"Mark aç kapıyı."
Jin, Jungkook ve Jimin'in gitmiş olduğu havaalanı hotelin'den sinir ile ayrılarak Mark'ın evine gelmişti.
"Jimin'i buldun mu Jin?"
Jin sinirli bir nefes alarak, koltuğa oturdu. Lanet olsun ki o havaalanına gitmeden hemen önce çıkıp gitmişlerdi.
"Gitmişler."
Mark sinir ile ayağa kalkarak, Jin'e doğru adımladı. Ne demekti o?
"Ne demek gitmişler Jin? Hani bana Jimin'i mi bulacaktın?"
"Kes sesini Mark. Ben havaalanına gittiğimde yoktular işte. Emin ol ben senden daha sinirliyim yıllardır ilk defa bir işi beceremedim."
Mark parmaklarını saçlarından geçirerek, dış kapıya doğru ilerledi.
"Nereye gidiyorsun?"
"Senin beceremediğin işi ben yapacağım Jin onların bir ihtimal gideceği yeri az çok tahmin edebiliyorum."
Mark evinden çıkıp giderken, Jin sinir ile alt dudağını dişledi. Mark'ın kendinden önce onları bulmasını istemiyordu.
...
"Jungkook beni kuyudan çıkardıktan sonra gittiğimiz evemi gitsek?"
"Orası olmaz Jimin abin o evi biliyor."
"Başka bir otel?"
Jungkook sıkıntılı bir nefes alarak bakışlarını Jimin'e çevirdi.
"Çok soru soruyorsun ayarlayacağım."
Jungkook direksiyonu sağa kırarak ormana doğru ilerledi. Jimin bakışlarını şaşkınlık ile ön camda gezdirirken, Jungkook oldukça sakindi.
"Jungkook abim bizi elbet bulacaktır biz neden kaçıyoruz ki?"
Jungkook derin bir nefes alarak elini ensesine götürdü. Jimin bir yandan haklı olduğunu anımsayınca, direksiyonu ters yöne doğru çevirdi.
"Seni abine geri vermemi istiyor musun?"
"Ney?"
"Duydun işte. Abine götüreceğim seni Jimin."
Jimin duymuş olduğu cümle ile başını dizinin üzerindeki ellerine çevirdi.
"Abim çok kızacak ama."
"Jimin evime ve işime geri dönmem gerekiyor bu böyle devam edemez seni abine verdiğim zaman hiçbir şey bitmeyecektir."
"Öyleyse beni neden kaçırdın Jungkook?"
"Jimin Türkiye'de beni arayıp, telefonda konuşmamızı ne zaman unuttun sen?"
"Jungkook indir arabayı çabuk."
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"İndir dedim sana! Madem beni abime geri vereceksin o zaman sen götürme beni ben abimi ararım o beni alır nede olsa yüz yüze gelmeye tahmülünüz yok!"
Araba ani bir fren ile boş yolda dururken, Jimin öne doğru sendelenerek bakışlarını Jungkook'a çevirdi.
"Çık dışarıya Jimin."
Jimin dolan gözlerini kırpıştırarak, emniyet kemerini çıkartıp hızla arabadan indi.
Lastiğin kulak patlatan sesi gelince, Jimin yere eğilerek gözlerini kapattı. Jungkook ile kısa zamanda yaşadıkları tek tek gözünün önünden geçerken, göz yaşlarına hakim olamadı.
Hani bir söz vardı ya, 'bu küçük dünyada.'
Yıldız'ın geceden gittiği gibi, Ayında gitme vakti gelmişti belkide.
Ay gecedeydi evet, peki gece ayda mıydı?
Evet, ay gecedeydi ama gece ayda değildi.. Jimin hiçbir zaman Jungkook'da olamamıştı.
Olsun varsın, bize ayın ışığı yeter ama şuda vardı... Gece olmasaydı, ay hiçbir zaman parlamazdı!
...
Bölüm sonu.
![](https://img.wattpad.com/cover/250247216-288-k563559.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK / JİKOOK
Fanfic(TAMAMLANDI) Benim bu hayatımda en sevdiğim şey beslediğim baykuşumdu. Sen geceme ay oldun. ---- /Kapak bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.