-Bölüm 22-

495 40 106
                                    

Hafif üşüyen ellerimi birbirine sürterken dalgın bakışlarla yola bakıyordum. Düşünmeden kaldırımın kenarına oturmuş, Kağan'ı bekliyordum.

Önümde duran arabayla kafamı yerden kaldırdığımda Kağan'ı gördüm. Arabadan inip ellerimi tutup beni hızlıca yerden kaldırdı.

"Yerde ne işin var bücür? Sıcak bir yerde niye beklemiyorsun?"

Cevap vermek yerine olsun dercesine dudak büzdüğümde beni kendine çekip sarıldı. Sarılmasına karşılık verdiğimde "Otogardayım dediğinde... Bir anlığına her şey durdu. Tek bir sözünle dünyayı durduracak gücün olduğunu o an öğrendim." dedi kısık sesle.

"Beni bırakıp gideceğini düşündüğümde sanki güneş söndü, rüzgar esti. Ve ben üşüdüm. Bu küçücük bedeninle nasıl bu kadar çok etkin olabilir, anlatsana biraz."

Geri çekilip gözlerimin içine baktı. Söylediklerine sadece gülümsedim. "Seni korkutmak istememiştim."

"Biliyorum. O yüzden seni affediyorum. Hadi arabaya bin. Daha fazla üşüme."

Beni kolunun altından çıkarmadan arabanın kapısına kadar götürdü. Kapıyı açtı, oturmamı bekledi. Kemerimi taktı, kapıyı kapattı ve kendi yerine geçti.

O tüm bunları yaparken gözlerimi bir an olsun ayırmadan onu izledim. Bir kez daha doğru kararı verdiğimi anladım. Onun için hayatta kalabilecek gücüm vardı. Ona her baktığımda bu güç artıyordu. Kağan Acarsoy benim gücümü arttırıyordu.

Kağan arabayı çalıştırırken "Araban olduğunu bilmiyordum." dedim sessizliği bozarak. Bana bakmadan söylediklerime cevap verdi.

"Seninleyken yürümeyi tercih ediyorum. Daha çok vakit geçirmiş oluyoruz."

"Ben de seninle yürümeyi seviyorum." diyebildim birkaç saniye sonunda. Sözleri beni öyle ansızın yakalıyordu ki, bütün vücudum kelebek hissiyle doluyordu sanki.

Sessiz geçen yirmi dakikanın sonunda Kağan sessizliği bozdu. "Senin babandan sonra galiba benim ailemle de yüzleşmemiz gerekecek."

Yutkunarak ona döndüğümde "Kötü bir şey mi oldu?" diye sorduğumda "Sadece klasik şeyler." diye cevap verdi. Kaşlarım merakla çatılırken "Klasik şeyler?" dedim sorarcasına.

"Annem evlenmem için randevu ayarlamaya çalışıyor."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken kaşlarım olabildiğince çatıldı. Kağan'ın başka bir kızla randevuya çıkacağı düşüncesi beni sinirlendirmişti.

"Haklısın. Bir an önce senin ailenle de yüzleşmeliyiz." Başımı kararlılıkla sallarken Kağan bir anlığına bana baktı. Bu halim onu güldürdüğünde bir şey demeden önüme döndüm.

Birkaç dakika sonra sakinleşirken sakince konuştum. "Evde babam ve eşi olacak. Babamın adı Bilal, eşinin adı ise Selen. Babam normalde sakin biridir ama damarına basılırsa sinirlenir. Ve evlendiğimizi duyduğunda sakin kalacağını düşünmüyorum. Bunları sana söylüyorum çünkü nelerle karşılaşacağını bil istiyorum."

Derin bir nefes alıp parmaklarımla oynarken Kağan "Sen iyi olacaksan benim için bir sorun yok." dedi kesin bir sesle. Tekrar bir şey söylemeyeceğini anladığımda usulca devam ettim. "Ve senin de anlatman gerekiyor. Nelerle karşılaşacağımı bilirsem daha mantıklı davranabilirim."

Kağan sessizliğini korumaya devam etti bir süre. Ondan alacağım cevaptan vazgeçmek üzereydim ki konuşmaya başladı.

"Annemin adı Amine. Kendisi bir yardım derneğinde çalışıyor. Babamın adı da Selahattin. Bir otel zincirinin ortaklarından biri. Ve bir de abim var ama genelde adıyla seslenirim. Adı Korhan, 28 yaşında. Babamla beraber çalışıyor. Yani anlayacağın ailenin aykırı çocuğu benim. Çünkü babamla çalışmak yerine yayınevinde çalışmayı seçtim."

Başımı hafifçe sallarken "Peki sence bu evliliğe tepkileri ne olacak?" diye sordum tereddütle. İyi tepkilerinin olmayacağını anlamak zor değildi ama yine de en az seviyede olmasını umuyordum.

"Annem büyük ihtimalle olay çıkaracak. En zoru o olacak. Korhan ilk başta fevri olsa da sonradan sakinleşeceğini düşünüyorum. Babam ise en sakinleri olacaktır. Neyi neden yaptığımı anladığında bize hak verecektir."

Babası hakkında duyduklarım bir nebze de olsun rahatlamamı sağlarken "Umarım her şey yolunda gider." dedim içtenlikle. Kağan mavi harelerini kısa bir süre bana değdirdikten sonra tekrar yola baktı.

"Her şeyin yolunda gitmesi için elimden geleni yapacağım. Hadi biraz uyu. Daha yolumuz var."

Cevap vermek yerine dediğimi yapıp gözlerimi kapattığımda sıcak havanın esmesiyle gülümsedim. Kağan klimayı açmış olmalıydı. Sıcaklıkla iyice mayışırken güzel dilekler dileyerek uyumaya çalıştım.

●●●

"Kağan... Korkuyorum."

Uzun zaman sonra ilk defa korktuğumu itiraf edişimdi bu. Annemden sonra ilk defa birine söylemiştim o kelimeyi. Korktuğumu söylemeye bile korkan ben ona itiraf etmiştim.

Kağan gözlerini bana çevirdi. Ellerini omuzlarıma koyarken bakışlarını benden ayırmadan "Kork. İstediğin kadar kork bücür." dedi. "Korkularını dindirmek için yanı başında olacağım."

Dudaklarımda içimdeki korkuya rağmen bir gülüş oluşurken "Ne olursa olsun sakin kal olur mu?" dediğimde başını salladı.

Beraber evin kapısına geldiğimizde uzanıp titreyen elimle zile bastım. Hemen ardından tırnaklarımı avuç içine bastırırken onu gördüm. Babamı.

Gözlerinden şaşkınlık okunurken dudaklarımı zorlukla aralayıp konuştum.

"Merhaba baba."

●●●

○Bir bölümün daha sonuna geldik. Şu zamana kadar olanları bana analiz edecek olsanız neler söylerdiniz? Şu zamana kadar hangi sahneler güzeldi, hangileri saçma, hangileri kötü, hangileri heyecan verici?

Ramazan'ın ilk günü nasıl geçti bakalım?

Sınavlarımın bitmesini ve sahura kadar bölüm yazmayı dört gözle bekliyorum ama 5 sınavım daha kaldı. Umarım bunlar da hızlıca bitip gider...

Bitti Sandığın AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin