[5]

797 37 5
                                        

"BEŞ: DEĞİŞEN HİSLER."

'Her şey değişir ama hiçbir şey yok olmaz.'

(gif bölümde geçiyor)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(gif bölümde geçiyor)

"Hey! Ne yapıyorsun?" Huysuz mırıltım başımda duran kişiyi güldürürken kaşlarımı daha çok çattım. Gözlerimi hafifçe araladığımda ablamın gülen yüzünü görmüştüm. Elinde tuttuğu saçlarını burnuma sürüp huylanmamı sağlıyordu.

"Uyumak istiyorum abla, beş dakika." Ona arkamı dönüp tekrar uykuma dalacak iken bu sefer bedenim birden havalanmıştı. "Hih! Abi!" Pamir abim şaşkın sesim ile kahkaha atarken kollarında tuttuğu bedenimi hafifçe kaldırıp yanağımda öptü. "Günaydın küçük kedi, kahvaltıya misafirlerimiz geldi ve bunu kaçırmak istemezsin diye düşündük."

Ben kucağında mutfağa kadar gitmiştik ve beni sandalyeye oturtup saçlarımdan öpmüştü. "Annemler nerede?" Gelenlere bakmadan sorduğum soru ile mutfağa giren ablam işe gittiklerini söylemişti.

Masada Mert, Utkan, Efsa ve tanımadığım bir kız daha vardı. Benimle yaşıt gibi duruyordu ve Efsa'nın omzuna yasladığı başı ile bana bakıyordu. Ona sıcak bir gülümseme gönderdim. "Alçin benim yeğenim Ayza, sen ve Ayaz'la aynı yaşta." Dedikleri ile gülümsemem büyüdü ve başımı salladım. "Diğerleri neden yok?" Meraklı sesime onlar gülümsedi. "Biz burada oturuyoruz Ayza'cığım. Sağdaki evde Mert'ler soldaki evde de biz. Karşınızdaki ev ise Alçin'lerin." Sözleri ile abimin biz çocukluk arkadaşıyız dediği aklıma geldi. Şaşırmamıştım. "Çok sevindim!" Neşeli sesimin ardından babamın yerinde oturan abim tabağımı kahvaltılık ile doldurmaya başladı. "Abi pek iştahım yok, lütfen az koy." Ters bakışları bana dönünce dudaklarımı büzdüm. "Yapma kızım şöyle, yumuşuyoruz hemen." Kızgın sesi ile gülmek istesem de daha çok büzdüm dudaklarımı. Yarısını doldurduğu tabağı önüme bıraktı. "Bu çok!" Hiç bana bakmadan kendi tabağına kahvaltılık almaya başladı. "Bu öğleden sonra hastaneye gideceğiz güzelim, iyice yemen lazım." Anlamsız bakışlarla ona baktım. "Ne hastanesi abi? Biriniz hasta mısınız yoksa?" Bakışlarım masadakileri tararken yanımda oturan Pamir abim bana döndü. "Psikolog randevun var güzelim." Kaşlarım çatıldı. İstemsizce sinirlenmiştim.

"İstemiyorum."

O da kaşlarını çatmıştı. "Hey hey! Gerginlik yaratmayın lütfen, kahvaltımızı yapalım sonra konuşalım." Mert abinin yatıştırmaya çalışan sesi ile başımı sağa sola salladım ve onu reddettim. "Bana sormadan böyle bir karara varamazsınız. Ben gidemem oraya!" Gelen sandalye sesi ile başımı çevirdim. En başta oturan Çağan sinirle bakıyordu bana. "Bakma öyle! Benim iznim olmadan götüremezsin beni!" Boynunda belirginleşen damar ile çok sinirlendiğinin farkına varmıştım. İlk geldiğim günkü gibi bakıyordu bana. Korkuyla yutkundum. "Dün ne yaşadığını hatırlamıyorsun! Kriz geçirdin dün Ayza! Kendine zarar verdin! Bunu hatırlamıyorsun! İyi değilsin gözümün önünde eriyip gidişini öylece izleyemem, anladın mı?" Dedikleri bedenimde şok dalgası yaratırken yavaşça ayağa kalktım. "Abi ne yapıyorsun? Doktoru söylemeyin demişti!" Asil Çağan'a bağırırken hepsine arkamı döndüm ve derin bir nefes aldım.

Acının İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin