Mark kardeşinin yanağına küçük bir öpücük kondurarak, evden ayrıldı.
Jimin ise oldukça sevinçliydi çünkü yarın sabah Jungkook'un yanına gidecekti. Tabikide Jungkook Jimin'i sevmiyordu, belkide nefret ediyordu ama Jimin yinede Jungkook'un yüzünü görmek için evine gidecekti.
...
Jungkook okuduğu mektubun halsizliği ile aşağı indi.
İçinde her ne kadar üzüntü ve yıpranmışlık varsada bunu asla kimseye belli etmiyordu.
Jungkook dik duruşuyla aşağı indiğinde, bir anda omuzuna konan Yeontan ile tüm düşüncelerini unuttu.
"Oğlum benim."
Yeontan görkemli kanatlarını açıp kapatırken Jungkook'un tek odak noktası o olmuştu. Ne işi vardı onun burada?
...
"Senin burada ne işin var!"
Bazı anlar olurdu herkesin yaşadığı ve o garip hisler ile boğulduğu. Ne için gelmiştim, ve ne için buradayım? Buradan bir an önce koşup gidesim vardı ama birşeyler beni burada tutuyordu.
"Ben şey..."
Konuştukça eziliyor gibi hissediyordum. Jungkook karşımda tüm asaleti ile duruyordu ben ise karşısında oldukça savunmasız ve korkak bir şekilde duruyordum. Yutkundum.
"Ben buraya.. ben-"
Bakışlarım Jungkook'un omuzuna konan baykuşa çevrildiğinde kaşlarım çatılı. Tüyleri oldukça güzel ve şekilli görünüyordu. Gözleri oldukça büyük ve siyahtı, tüylerinin rengini almıştı adeta.
"Ne işin var burada senin!''
Titrek bir nefes alarak bir adım geriledim. Daha kendim bile bilmiyordum bu sorunun cevabını. 'Ne işim vardı burada?'
"Ben sadece konuşmak için geldim."
Aklıma gelen o saçma cümle ile, bakışlarım tekrardan Jungkook ile buluştu. Jungkook duruşunu dikleştirmiş öylece yüzüme bakıyordu. Kalbim göğüs kafesimi delip geçecek gibi olmuştu.
"Konuş öyleyse. Konuş ve abin gelmeden git buradan."
"Abim bir hafta burada olmayacak yurt dışına çıkacağını söyledi bana."
Jungkook'un dudakları istemsizce kıvrılırken, elini yavaşça cebine soktu.
"Ne konuşacaksın benim ile? Çıkmam gerekiyor acele et Jimin."
Bir anda yüzüm asılmıştı. Ne diyeceğimi bilemiyordum aklımda bir sürü kurgu düşünürken o anda aklıma gelen sözleri art, arda sıralamaya başladım.
"Abim seni hiç sevmiyor, ailemizi senin baban öldürmüş, bu durum beni rahatsız ediyor."
Jungkook omuzundaki Yeontan'ı eline alarak arkadaki siyah deri koltuğa oturdu. Ben hala ayakta dikiliyorken, derin bir nefes alarak köşedeki koltuğa oturdum.
"Demek istediğim şey, abim ile olan bu kavganız ne zaman bitecek?"
"Bu senin gibi küçük çocukları ilgilendiren bir konu değil. Şimdi git buradan."
Jungkook ayağa kalktığı an ben hâlâ duyduğum o cümleyi kafamda tekrar ediyordum. 'Bu senin gibi küçük çocukları ilgilendiren bir konu değil.'
"Ben küçük bir çocuk değilim Jungkook. Yirmi iki yaşındayım ben."
Jungkook Yeontan'ı sehbaya doğru uzattığında, Yeontan anlamış olacak ki kendini sehbaya bıraktı.
"Yaşın umrumda değil Jimin. Görünüşün adeta beş yaşında bir çocuğu andırıyor ve konuşma tarzın."
Jungkook Jimin'e kısa bir bakış atarak dış kapıya doğru ilerledi.
"Bu arada. Abinin benim ile ilgili problemi beni alakadar etmez şimdi git buradan yetişmem gereken işim var."
Kalbimde hissettiğim o acı ile yüzümü buruşturdum. Benim ile bu şekilde konuşması aklımın ucundan dahi geçmemişti. Ne bekliyordum? Gözlerim dolu dolu olmuştu. Ağır adımlarımı sehbanın üzerinde öylece bana bakan baykuşa çevirdim.
"Jungkook hep böyle kabamı davranıyor baykuş?"
Cevap vermedi. Cevap vermesini beklemek tam bir aptallıktı!
"Benim ile neden konuşmuyorsun? Yoksa beni bir aptal olarak mı görüyorsun? Bir kuş ile konuşmaya çalışan aptal mıyım?"
Jimin yanağından akan küçük bir damla yaşı elinin tersi ile hızlıca silip ayağa kalktı. Burada böylece kalıp bu kuş ile konuşamazdı.
"Belki başka bir zaman bir daha karşılaşırız değil mi? Sen çok şanslı bir hayvansın bunu bil baykuş."
Jimin arkasına dönerek koşar adım evden çıktı. Neler oluyordu hiç bir fikri yoktu hayatında ilk defa bir hayvan olmak istemişti belkide Jungkook ile aynı evi paylaşan bir canlı. İstediği zaman o görkemli kanatlarını 'kollarını' açıp Jungkook'a sarılacak bir baykuş.
Gün doğacaktı, ve bir gün daha doğacaktı, günler birbirini kovalayacak, baykuş olacaktı...
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK / JİKOOK
Fanfiction(TAMAMLANDI) Benim bu hayatımda en sevdiğim şey beslediğim baykuşumdu. Sen geceme ay oldun. ---- /Kapak bana aittir. /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım.