11

19.2K 1K 293
                                    

Dershanede beynimi bırakarak kapıdan çıktım ve derin bir nefes aldım. "Allah'ım şu kuluna acı ve otobüsün erken gelmesini sağla yarabbim,lütfen." diyerek durağa ilerledim. Durağa geldiğimde oturdum ve otobüsü beklemeye başladım. O sırada köşede iki grup gördüm sanırım kavga ediyorlardı. Otobüsü beklerken kavga izlemek aslında eğlenceli olabilirdi. Grupları net göremiyordum, tanıyor muydum acaba?

Gözlerimi biraz daha dikip baktığımda Onur Abi'yi gördüm yanında ki Ömer Abi'yi de gördüm tabii. Biraz daha eğilerek baktığımda Doğan Abi'yi de gördüm. Karşı grubu görmem imkansız gibi birşeydi çünkü bana sırtları dönüklerdi. Karşı grubun başında ki çocuğun elleri cebinde rahat bir tavırdaydı. Ama Doğan abi patlamaya hazır bir bomba gibi duruyordu. Doğan Abi sinirle güldü ve gözlerini etrafta gezdirdi,çok sinirli gözüküyordu. O sırada gözlerimiz birleşti ve refleksle gözlerimi kocaman açtım,onun da gözlerinde ki sinirli ifadenin biraz bile olsa uzaklaştığını görmüştüm. O sırada otobüs geldi ve gözlerimi çekmek zorunda kaldım. Otobüse binip arkalara ilerledim ve cam tarafına oturup mâlum yere baktım. Doğan abi gözlerini çekmiş çocuğa az önce ki siniriyle bakıyordu. Neden bana bakınca yumuşamıştı bu adam.

Yoksa..yoksa..yok yok değildir. Hem Doğan Abi bu imkansız. Mahalle abisi,herkesin korktuğu,güçlü,kuvvetli,kaslı,taş gi- LAN! KENDİNE GEL SALAK!

Kafamı cama yaslayarak evimin yolunu izledim. Otobüs bir sonra ki durakta durduğunda indim ve evime yürüdüm. Zaten 3-4 dakikalık bir yoldu yürüdüğüm.

Kapının önüne geldiğimde arkamdan bir ses geldi ve döndüğümde Serhat abi'yi yani Doğan Abi'nin can dostunu gördüm.

"Nerden böyle Alp'im?" Yanıma elleri cebinde geldi.

"Deshaneden geliyorum abi." dedim gülerek. Öz abim gibi severdim Serhat abi'yi.

"İyi iyi ben birşey soracaktım sana,uygun mudur?"

"Tabii abi sor."

"Abine ulaşamadım nerdedir?"

"Ya sevgilisinin yanındadır ya da sanayidedir abi başka nereye gider fazla bilmem."

"Tamam abisi o zaman sana söyleyeyim,iletiver."

"Olur abi söyle."

"Benim amca oğlu askere gidecek son kez bi veda gecesi yapıcaz,abinde gelsin yorgun değilsen sende gel abisi olur mu?"

"Abime ileteyim abi. Benim gelmem biraz imkansız gibi biliyorsun dershane baya yoruyor,ama gelmeye çalışırım."

"Tamam abisi hadi eyvallah." diyerek el sallayarak uzaklaştı. Bende gülümseyerek eve girdim.

İçeri girip kapıyı kapattım ve odama ilerledim. Annemin hala parkta olduğunu anlamıştım. Kapımı örttüm ve çantamı köşeye atarak üzerimi değiştirmeden yatağa uzandım.

"Allpp kalk hadi yemek hazır oğlum."

Annemin sesiyle gözlerimi araladım ve yavaşça yataktan kalktım. Masada duran telefonuma uzanıp bildirimlere baktım. Ayda,yılda bir girdiğim ama silmeye kıyamadığım oyun bildirimlerim vardı sadece. Telefonu bırakarak kalktım ve kapıyı açıp lavaboya ilerledim. Elimi,yüzümü yıkayıp aynada saçlarıma şekil vermeye çalıştım. Lavabodan çıkıp mutfağa ilerledim ve önce kafamı uzatıp süzdüm. Masada annemi,abimi ve Yılmaz'ı gördüm. Girip sandalyeme oturdum.

"Sonunda kalktın uykucu." dedi annem gülerek.

"O kadar çok mu uyudum ya!" dedim sahte sinirle. Hemen abim atladı lafa.

"Bir an kış uykusuna yattın sandım,ne diyorsun." Buna Yılmaz ve annemden bir gülme sesi geldi.

"Ha ha ha ne kadar komik gül gül öldüm."

Keko [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin