"Senin ile son kez konuşucağım Jimin. Jungkook'un adını bir daha ağızına almayacaksın!"
"Abi, beni anlamıyorsun, Jungkook ile konuşmak istiyorum ben-"
"Yeter artık Jimin yıllarca anlattım ama her zaman inat ettin ya bu evden çıkar gidersin yada-"
"Yada ne abi? Beni evden mi kovacaksın?"
Mark parmaklarını saçlarından geçirerek sinir ile Jimin'in kolundan tuttu. Artık dayanamıyordu Jimin'e laf anlatmak artık onu yoruyordu ama Jimin'i asla bırakmazdı.
"Herşeyim ben artık sana söz geçiremiyorum şu lanet adamın ismini ağızına almanı istemiyorum.. lütfen odana çık beni daha fazla kızdırma."
Jimin dolan gözleri ile abisine baktı artık bu evde bu şekilde yaşamak istemiyordu.
"Ben bu hayatı istemiyorum abi. Ben senin bu inadını kabullenmek istemiyorum, ben gitmek istiyorum."
Mark Jimin'den duyduğu o sözcükler ile afallarken, başını sallayarak yumruk yaptığı ellerini Jimin'in hemen yanındaki duvara geçirdi.
"Bir daha gitmek kelimesini o ağızından duymayacağım."
Mark iri elini Jimin'in yanağına yaslayarak, diğer elini ensesine koyarak, kendine çekerek, alnına ve yanaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Odana çık güzelim."
"Abi istemiyorum lütfen bir süreliğine dağ evine gideyim."
"Jimin'im odana çık."
Mark kendini Jimin'den uzaklaştırıp çalışma masasına doğru ilerlerken, Jimin yanaklarından akan tuzlu suyu elinin tersi ile silerek arkasına döndü. Aynanın karşısına geçip baktı kendine, bu beden eski Jimin değildi, ruhu artık bunca yıldır yaşananları kabul etmiyordu.
"Kalmamalıyım. Bu evde bu daha fazla mâhkum kalmamalıyım."
...
Yeontan ay ışığını izlerken, bakışları sahibi Jungkook'u buldu. Uyuyordu o sarı saçlı çocuğu görmeyeli uzun zaman olmuştu ve çok özlüyordu Yeontan ay ışığından daha güzel olan şeydi yıldızlar, geceyi tamamlayan, ay izcileriydi onlar.
…
Jimin sırt çantasını takarak tedirginlik ile bakışlarını merdivenlere çevirdi. Gecenin geç saatlerine bu evden çıkmak istiyordu, ama abisi Mark uyuyor olmamalıydı. Jimin aşağı katta inerek abisi Mark'ın odasının önünden sessizce ve tedirginlik ile inerek, dış kapıyı açtı. Korumalar ön kapıda olduğu için arka bahçeden atlayacaktı.
Jimin bir süre sonra evden uzaklaşmış, kendini gecenin aydınlığında bulmuştu. 'Bir baykuş olmak istemişti geceye yakın, gündüze uzak.' gece belki de Jungkok'du, gündüz ise Mark.
Bir yıldız kaydı gecenin karanlığından, Jimin bakışlarını gökyüzüne çevirdiğinde bir ses duydu kulakları, bir siyah baykuş gördü gecenin rengini almış ağaçların arasında.
"Yeontan."
Jimin elini kalbinin üzerine koyarak, gözlerini sımsıkı yumdu. Yeontan olmak istemişti; Geceye yakın, gündüze uzak.
...
Bak gece, ben geldim. Sana geldim, ay'a değil, yıldıza değil, sana geldim...
Bak gece, gündüzün esiri olmaya değil, yalnızca sana tutunmaya geldim.
Ben gündüze değil, aya tutundum.
...
Önemli
Not: Gündüz Mark gece Jungkook olarak uydurduğum için bu bölümde biraz bu konuya değindim umarım mantıklı gelmiştir. Ve biliyorsunuz ki şu sıralar Instagram üzerinden Jungkook güneş, Jimin ay olarak biliniyor. :) GERÇEK! Anlatmak istediğim şey bu bölüm biraz gerçek JİKOOK Oldu.
✨✨✨✨
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK / JİKOOK
Fanfiction(TAMAMLANDI) Benim bu hayatımda en sevdiğim şey beslediğim baykuşumdu. Sen geceme ay oldun. ---- /Kapak bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.
