Bölüm şarkısı ; Yüksek Sadakat-Kafile
iyi okumalaarrr.
__________________________________________
Doğan'ın anlatımıylaÜzerimde hafif bir ağırlık hissederek gözlerimi aralamıştım ve başımı kaldırıp üzerimde ki portakal saçlı çocuğa baktım. Sol elini göğsüme koymuş,sol bacağımı ise bacaklarının arasına almıştı. Sırıttım bu haline. Kalkmaya çalışınca boynuma dudaklarını koyduğunu fark etmiştim,sanırım nefes alma işlemini bitirdim. Nefesini boynumda hissettikçe,hareket etme isteğim yok oluyordu. Böyle kalmasını istiyordum sonsuza kadar. Biraz hareket etti ve gözlerini yavaşça araladı,bende uyuyor numarası yapmaya karar vermiştim.
Alp'in anlatımıyla
Gözlerimi yavaşça araladığımda,birinin göğsüyle göz göze gelmiştim. Kim olduğuna bakmak için başımı kaldırdığımda,Doğan Abi'nin yüzü ile birkaç saniye bakışmış daha sonra neden burada olduğumu sorgulamıştım. Dün gece aklıma gelince gözlerim kocaman açılmış utançla ellerimi yanaklarıma koymuştum. Sakin ol gerizekalı,adamla yanlış şeyler yapmadın. İç sesime güvenmesem de azıcık inanıp boş boş tavanı izledim. Doğan abi'nin mırıldanmalarını duyunca ondan biraz uzaklaşmaya çalışmıştım ama kollarıyla beni çok sıkı tutuyordu. Sessiz bir şekilde belimde ki sol elini çekmeye çalıştığımda daha çok sardı ve gözleri kapalı bir şekilde bana döndü. Uyandığımda ki pozisyonumuz değişmiş bu sefer ben düz yatıyor o bana dönüktü. Sol eli sırtımdan dolanmış belimi tutuyor,nefesi ise yanağıma çarpıyordu. Gerilmiştim.
Yüzü yüzüme çok yakındı ve bir delilik yapıp yüzümü ona çevirmiştim. Bir anda gözlerini açınca gözlerimi kocaman açarak hızlı hızlı kırpıştırdım. "Günaydın,küçük." Dilim tutulmuş gibi yutkundum ve fazla yakın olduğumuzu gördüğümde hızlıca kalktım. "Günaydın." Doğan Abi dememiştim.
Yataktan kalktığımda o da benimle birlikte kalktı. Üzerimi düzelterek odanın kapısına ilerleyerek kapıyı açtım ve oturma odasına ilerledim. NE YAPIYORSUN GERİZEKALI,SENİN EVİN Mİ BURASI GEL GEL BİRDE DUŞ AL!!
Huzursuz bir şekilde koltuğa oturduğumda evin sessiz olduğundan evde sadece ikimizin olduğunu anlamıştım. Evet,asıl şimdi sıçmıştım.
Doğan Abi üzerini değiştirmiş,eline tesbihini almış yanıma gelmişti. "Aç mısın?" Tokum ben Doğan Abi.
Kafamı salladığımda konuşmasına devam etti. "Bizim çocukları gönderip simit aldırayım." Ona masraf yaptırmak istemiyordum ve bu yüzden mutfak sanatlarımı sergileyecektim. "Yok,gerek yok menemen yaparım. Tabi seviyorsan." Yüzüme 'ciddi misin?' der gibi baktı ve "Severim." dedi. Bende koltuktan kalkıp
mutfağa ilerledim ve odaları karıştırmamak için Doğan abi'yi bekledim. Yanıma geldiğinde gülerek önüme geçti ve mutfağa girdi bende arkasından girdim. Elinde ki tesbihini sallayarak küçük masaya ilerlediğinde sandalyeye oturdu ve bana baktı. Lavaboya eğilip elimi yıkadıktan sonra buzdolabını açıp gerekli malzemeleri çıkarttım. "Tavalar nerede?" Ona bakarak söylediğim şeye önce dalgın bakışlarla baktı daha sonra ise "Altta." dedi.Eğilerek alt dolaptan tavayı çıkartıp ocağa koydum.
Birkaç dakika sonra
Masaya kahvaltılıkları koyduktan sonra sıcak menemenide koyacakken unutarak elimle tutmaya çalışmıştım ve elim yanmıştı. Evi inletecek kadar bağırdıktan sonra soğuk suyu açıp elimi altına soktum. Doğan abi ise koşarak yanıma gelmiş ve acı ile dolan gözlerime endişe ile bakıyordu. "Alp,ne oldu!" gözlerimde ki akmaya hazırlanan yaşları sildikten sonra ona baktım.
"Elimi yaktım,önemli birşey değil." Elimi çeşmenin önünden çekip dudağına yaklaştırıp üfledi. Bu yaptığına şaşırmıştım. O sert adam şimdi yanmış elime mi üflüyordu. "Neresi önemli değil,kızarmış." Dudaklarına daha fazla yaklaştırdığında dudakları üflerken kıvrılınca yanan yere değiyordu,ama acım şaşkınlığımın yanında hafif kalıyordu. "Otur şu sandalyeye." dedi ve buzluğu açıp içinden bir buz kalıbı çıkarttı. Bende o sırada sandalyeye yayılmış bekliyordum. Buzu alıp yanıma gelince önümde eğildi ve buzu elime bastırdı. Ona dikkatlice bakıyordum. Gerçekten endişeli görünüyordu. Karnımda ki karıncalanma hissi yine bulmuştu beni. Ne yaptığının farkına varır gibi buzu elime tutuşturup kalktı ve tezgahta ki menemeni havlu ile tutarak masaya koydu. Karşıma oturması gerekirken yanıma oturmasına tekrar şaşırmıştım. Tesbihini masaya bırakarak ekmeğe uzandı ve çatalla ekmeğin üzerine menemen'den küçük bir parça koydu ve bana uzattı. "Ye." ağzımı emir veren sesiyle açtım ve yedirdi. Tekrar yedireceği zaman eline uzandım ve durdurdum. "Ben yiyebilirim." elimi kaşlarıyla işaret edip. "Elin yandı görmüyor musun?"
"Ama sen yiyemeyeceksin.." Suratıma yumuşak bir ifade ile bakıp "Yo,yiyorum." dedi ve bana hazırladığını sandığım ekmeği ağzına götürdü,kahkaha attım bu yaptığına. O da benimle birlikte gülüyordu. Kahvaltımızı yapıp masayı topladığımızda kapı çaldı ve Doğan abi kapıyı açmaya gitmişti. "Aşkııııımm,ben geldiiimm." diyen Selen'in sesini duyduğumda gözlerimi devirdim. Doğan abi bana bakmak için mutfağa geldiğinde bende bulaşıkları yıkamış elimi kuruluyordum. Doğan abi'nin arkasından giren Selen beni görünce sahte bir şekilde gülümsemişti. "Aaaa sende mi buradaydın,selam." bende sahte bir gülümseme yolladım ve konuşmadım. Artık bu evden gitmek istiyordum. Doğan abi'ye döndüm ve "Ben artık gideyim." dedim. Bana yine o gitmemi istemez gibi bakışlarını yolluyordu ama umrumda değildi. "Biraz daha kalsaydın." Ellerimi kurulama işlemim bitince gözlerine baktım. "Yok,annem evde tektir. İyi günler Doğan Abi." Sona doğru dişlerimi sıkarak konuşmuştum.
Yanlarından geçip Doğan abi'nin odasına girip ceketimi aldım ve dış kapıya ilerledim. Beni göndermeye dahi gelmeyecek miydi..öyle olsun.
Kapıyı sertçe açıp dışarı çıktım ve tekrar sertçe kapattım. Merdivenlerden inerek evime doğru gözlerimi doldurmamaya çalışarak ilerledim. O kızı asla sevmemiştim ve asla da sevmeyecektim.
Eve anahtarla girip anneme geldiğimi söyledikten sonra odama ilerledim ve dönen sandalyeme oturup bilgisayarımı açtım. İnternette biraz gezdikten sonra bilgisayarı kapattım. Tam yatacakken telefonuma mesaj geldiğini açılan ekranımdan görmüştüm.
Doğan Abi:
Evine ulaştın mı?
Neden soruyordu ki? Yanında başka kadın varken beni düşünmesi sinirimi bozmuştu.
Portakal saçlı:
Evet.
Doğan abi:
Tamam.
Portakal saçlı:
Tamam.
Doğan Abi:
Birşey mi yaptım yine?
Portakal saçlı:
Hayır.
Doğan Abi:
Anladım.
Portakal saçlı:
İyi akşamlar,Doğan Abi.
Doğan Abi:
Sanada,portakal saçlı çocuk.
___________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keko [bxb]
أدب المراهقينKaranlıkta hiçbir yeri göremiyordum ve ilerlerken ayağım yerde ki bir ipe takıldı. Tam düşücekken belimden güçlü kollarla tutuldum ve arkamda ki bedene bastırıldım. Arkamda ki kim ise göğsünü sırtımda hissediyordum. "Yavaş ol küçük,bir yerini incitm...