Araba dağın yukarısına bir yerde durduğunda başımı kucağımdaki ellerimden kaldıramıyordum.
"Hadi Jimin eve geçelim sende duş al."
Başımı ağır bir şekilde kaldırıp yanımda oturan Jungkook'a çevirdiğinde telefonu ile ilgileniyordu.
"Jungkook seni sevdiğimi nereden öğrendin?"
Sesimin titremesine engel olamıyordum.
"Hadi Jimin eve geçelim."
Bende emniyet kemerimi çıkartıp az ilerideki eve bakışlarımı çevirdim. Ev oldukça güzel görünüyordu. Jungkook ile konuşmak istesemde bana cevap vermemek için direniyordu.
Ahşap ama oldukça modern görünen koltuklara yerleştiğimde telefonumun çalması ile telefonu elime aldım. Arayan abimdi.
-"Jimin neredesin sen?"
-"Benim nerede olduğum seni ilgilendirmez abi.
-"Jimin nerede olduğunu söyle çabuk. Kim çıkardı seni oradan!
-"Nerede olduğumu ve kiminle olduğumu sana söyleyemem ama ben iyiyim abi kapatmam gerek.
Telefonu kapatatak bakışlarımı yanımda sigara içen Jungkook'a çevirdim.
"Ben şimdi gideceğim eve bir kaç şey alacağım."
Bakışlarımı önüme eğerek parkeyi izliyordum. Ona karşı kendimi çok garip hissediyordum. Jungkook yanımdan çıkıp giderken kolundan tutarak yavaşça ayağa kalktım.
"Jungkook ben."
Jungkook kolunu elimden çekerek, adımlarını kapıya yönlendirdi. Evden çıkıp giderken, arkasından bakmak ile yetindim. Jungkook ile kalmak istiyordum, ama bu şekilde değil, ona muhtaçmış gibi değil.
...
Jungkook elindeki poşetler ile arabaya binerken, telefonuna gelen arama ile poşetleri yan koltuğa bıraktı.
-"Jin?"
-"Mark ile ilgili yeni bilgiler öğrenmeye ne dersin?"
-"Dinliyorum Jin."
-"Mark saatler önce evine gelerek evin altına üstüne getirdi. Ama korkmanı gerektirecek bir durum yok çünkü Yeontan yaşıyor, küçük bir sıyrık ile atlattı sadece.
Jungkook kararan gözleri ile bir küfür mırıldandı eğer bir şey olduysa.
-"Yeontan nerede Jin!
-"Evde kanadına pansuman yaptım ama ne kadar işe yaradıysa.
-"Geliyorum!"
Jungkook Jimin'in yanına giderken bir yandan ise dişlerini sıkıyordu. Herne olursa olsun, her ne yaşanırsa yaşansın Mark'ın yanına bırakmayacaktı!
...
Jimin karşıdaki tabloyu incelerken kapının büyük bir gürültü ile açılması ile ürkerek bakışlarını gelene, Jungkook'a çevirdi.
"Al bunları ben çıkıyorum."
Jungkook elindeki poşetleri yere fırlatarak evden çıkıp giderken, Jimin anın şoku ile kapanan kapıya bakıyordu.
...
Jin masanın üzerindeki kanadı beze sarılı Yeontan'a bakıyorken, bakışları raftaki solucanlara çevrildi.
"Küçük kuş acıktın mı sen?"
Jin hafif sırıtıp oturduğu yerden ayağa kalkarak kavonozu eline aldı.
"Şimdi sana vereceğim şu canlıları güzelce ye sonra sahibin gelince beni kötü duruma düşürme."
Jin aldığı bir avuç canlıyı Yeontan'ın gagasına uzatırken, Yeontan güçlükle sevdiği yemeği yemeye başlamıştı.
"Sana bir şey anlatacağım küçük kuş. Jungkook'u ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum ben, küçücüktü oldukça savunmasız ve ürkek.."
Jin biraz daha canlıyı Yeontan'a uzatırken, dudakları kıvrılmıştı.
"O büyüdükçe bana karşı olan davranışları çok değişti.. bana olan sevgisi, bana olan inancı."
Jin derin bir nefes vererek kavanozun kapağını kapatarak, bakışlarını tavana çevirdi.
"Yeontan bazen seni kıskanıyorum biliyor musun? Çünkü sana olan bu sevgisi canımı sıkıyor."
Jin'in bakışları değişirken o derin düşüncelerden sıyrılıp sinirlenirken, elini sinir ile dizine vurdu.
"Jungkook'un her dediğini yapıyorum Yeontan. yapmamın nedeni para için değil, ona olan saygım içinde değil, sadece sevgim için.. Aramızda kalsın bu anlattıklarım güzel kuş."
Jin hızla ayağa kalkarak, Yeontan'ın başını okşayarak, evden ayrıldı. Jeon Jungkook'u uzun yıllardır tanıyordu ama şu son iki yıldır daha fazla tanımak istiyordu, daha fazla.
...
Bölüm sonu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK / JİKOOK
Fanfiction(TAMAMLANDI) Benim bu hayatımda en sevdiğim şey beslediğim baykuşumdu. Sen geceme ay oldun. ---- /Kapak bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.