[8]

518 27 2
                                        

"SEKİZ: CAN YANGISI."
'Bir kül oluverdim, külüm havaya savruldu.'

İki ay

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İki ay.

İki aylık bir can.

Yutkundum, izlediğim tavan üstüme üstüme geliyor gibiydi. Bir tek Barlas abim yanımdaydı. Diğer herkes kaçıyordu benden. Kendilerini suçluyordu annem ve babam. Suçlu kimse yoktu ki, o üç cani dışında. Abim karnımın üstünde duran elimi tuttu. "Ayza," adımı fısıldaması ile yutkundum. "Sakinliğin beni korkutuyor." Yutkundum tekrar tekrar. Yerimde doğruldum. Elini çekip hareketlerimi izledi. Ayağa kalktım yavaşça. Pencerenin önüne geçip camı araladım. İçeriye dolan serin hava ile gözlerimi yumdum usulca. "Ayza'm, güzel kızım benim bir tepki ver. Kır, dök yeter ki bir tepki göster." Ellerimi pencerenin pervazına yasladım. Başımı camdan dışarı uzatıp derin derin soluklandım. O sıra sol gözümden bir yaş yuvarlandı yanağıma. Ardından bir tane daha ve bir tane daha. Kolumdan tutan abim beni içeri çekince gözlerimi gözlerine diktim. Gözleri kan çanağı olmuştu. Benim yüzümden.

"Abi?" Kırık sesime tezat daha güçlü bir şekilde konuştu. "Abim?" Titreyen dizlerim beni taşımaya devam etmiyordu. Dizlerimin üstüne çöktüm yavaşça. "Ben ne yapacağım?" Hızlıca önüme oturdu ve yüzümü avuçlarının arasına aldı. "Abi o adam yüzünden bir can taşıyorum! O pislik yüzünden bir masum taşıyorum ben! Ne yapacağım?" Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, parmakları yanaklarımdaki ıslaklığı sildi. "Ben bunu nasıl taşıyacağım? Nasıl atlatacağım?" Gözünden akan yaşı takip etti gözlerim. "Nasıl, nasıl, nasıl!" Yükselen sesim elimde değildi. İçim acıyordu. Aniden açılan kapı ile havada duran kollarının arasına saklandım. Kimseye bakacak yüzüm yoktu. "Ayza'm, kızım." Annemin titreyen sesi ile daha çok sokuldum abime. "Git!" Mırıltı gibi sesimi duymuştu. "Git! Gidin! Sende git, bırakın beni. Bırakın!" Can havli ile oturduğum yerde geriye kaçtım.  Abim bana yaklaşacak iken daha çok uzaklaşmıştım. "Git, gidin. Gidin!" Çığlık atarcasına bağırmam ile kendimde olmadığımın farkındaydım.

Ayza asla bağırmazdı. Şimdi ise çığlık atıyordu.

"Annem sakinleş, yalvarırım." Karşımda  sarsılarak ağlayan kadın beni daha çok boşluğa sürüklemişti. "Git! Yalnız bırak beni! Yaklaşma, yaklaşma dedim. Git!" Kapıdan giren Pamir temkinle bana yaklaşıyordu. Duvara değene kadar geri kaçtım. Elini uzattı bana doğru. Yerimde büzüştüm. Daha çok bağırdım. "Dokunma!" Geri çekildi hemen.

"Tamam, dokunmuyorum. Bak uzaklaştım. Kendini serbest bırak, hadi Ayza." Başımı sağa sola salladım hızlıca. "Git." Çaresiz sesim ile kollarımı karnıma çektiğim dizlerime sarmıştım. Hepsi buradaydı, gözleri üstümde küçük bir hareketimi bekliyorlardı. Tetikteydiler, farkındaydım. "Tamam! Tamam gideceğim ama kendini kasmayı bırak." Reddettim onu. "Onu öldürmeyeceğim." Fısıltım odaya bir bomba misali düşmüştü. "Ben katil değilim!" Çığlığım ile başını salladı hızlıca. "Tamam, ona da tamam! Bırak yanına geleyim." Başımı Barlas'a çevirdim. Serbest bıraktığım dizlerimin üstünde doğruldum ve sürünerek onun yanına gidip beni kollarının arasına almasına izin verdim. Ellerim karnımın üstündeydi. "Gitsinler." Fısıltım ona ulaştı mı bilmiyordum lakin aşağı inmelerini söylemişti.

Acının İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin