-Bölüm 38-

429 37 47
                                    

-Bölümler çarşamba ve cumartesi günleri gelecek. Haberiniz olsun♡
__________

Üzerimdeki geceliğin yakasını düzeltirken banyodan çıktım. Kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi hissediyordum. Hiç konuşmadan yan yana yürümüştük. İkimiz de fazlasıyla utangaçtık galiba.

Kağan, bu gecenin ardından beni eve bırakmak istemeyince ,ki ben de bundan şikayetçi değildim, onun evine gelmiştik. Bana kendine aldığı ama olmadığı için kenara kaldırdığı uzun kollu, penye gecelik takımını vermişti. Aramızdaki boy farkı ortada olduğundan gecelik yine de büyük gelmişti.

Uzun gelen kolları sıkı sıkıya tutarken ıslak saçlarımı kulağımın arkasına ittim. Yavaş adımlarla salona geçtiğimde Kağan'ın camdan dışarıya baktığını gördüm. O da üstüne penye kumaş, siyah renk bir gecelik giymişti.

"Bana kurutma makinesi verir misin?"

Kısık sesim, boş salon sayesinde Kağan'a ulaşmıştı. Bakışları dışarıdan bana döndüğünde başıyla onayladı beni. Ardından ağır adımlarla bana doğru gelmeye başladı.

Dudaklarımı birbirine bastırıp vücudumu saran heyecan dalgasını yok saymaya çalıştım. Kağan yanımdan geçerken anlık olarak gözlerimi kapatmıştım. Duygularım içimdeyken zapt etmesi daha kolaydı. Ama şimdi o bunu biliyorken ve ben de onun duygularını biliyorken kendime engel olamıyordum. Onu öptüğüm an, gözlerimin önünden tekrar tekrar geçiyordu.

Kağan'ın arkasından ilerlediğimde kendi odasına girdiğini gördüm. Daha önce bir kez buraya geldiğimden hiç onun odasına girme fırsatı bulmamıştım. Odaya girdiğimde kapının sağ tarafında büyükçe bir gardırop olduğunu gördüm. Gardıropun karşısındaki duvarda yatak ve yanında da üç çekmeceli komodin vardı. Kapının karşısındaki camın önünde bir çalışma masası vardı. Kapının solunda ise hatrı sayılır büyüklükte bir kitaplık.

Kahverengi tonlarında döşenen odadan gözlerimi ayırıp Kağan'a baktım. Yatağın yanındaki komodinin arkasına kurutma makinesinin fişini takmış bana bakıyordu. Ona yaklaştığımda kurutma makinesini almak için elimi uzattım.

Başını olumsuzca sallayıp yatağı işaret ettiğinde "Sen mi kurutacaksın?" dedim şaşkınlıkla. "İzin verirsen... Evet, ben kurutacağım."

Gülümseyerek onu onayladım ve yatağın kenarına oturdum. Aramızdaki boy farkı, benim oturmamla daha da artarken Kağan da bunu fark etmiş olacak ki aynı anda güldük.

Kağan kurutma makinesini çalıştırdığında gözlerimi ona diktim. O önümde durup makineyi saçlarıma doğru tutarken ben onu izliyordum. Boşta kalan elini saçlarıma uzattığında hissettiğim huzurla gözlerimi kapattım.

Şu ana sıkışıp bir ömür böyle kapabilirdim...

Kısa saçlarım bir süre sonra kuruduğunda Kağan makineyi kapattı. Fişe eğildiğinde ondan önce davranarak kurutma makinesini elime aldım. Bakışları bana döndüğünde "Sıra sende." diyerek ayağa kalktım. Onun da saçları hala ıslaktı.

İtiraz etmeden yatağa bu sefer o oturdu. Rolleri değiştirmiştik. Gözlerini dikip izleyen oydu şimdi.

Makineyi tekrar çalıştırıp dikkatlice saçlarını kurutmaya başladım. Saçları o kadar yumuşaktı ki elimi saçlarından çekesim gelmiyordu. Onun da saçları kuruduğunda makineyi, tuşundan kapatarak komodinin üzerine koydum.

Ne diyeceğimi bilemez halde Kağan'a baktığımda ellerini belime koyarak beni kendine çekti ve kollarını belime sardı. Çenesini karnıma yaslayıp başını yukarı doğru kaldırarak mavi gözlerini, gözlerime dikti.

Bitti Sandığın AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin