15

17.5K 1.1K 358
                                    

Evet şimdi bugün okulda yaşadıklarımı buraya fırtlatıcam ehehe

Şimdi ben sıkıntıdan defterime 15. bölümü yazıyordum 1 sayfa falan tuttu. Daha sonra sınıftakiler ne yazıyorsun diye falan bakmaya başladılar,bende defteri kapattım içime soktum. Ciddiyim,gülmeyin içime soktum yani İWOEUWOSNWLSİSONWLWİ o defteri açıp okusalardı sanırım kalp krizi falan geçirirdim ha,aşırı imansız bir defter..

___________________________________________
Bölüm şarkısı: Yüksek Sadakat-Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer

Sabah 7.15'e kurduğum alarmla uyandım ve sallana sallana yataktan kalktım. Hızlıca kalktığım için kafamı dolaba vurmuştum ve acımıştı. Kafamı tutarak odadan çıktım ve lavaboya ilerledim. Kapının kulpunu indirdiğimde kilitli olduğunu fark ettim ve daha hızlı asılmaya başladım. "Lan..kim o kapıyı kemiren!" İçeriden abimin sesini duymamla gözlerimi devirdim. "Çıksana be,geç kalıcam!"

"Defol git be sapık!" Abimin bağırmasıyla annem koridordan kafasını uzattı. "Noluyor oğlum evi yıktınız." anneme döndüm ve " Anne abim çıkmıyor,geç kalıcam dershaneye." dedim sinirle. Annem yavaşça yanıma gelerek kapının kulpunu indirip tıkladı. "Oğlum çık hadi kardeşin kaldı kapıda bak."
"Napim anne beklesin." O sırada bende hem altıma etme korkusundan,hemde geç kalma korkusundan kıvranıyordum.

Kapıya sertçe vurup "YA ÇIK APTAL!"

"İYİ BE BEKLE!" Annem her sabah yaptığımız bu kavgadan bıkmış gibi söylenerek mutfağa ilerledi. Abim ise kapıyı sertçe açıp enseme vurdu ve odasına ilerledi. Ben ise hızlıca tuvalete savaşa gider gibi girip işimi halletmiştim. Aynaya baktığımda dolaba vurduğum yerin şiştiğini fark etmiş ve yüzümü buruşturmuştum. Güzel yüzümde artık bir şişlik vardı. Hemde uzaktan belli olabilecek kadar büyük.

Daha fazla aynaya bakıp kendimi üzmek istemediğim için lavabodan çıkıp odama ilerledim. Koridorda Yılmaz'la karşılaşmış ve gülümsemiştim o da bana gülümsemişti. "Günaydın."

"Günaydın."

"Dershaneye mi kalktın?"

"Aynen,sen?"

"Koşuya çıkacağım." Başımı salladığımda dolaba vurduğum şişlik gözüne çarpmış ve endişeyle yavaşça dokunmuştu. "Alnına ne oldu?"

"Önemli birşey değil kalkarken dolaba vurdum."

"Anladım,buz koymayı unutma olur mu?"

"Tamam tamaam." diyerek yanından geçerken koluna yavaşça vurdum ve gülümseyerek odama ilerledim. Dolaptan siyah kumaş pantolonumu çıkartıp üst rafa elimi uzattım ve beyaz bir gömlek çıkarttım. İkisini de üzerime geçirip gömleği pantolonumun içine kattım. Boy aynamda kendime bakıp saçlarımı ellerimle taradım ve alnıma düşmesine izin verdim. Son kez kendime baktıktan sonra yatağımın ucuna koyduğum siyah sırt çantamı alıp tek omzuma geçirdim.

Çıkarken akşam soğuk olur diye elime siyah hırkamı da aldım ve kapıya ilerleyip kulpunu indirdim. Koridorda ilerlerken sabah ki sesin kesildiğini eve sessizliğin hakim olduğunu anlamıştım.

Dışardan simit almayı düşünüp anneme veda ettim ve kendimi dışarı attım. Kapıyı arkamdan kapatıp ayakkabılarımı giymem ile merdivenlerden indim ve evden çıktım. Evden çıktığım gibi ağzıma biri mendil bastırdı ve kucağına aldı. Ben ise çoktan bayılmıştım.

2 saat sonra

Gözlerimi bir depoda sandalye'ye bağlı bir şekilde açtığımda etrafı taradım. Her yer kir ve toz ile doluydu. Korkmuştum,hemde iliklerime kadar. Kafamı kaldırıp etrafı gözlerimle tararken tavanda duran kameraya gözüm takıldı. Beni kaçıranların oradan beni izlediğine emindim. Sandalye de biraz hareket edip ellerimi çözmeye çalıştım ama başarısızdı. Kameraya bakarak "Çözün ulan beni!"
"Kimsiniz siz!"
"Ben ne yaptım size!" diye bağırdım.

Keko [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin