********************
Biz kaybetmeye ilkokulda silgi ile başladık**************************
Hayatında daha önce karnesine hiç 'dört!' düşürmeyen Süeda'ya lise şoku. Sınavlarım bir bir açıklanmaya başlamıştı ve rezil bir haldeydim. Bu lise ne zormuş arkadaş ya. İlkokulda matematikten 80 alınca üzülüyordum ben, şimdi gece gündüz çalıştığım halde 40 almışım. Peki edebiyattan 32 almak nedir ya? Vallahi liseye gelene kadar edebiyata ilgim var sanıyordum; ama anladığım kadarıyla yokmuş. Fiziği hiç anlatmıyorum bile. Neyse ki fizik hocamız berbattı da annemlere notumu açıklarken bütün suçu ona atabilirdim.
Akşam yemeği için sofrayı hazırlarken annem "Sınıf öğretmenin aradı bugün." dedi. Bir anda kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Neden aramış ki ya hiçbir şey de yapmadım, yoksa yaptım mı diye düşünürken "Yarın veli toplantısı varmış." diyerek beni rahatlattı. O kadar çok şikâyet telefonu alınca insanın aklına başka bir şey gelmiyor tabii.
"Babanla bir uğrarız."
Veli toplantılarında, her ne kadar şikâyet edileceğimi bilsem de hocaların, hakkımda ne diyeceğini çok merak ettiğim için annemle babamın toplantılara gitmelerini isterdim. Hem bu sefer şikâyet de edilmeyecektim. Belki "Ders dinlemiyor." gibi bizim aile için sinirlenme eşik değerinin çok altında bir iki şikâyet duyabilirlerdi tabii; ama önemi yoktu.
"Hazır gitmişken Reyo Hoca'yı da Müdür'e şikâyet edin."
"Ne diyeceğiz kızım Müdür'e?"
"Ne bileyim ben? Psikopat öğretmen çalıştırmayın de, çok mu aradınız bu kadını de, siz buna maaş vermiyorsunuz da o mu size veriyor de, tehdit ediliyorsanız göz kırpın anlayalım de."
"Tamam, tamam uzatma!"
"Öğretmen ihtiyacınız varsa ben bedava çalışırım de."
"Kızım tamam. Ben güzelce konuşurum. Yalnız, arkadaşlarının ailesi de şikayetçi olsun ki ciddiye alsınlar."
"Ben zaten konuştum sınıftakilerle, herkesin ailesi şikâyet edecekmiş."
"İyi bakalım, oyalama beni şimdi işim gücüm var. Geç soğan doğra sen de."
Haydaaa! Yine nereden geldik bu soğan doğrama işine arkadaş? Kadın, ne yapıyor ediyor laf arasında soğanla bıçağı elime dayıyor her seferinde. Yalnız bir şey fark ettim. İnsanın soğanları ince ince doğrarken düşünecek çok vakti oluyor. Şimdi bütün veliler Müdür'ün başının etini yese, Müdür, Reyo'yu odasına çağırsa "Hakkınızda çok şikâyet var Reyo Hanım." dese, Reyo da vır vır vır konuşur Müdür'ü sinirlendirir, kesin şutlanır. Çok az kalmıştı kurtulacaktık bu kadından.
Nereden bilecektim ki yine bir hüsranla karşılaşacağımı? Annem Müdür Bey'e durumu anlatıp Reyo hakkında şikâyetçi olunca Müdür Bey büyük bir şaşkınlık içerisinde "Vallahi ilk sizden duyuyorum." demiş. Ulan, hani hepinizin ailesi şikâyet edecekti? Yok arkadaş kimseye güvenmeyeceksin bu devirde. Bu da yetmezmiş gibi Reyo Hoca beni anneme bir güzel şikâyet etmiş.
"Sağa dön diyorum, sanki neden sağa dönüyoruz ki der gibi dönüyor."
Bu nasıl bir şikâyet etme şekli arkadaş? Annemden durduk yere "Bana bak, insan gibi sağına soluna dön!" diye azar yedik iyi mi!
"Anne, herkes ne yapıyorsa aynısını yapıyorum işte."
"Heee ben biliyorum seni, ağzını yüzünü homur homur ediyorsundur kesin!"
"Fesuphanallah ya!"
"Bak bak, yine yaptı aynı şeyi!"
"Eee peki, diğer hocalarla konuştunuz mu bari?"
"Konuştuk konuştuk. Maşallah sınıfınızın çenesi pek düşükmüş. Herkes şikâyetçi vallahi."
"Aman ya o kadarcık konuşmadan ne olur, abartmışlar."
"Tabii tabii abartmışlardır. Kimya hocanızı delirtmişsiniz kızım. Kadıncağız sakin kalabilmek için abdest alıp öyle giriyormuş dersinize."
Gülmemek için zor tuttum kendimi.
"Abdest mi alıyormuş?"
"Ne yapıyorsanız artık? Dinlesenize evladım derslerinizi güzel güzel. Hayır, konuşan da konuşsun sen katılma onlara."
"Anne tamam ya."
Reyo olayından yine bir sonuç alamamak inanılmaz tadımı kaçırmıştı. Resmen kimse şikâyet etmemiş kadını. Bunlara var ya müstahak bu kadın, müstahak da kurunun yanında yaş da yanıyor işte. Ama yok ben baş edemeyecektim bu kadınla. Pes ediyorum. Artık doğum iznine ayrılıp kendi kendine gitmesini beklemekten başka çarem kalmamıştı. Beni bu şanlı mücadelede yalnız bırakan dostlarıma selam olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulda Denemeyiniz
HumorHerkes en az bir kere, geçtiğimiz yılı düşünüp "Ayyyy geçen yıl ne kadar salakmışım!" cümlesini kurmuştur. İşte bu cümle, benim hayatımın özeti. İstisnasız her yıl böyle kendimden utanırım. Bir insan her sene saçmalıklarına saçmalık katabilir mi? Ne...