Medya: işgal - kaldık böyle
Elindeki sigarayı iki parmağının arasına sıkıştırmış, titreyen elinin farkında olmadan iki eliyle başını; yüzünü ovuştuyordu. Zihninde tekrarlanan cümleler anlamlı birer cümle haline gelemese de canını yakacak kadar mana kazanmıştı her biri.
Biten sigarasını balkon pervazında söndürüp ikincisini almaya çalıştı titreyen eliyle. Soğuktan mıydı midesine vuran sigaradan mıydı bilmiyordu ama artık titreyen sadece eli değil yavaş yavaş bütün vücuduydu. Dudağına yerleştirdiği sigara zehrini nefeslediği an midesine vuran sancı iki büklüm olmasına sebep olmuştu bile. Ciddi bir öğürme yaşamamak için ağzını eliyle kapatıp odaya koşmaya çalıştı.
Kapıyı hızla açıp banyoya girdi. Elinde yanan sigarayı da klozete atıp içindekileri çıkarmaya başladı. Sırtında hissettiği ellerle kafasını az da olsa kaldırmaya çalışınca "çıkar, çıkar tutma içinde" diye esmerin telkinlerini duydu.
Sol eliyle, arkasında durup saçını saniyede bir düzelten sırtına küçük dokunuşlar yapan esmeri itmeye çalıştı. "çık" diyebildi nefes nefese. Hem istifra edişi hem vücudunun istemsiz titreyişi şimdiden yormuştu bile. Zaten sabah yaptığı az biraz kahvaltıyı tümden çıkardıktan sonra olduğu yere çöktü, bir eliyle hala esmeri iterken.
Hakan hemen önünde tabiri caizse it yavrusu gibi titreyen kumralı görmesiyle neye uğradığını şaşırmıştı. Ellerini ıslatıp sevdiğinin yüzünü az da olsa pisten arındırmaya çalışıyordu o sırada. "Ne oldu sana? Bir daha içmeye gidersek.." diye daha cümlesine tamamlamamışken Bora yüzünü temizleyen elleri tutup "çık" diyebildi titreyen sesiyle. Ayazda kalmış bir kedi yavrusu gibi titriyordu tüm vücudu.
Hakan onu sert bir hamleyle tutup ayağa kaldırdı. Kucağına almasının imkanı yoktu ikisi de birbirinden cüsseli insanlardı. Kolunun altına girip yatağına ilerletmeye çalıştı. "Hakan" diye sitemli sesi duymazdan geldi esmer. Muhtemelen kumralı onun bu halini görmesinden çekiniyordu o yüzden itiyordu diye düşündü o an.
Titreyen bedeni yatağa bırakıp üzerine yorganı çekti. Kendi yorganını da alıp üzerine örttü kumralın. Soğuk terler atıyordu. Elini önce alnına sonra boynuna koyup ateşine bakmak isteyince buz gibi olduğunu fark etti esmer. "Kalk kalk hastaneye gidiyoruz" deyip az önce örttüğü yorganı açmaya çalıştı.
Bora üzerinden sıyrılan yorganları eliyle tutup "iyiyim ben" diyebildi. Kendinin farkındaydı, hastanelik bir durum yoktu.
"Lan başlatma iyisine köpek gibi titriyorsun, kalk" diye uzun zamandır kullanmadığı o sert mizacını ortaya çıkarmıştı yine.
"Uyuyayım geçer" deyip yorganı tekrar başının üzerine kadar çekti kumral. Hakan yatağa oturup kumralına baktı. En azından nefes alması için yorganı hafif çekip yüzünü açığa çıkardı. Bir süre böyle durduktan sonra aklına gelen, Fatihin şerminden çaldığı sıcak su torbasını hatırlayınca onu almaya gitmek için ayaklanmıştı ki bileğinde buz gibi eller hissetmesiyle tekrar oturdu yerine "Nereye?" Diye korkulu bir ses duymayı beklemiyordu. Boradan bunca zaman asla duymadığı bir tondaydı. Korkuluydu.
"Fatihten sıcak su torbası almaya" diye tutuk şekilde konuştu hala kumralına garip garip bakarken.
"Ona gerek yok, bir kez daha yanımda uzanır mısın?" Diye çekingen bir soru sordu Bora. Esmer kaşlarını çatıp baktı sevdiğine. Ulan ne oluyordu. Bora hasta olunca karakteri falan mı değişiyordu.
"Kay bi'tanem" dedi en ılımlı haliyle. Hastaydı diye sorgulamak istemedi o an. Yorganı açıp girdi içine. Borayı sarıp sarmaladı. Bora yine esmerin boynuna dayadı burnunu. Sıkı sıkı sardı esmerin bedenini. Vücudu yavaş yavaş kasılmayı bıraktı esmerin sıcaklığıyla. Yorganı başının üzerinden geçirdiği için esmer nefes almakta zorlanınca yüzünü açığa çıkardı. Kumralı bu şekilde ısındığı için titremesi geçince üzerini şimdilik açmamayı tercih etti Hakan. Bir eliyle kumral saçlarını okşarken Boranın garip halini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
61. DAKİKA
Teen FictionBora gamsızdı biraz da umursamaz, Hakan ise fazlasıyla agresif "Her ne yapıyorsan her ne yapmaya çalışıyorsan yapma!"