Merhabalarr! Uzun zaman oldu,özlemişim..
İyi okumalar..✨***
1 hafta sonra
O günden sonra Doğan'la aramıza mesafe koymuştuk. Yılmaz her şüpheyle yaklaştığında geçiştiriyordum. Şimdi ise onun açığını arıyordum. Eğer onun bir yanlışını bulursam işte o zaman tehdidine tehditle karşılık verebilirdim. İkinci seçeneğimiz ise abim ile onun arasını açmaktı. Abim rahatsız olursa işte o zaman işin içine annem girer ve Yılmaz'ı postalardık. Ama nasıl? Abimi ondan nasıl soğutabilirim. İşte burada da araya Berkay girecekti. Berkay abime her istediğini yaptırabilir çünkü abim aptal bir aşık...Her neyse,üçüncü yolum ise şeytana pabucunu ters giydirecek biçimdeydi. Kendimi dövdürüp,Yılmaz yaptı diyecektim. Tabii yolumuz şurada biraz aksıyordu. Numaramı yiyecekler mi yoksa yemeyecekler mi? Bu biraz tehlikeli bir yöntemdi ama o şeytan bizim evde kaldığı sürece bana rahat yoktu.
Telefonuma gelen bildirim sesiyle,tavanı izlemeyi kestim ve masamın üzerinde duran telefonuma uzanıp ekranı açtım.
Bilinmeyen numara'dan 3 yeni mesaj.
Merakla başımı yastıktan kaldırıp yatakta oturur pozisyona geldim. Telefon kilidimi açıp mesaja bastım.
0551..: Hemen parka gel.
0551..: Doğan kavgaya karıştı.
0551..: Onu sakinleştirebilecek tek kişi sensin.Kimdi bu şimdi?! Onu sakinleştirebilecek tek kişi sensin de ne demek?! Yoksa,bizim sevgili olduğumuzu bilen biri mi?! Hasiktir,hasiktir,hasiktir!!! Kocaman bir hasiktir!!
Telefonumu hızla kapatıp yatağa fırlattım. Hızlıca dolabımı açıp içinden gri ceketimi çıkarıp üzerime geçirdim. Telefonumu fırlattığım yerden alıp cebime sokuşturdum. Koşarak odanın kapısını açtım ve annemi evde aramaya başladım. Oturma odasında hem televizyon izleyip hemde sarma saran annemi görünce endişelenmemesi için gülümsedim.
"Anne arkadaşlarım parka çağırdı ben çıkıyorum."
Gözlerini kısarak bana baktı daha sonra gülümsedi.
"1 haftadır evden çıkmıyorsun git hadi git."
El sallayarak evin kapısına ilerledim ve kapıyı açıp ayakkabı dolabından beyaz spor ayakkabılarımı çıkarıp hızlıca giydim.
"Nereye Alp?"
Arkamı döndüğümde bana sırıtarak bakan Yılmaz'a iğrenerek baktım.
"Sanane ulan münafık!"
Sertçe kapıyı suratına kapattım ve merdivenlerden yuvarlanma ihtimalini unutarak koştum. Park tam çaprazımızdaydı o yüzden yavaş ama koşar adımlarla gidiyordum. Apartmandan çıkıp gelen arabanın geçmesini bekledim. Araba geçince koşarak karşıya geçtim. Parkta oluşmuş kalabalığa bakarsak büyük bir kavgaydı. Kalabalığa yaklaştığımda bağırış sesleri artmıştı. İki taraf karşı karşıya gelmişti. Doğan'ı göremiyordum. Off,nerede benim kocam!
Biraz daha ilerlediğimde yüzü bana dönük olan birini gördüm. En başta eli cebinde duruyordu. Karşısında ki sinirden kızarmış olan Doğan'la gözlerim kocaman açıldı. Tam yanına gidecekken kolumdan çekildim. Arkamı döndüğümde bana bakan Kemal abi'yi gördüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keko [bxb]
Teen FictionKaranlıkta hiçbir yeri göremiyordum ve ilerlerken ayağım yerde ki bir ipe takıldı. Tam düşücekken belimden güçlü kollarla tutuldum ve arkamda ki bedene bastırıldım. Arkamda ki kim ise göğsünü sırtımda hissediyordum. "Yavaş ol küçük,bir yerini incitm...