DARK-21

460 50 2
                                    

Jungkook Jaebum'un gidişinin ardından Yeontan'ın solucanların vererek evden ayrıldı. Jimin'in nereye gittiğini tahmin edebiliyordu.

...

Mark telefonun kapanması ile hızlı adımlar ile geldiği yönün tersine doğru ilerledi Jungkook'un yanına gidecek ve Jimin ile ilgili bilgi alacaktı.. Jimin'in son dediği cümle aklından çıkmıyordu.

Mark yarım saat sonra gelmiş olduğu o nefret ettiği eve doğru ilerleyerek, demir siyah kapıyı yumrukladı.

"Aç kapıyı Jungkook! Jimin'in yerini söyle bana!"

Kapının ne kadar süre geçmesini rağmen o kapı hiç açılmamıştı. Yeontan yumruklanan kapının üzerine kanatlarını açarak avizenin üzerine kondu. Gece kadar karanlıktı Yeontan.

Bir anda kapının bir mermi tarafından kilidinin kırılması ile Mark içeriye girdi.

"JUNGKOOK NEREDESİN!"

Mark'ın bakışları evin her bir köşesinde gezinirken, bakışları Yeontan ile buluştu. Yeontan sarı renk gözlerini Mark'ın üzerinden ayırmazken, Mark sinir ile elinde tutulduğu silahını Yeontan'a doğrulttu.

"Jungkook'un canı sensin değil mi ben o canı yerinden almasını çok iyi bilirim!"

Mark boşta olan elini cebine sokarak telefonunu çıkarttı. Video çekecek ve Jungkook'a atacaktı.

Yeontan Mark'ın ne yapacağını anlamış gibi kanatlarını açarak Mark'ın üzerine doğru yönelirken, Mark kamerayı açarak Yeontan'a doğrulttu.

"DUR!"

Yeontan Mark'ın etrafında dönerken, Mark silahını Yeontan'ın geçtiği yere doğru tuttarak bir anda vurduğunda, ilk başta ıskalasada ikinci vuruşunda önce bir ses, bir silah sesi.. sonra yere yığılan siyah sarı gözlü küçük bir kuş.

Mark kamerayı bir süre yerde gözleri açık ve o ufacık bedenin bir kaç çırpınışı ve son nefes ile kamerayı kapattı.

"Bunu yapmak en iyisi olacaktı küçük kuş.. sahibin benim olanı almanın cezasını bununla çektiği için mutluyum."

Mark telefonu cebine koyarak eğilip bir kaç kere Yeontan'ın fotoğrafını çekip evden ayrıldı.

...

Jimin kuyuya başını eğerek titrek bir nefes aldı. Bir insan kendi canını bu kadar zor alamazdı.

"Bunu yapacağım."

Jimin akan göz yaşları ile kuyunun üzerine oturarak, bacaklarını kuyudan aşağı sarkıttı. 'Kırk beş metre' olan kuyuya baktı bu derinliği babası ona daha küçük bir çocuk iken söylemişti.

"Bunu yapacağım."

Jimin kızaran yanaklarını elinin tersi ile silerek, başını aydınlanan gök yüzüne çevirdi güneş kendini belli ediyor, yüzünü yakıyordu.

Arkadasından gelen bir lastik sesi ile bakışlarını korku ile arkasına çevirdi sendelenip kuyuya düşeceği sırada dengesini son anda bulmuştu.

Belini saran kollar ile kendini Jungkook'un göğüsünde bulduğunda acıyan yanakları ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Jungkook tutmuş olduğu kolları yavaşça bırakarak kendini geri çekti.

"Geç kalsaydım ne olacaktı Jimin! Ne yapmaya çalışıyordun sen aklından geçen bumuydu?"

Jimin hıçkırıklar içerisinde başını iki yana sallayarak bir adım attı Jungkook'a doğru.

"Jungkook ben.. ben bunu yapmak zorundaydım."

DARK / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin