bir enerji hissediyordu onda. Tehlikede olmasaydı eğer, saatlerce izlemek istediği bir havası vardı. "Oğlunuz oldu," dedi bebeği annesine uzatırken. "Çok... Çok güzel bir oğlunuz oldu."

Aras, hızla atan kalbini dengeye almaya çalışırken sessizliğini korudu, hem kadınına hem de bebeğine bakarak, sessizce ağlamaya devam etti. Ne hissedeceğini şaşırıyordu artık. Bugüne kadar mükemmel şekilde gelmiş olsalar dahi asıl olay şimdi başlıyordu. Melez bir Ebyaz ve Baş Nabiz'in yeni doğan bebekleri, şu andan itibaren hedefti artık. Biliyordu. Çünkü defalarca uyarılmıştı.

"Aras..." dedi kadın. Canı hâlâ daha yanıyordu ama kucağındaki minik beden öylesine güzeldi ki, başka hiçbir şeyi düşünemiyordu. "Çok güzel..."

"Evet," diyebildi Ebyaz. Yutkunup, hayranca bakmaya devam etmek istese de huzursuzluğuna yenik düşüp Esme'ye döndü. Aslında o da kucağına alıp, sevmek istiyordu, ama fedakarlık yapmak zorundaydı. Her ikisi de.. "Kalkan... Kalkan kalkmış mıdır?"

Melek, dikkatini ona yönelttiğinde, aniden durdu. Dokuz ay önce yapılan korumayı getirdi aklına. Doğumunu gizlemek için, herkesten gizli olarak yaptığı koruma... Başını usulca sallarken eğdi kaşlarını. "Evet," dedi mahçup şekilde. "Bebek ilk nefesini aldığı anda bozuldu, enerjisi semaya vurdu." Bakışları, gözleri endişeyle açılan anneye döndüğünde, kırık hissetti. Çok daha güçlü olup, durumu düzeltmeyi isterdi ama bu, çok daha üstün yaşanmışlık ve rütbe istiyordu. "Üzgünüm," diye konuştu. "Daha fazlasına gücüm yetebilseydi, emin olun yapardım. Ama şimdilik, sadece bebeği saklamalıyız."

MAHZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin