Aydınlığın ve Karanlığın Hikayesi
Alisya ve Pamir'in yolları, sıradan bir karşılaşmanın ötesinde, kaderin bir oyunu gibi kesişir. Kaderin onlara sunduğu tesadüflerle bir araya gelirken birbirlerinden kopamayacak noktadadır. Onların hikâyesi, tutku v...
Evet arkadaşlar başlıyoruz. Yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum.Oy ve yorum yapmayı unutmayalım.Lütfen desteğinizi esirgemeyin. İyi okumalar diliyorum.
Başlama tarihini yazarsanız sevinirim.
İnsan insanın kurdudur. Hobbes
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kulağımda ki şarkı ne kadar derinse adımlarımda o kadar derinleşiyordu. Düşünmek istemiyordum. Kendimde boğulmak istemiyordum ama olmuyordu. Düşünceler beni boğuyor, boğuluyordum. Bazen düşüncelerin içinde boğulacak gibi hissediyor, o kadar çok düşünüyordum ki neyi düşündüğümü unuttuğum zamanlarda oluyordu. Bazen öyle zamanlarım oluyordu ki gittiğim yolu ayaklarım değil düşüncelerim gidiyordu sanki.
Ne mi düşünüyordum? Her şeyi!
Yalnızlık tatmadığım kadar yoğundu.
Oysa yalnızlık neydi?
Herkesin yalnızlığı başkadır. Yalnızlık daha çok hislerimizde büyüttüğümüz bir duyguydu. Annem vardı babam vardı ama kendimi yalnız hissediyordum. Hayatımda çokta kötü şeyler olmadı ve benim hayatım ortalama bir insanın hayatından farklı değildi. Sarhoş ve kumarbaz bir baba, babanın her hareketini ya da davranışını görmeyen bir anne. Evet, görmemezlikten gelmiyordu ve gerçekten görmüyordu! Gecenin üçünde yine sarhoş gelmiş evi inim inim inletmişti ve ondan sonra uyuyamadım. Kendimi sabahın köründe mahalleye yakın sahil kenarında bulmuştum.
Sahil kenarında önce hızlı tempoda yürüdüm, bedenim ısındığında ve tempoya alıştığımda yürüyüşü koşuya çevirdim. Vücudumu genelde çikolata, çay ve acı kahveyle beslediğim için yürüyüş yapmaya mecburdum. Zaten arada kafa dağıtmam için ideal bir seçimdi. Lise son sınıf öğrencisiydim ve sınava hazırlanıyordum bu yüzden beslenmeme de haliyle dikkat edecek pek zamanım yoktu.
Annem, babamın yaptıklarını görmemesi canımı sıkıyor, zavallı kadına psikolojik bazen de fiziksel şiddet uyguluyordu. Kaç kez, 'gidelim bu adamdan, şikayetçi ol,' dedim ama maalesef beni dinlemiyor. Sevgisinden yaptığını zannediyordu. Seven insanın böyle bir şey yapmadığını anlatsam da, 'Sen nereden bileceksin seven insanın nasıl olduğunu' söyleyip beni geçiştiriyordu. Evet, bilmiyordum ama seven birinin de babam gibi yapmayacağını iyi biliyordum.
Tabii hayatımızda kitaplardaki gibi ya da filmlerdeki gibi aşk olamazdı. Onlar kitapta ve filmlerde güzeldi ama annemin yaşadıkları da böyle olmamalıydı. Ne olurdu kitaptaki gibi karakterler de hayatımızda olsaydı. Vardır belki iyi niyetli onlar gibi seven ama bizi, beni bulmazdı.