18

15.5K 889 218
                                    

Kapıyı açan kişiye baktığımda gözleri kocaman,kaşları çatık bize bakıyordu. Sanırım görmüştü. Hasiktir!

Yılmaz,elinde ki tepsiyi masama bırakıp Doğan'ın üzerine yürüdü ve yakalarından tuttu. Doğan'ın sırtı sertçe dolaba çarpınca yüzümü buruşturdum. "Ne yapıyorsun lan sen?!" Doğan dilini yanağının içinde gezdirdi ve dudağının kenarı kıvrık bir şekilde kafasını sağ tarafa çevirdi. "Cevap ver lan,ne bok dönüyor burda!"

Ben gözleri dolmuş Yılmaz'ın kollarından tutarken Doğan gülümseyerek bana döndü. "Yatağına otursana." Nasıl bu kadar sakin olduğunu anlamamıştım. Başımı aşağı yukarı sallayıp yatağa oturdum. Doğan,önce Yılmaz'a sinsi bir sırıtma gönderdi daha sonra ise yerlerini ani bir hareketle değiştirdi ve bu sefer Yılmaz'ın sırtı dolaba çarptı. Doğan tıslayarak "Benim sırtımı sadece Alp dolaba vurabilir anladın mı denyo!" Yılmaz ne olduğunu anlamamıştı. Bana kaşları çatık bir şekilde bakınca başımı aşağı eğdim.

"Alp,ne diyor bu yavşak!" Doğan onu görmezden gelmesine sinirlenir gibi Yılmaz'ın yanaklarını tek eliyle sıktı. "Seni buraya gömerim!" diyerek elini kaldırdı ve Yılmaz'ın yanağına tokat attı. Ayağa kalkarak tekrar vurmak için kaldırdığı elini tuttum. İkisinin de sert bakışları bana döndü. "Yapma." dedim sadece Doğan'a. Çünkü Yılmaz annesine anlatabilirdi. Doğan karşısında dolu gözleriyle bakan sevdiğine kıyamadı ve elini yavaşça indirdi. Yılmaz, Doğan'ı ittirdi ve yatağa oturttu. Yılmaz bana dönüp "Anlat bu adamla aranda ne var?!" Doğan sert bakışlarını Yılmaz'a çevirdi ve "Bağırma ulan!" dedi. Yılmaz onu tınlamadan benim konuşmamı bekliyordu. Yalan söylersem kesin anlardı. Gerçeği söylersem de anneme söyleme riski vardı. Kahretsin! Ne yapacağım! Şimdi oturup ağlayacağım,of..

Yüzüme beklentiyle bakan Yılmaz'a dönüp sandalyeye oturmasını söyledim. Bende Doğan'ın yanına yatağa oturduğumda gözler bendeydi. Sonunda konuşmayı başlatacak öksürüğü bıraktım ve başladım.

"Şimdi öncelikle burada konuşulanların burada kalacağına söz ver."

"Söz."

"Bak eminsin?"

"Eminim Alp anlat."

"Tamam..aslında anlatılacak birşey yok. Sadece..sevgiliyiz işte." Alayla gülümsedi. Doğan'ın sinirlendiğini anladığımda elimi dizine koyarak sakinleştirdim. "İbnesiniz yani?"

Doğan daha fazla dayanamadı ve ayağıyla ayakta dikilen Yılmaz'ın diz kapağına vurdu. "Adam gibi konuş lan!" Yılmaz iki büklüm olmuştu dizinde ki acıdan. Kafasını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Sinirli gözüküyordu korkmuştum. "Seninle bir anlaşma yapacağız Alp." Doğan gözlerini dikmiş Yılmaz'a bakarken ben merakla bakıyordum.

"Ne anlaşması?"

Derin bir nefes alıp "Doğan'dan ayrılırsan abinin ve annenin hiçbir şey'den haberi olmaz."

Doğan,gözleri kocaman sinirli bir şekilde ayağa kalkıp Yılmaz'ın yakasını kavradı. "Ne diyorsun lan sen değişik?!" Yılmaz sinsi gülümsemesiyle Doğan'ı umursamadan bana döndü. "Eee,ne diyorsun Alp?"

"Hiçbir şey demiyor,siktir!" diye bağırdı Doğan.

Ne diyeceğimi bilmiyordum.

***

Aradan geçen 2 saatte,Doğan gitmiş Yılmaz ise odasındaydı. Ben..ben ise kapımı kilitleyip yatağımda ağlayıp,düşünmeye çalışıyordum. Ne kadar başarılı olunursa tabii. Yılmaz'a düşünmek istediğimi söylemiştim. Doğan ise 'neyi düşüneceksin lan!' der gibi bakıp kapıyı sertçe çarparak evden gitmişti. Yeni kavuşmuştum sevdiğime şimdi olana bakın. Ben ağlamayayım da kimler ağlasın..

Keko [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin