13

17.6K 995 489
                                    

Sabahın ayazında ağlamaktan şişmiş gözlerimle koşu yapmak için dışarı çıkmaya karar vermiştim. Annem de halimi görünce izin vermişti. Altımda siyah eşofmanım,üstümde ise beyaz bir tişört onun üstünde ise bol gri bir ceket vardı. Saçlarımı terleyeceğim için arkadan bağlamıştım ensemde sallanan saçlarımı saymazsak tamamdım. Odamdan çıkıp evin kapısına ilerledim. Abimin hala uyuduğunu evin sessizliğinden anlamıştım. Evin kapısını açıp kendimi dışarı attım ve ayakkabılarımı giyip merdivenlerden indim. Bahçe kapısını açıp kendimi dışarı attığımda dün burada öpüşen çift aklıma geldi ve gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Kulaklıklarımı takarak ne yavaş ne hızlı koşmaya başladım. Mahalleyi turladıktan sonra üst mahalleye gidecektim ki ara sokaktan hızlıca biri çıkıp bana çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle hızlıca geri çekildim ve yere düşecekken belimden tutulup düşmekten kurtuldum. Bana çarpan ve aynı zamanda beni kurtaran kişiye baktığımda,Doğan abi'yi görmeyi beklemiyordum. Dün aklıma gelince kollarının arasından çekildim ve şaşkın bakışlarından kaçtım. "Nereye böyle Alp?"

"Koşuya çıktım." Soğuk bir şekilde konuşmuştum ve yüzüne bakmıyordum.

"Birşey mi oldu,veya bilmeden birşey mi yaptım neden soğuk davranıyorsun?" Kafamı kaldırdım ve en soğuk gözlerle yüzüne baktım. "Umrunda mı,Doğan Abi?" dedim ve omzuna çarparak koşmaya devam ettim. Arkamdan duyduğum ayak sesleriyle daha hızlı koştum ve ayak sesleri de hızlandı. "Alp! Biraz bekler misin! Alpp!" Onun sesini duymamla daha da hızlandım, bu hızla maratona katılmam gerekiyordu. Hızlıca belimden tutup yakaladı ve yanımda ki duvara yasladı. "Bırakır mısın kolumu?" dememle kolumu yavaşça bıraktı ama hala duvarda ki ellerinin arasında hapis kalmıştım. Yüzüne en sert bakışlarımı yolluyordum,o da ne yaptığını bilmeyen kedi gibi bana bakıyordu. Acaba bacak arasına tekme atıp kaçsam mı? Yok yok çok acıtır. Ama o da senin canını yaktı. Doğru ama yapamam,çocuğu falan olmaz mazallah.

"Neden bana soğuk yaptığını anlatıcak mısın?"

"Sana soğuk yapmıyorum. Neden yapayım? Hiçbirşeyim değilsin,sadece abi dediğim biri." O an gözlerinde kırgınlık parıltılarını gördüm,yemin ederim. Daha sonra sert ifadesini takındı. Ve burnu burnuma değecek kadar yaklaştı. "Bu benim Alp'im değil. Benim Alp'im neden bana soğuk yapıyor?" diye dişlerinin arasından konuştu. Korkmuştum bu halinden ama 'Benim Alp'im' de neydi? Ne ara onun olmuştum? O gitsin Selen'ini öpsün,hıh.

Selen yüzünden trip attığımı nasıl açıklayacağımı düşünüyordum. Şimdi sıçtın mal.

"Doğan Abi,çekilecek misin yoksa bağıracağım."

"Sorumu cevaplamadan asla seni bırakmam." Karnımda bir karıncalanma hissetmiştim. Ne oluyor anasını satayım,hormonlarım bana savaş açtı. Söyleyip kurtulsam mı yoksa öpüp kaçsam mı? Beyinsiz ne öpmesi. İç sesime hak vererek yüzüne baktım ve gerçeği söylemek istedim ama daha sonra vazgeçtim,utancımdan yüzüne bakamazdım ulan. O yüzden bir yalan uydurmaya karar verdim. "Benimle fazla yakın olduğunu düşünüyorum. O yüzden aramıza mesafe koymamız gerek,Doğan abi." Söylediğim şeye ben bile şaşırmıştım. Bir süre birşey söylemedi sadece gözlerimi izledi. Daha sonra ellerini duvardan çekti ve konuştu. "Anladım,dikkat ederim." dedi ve çekildi. Duvara yaslanıp bir sigara çıkardı bende fazla orada kaldığımı düşünerek eve koşmaya başladım. Arkamdan bakışlarını hissediyordum. 5 dakika koşar adımlarla yürüdükten sonra evin önüne geldim ve anahtarla kapıyı açtım. Söylediğim şeylerden pişman olmuş bir şekilde odama ilerledim ve kendimi yatağıma attım. Gözlerim dolmaya başlayınca hızlıca gözlerimi sıktım ve uyudum.

Allah gönlüne göre versin
Ay, ay ay
O gece bana bir söz verdin
Oy oy, oy oy
Beni görmeden ölemezsin.

Dışardan gelen sesle gözlerimi zorlukla açtım ve saate baktım. Saat 19.17'ydi. Yataktan kalkıp pencereye yöneldim ve perdeyi açtım. Yolun ortasında şahinci abiler mi desem,tesbih sallayan abiler mi desem. Hepsi vardı. Tabii abimi de görmüştüm. Tanıdığım bütün abiler oradaydı. Doğan Abi'de oradaydı.

Keko [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin