Medya: Emre Aydın&Çağan Şengül- Beni Anla
Bir kaç gün uzaktım diye🥺
ardından seri şekilde bölüm attım diye :(
okuyucularım bana küsmüş:(
yorum yapmıyorlar ağlim mi şimdi. Cadı bir yazar olup size çemkirmedim diye dimi:(Ama olsun ben yine yazar atarım cefakar benn🤭🤧
(Duygu sömürülerim bitti ağız tadıylan okuyabilirsiniz♡)Yavaş yavaş geri çekilmeye çalıştı Hakan. Ne demek 'pompacı' başka iş mi yoktu. Uzaklaşmaya çalıştıkça kumralın dokunuşları daha tutucu hal alıp kendine sarıyordu. "Lan bi dur!" Deyip kendinden uzaklaştırdı kumralı. "Senin derdin beni delirtmek. Adam gibi iş bul dedim değil mi?" Çatılı kaşlarını kumraldan ayırmadan konuşuyordu. "Ama yok kim Hakanı delirtsin" deyip çıktı yataktan.
Bora, beklediği tepkiyi alınca cevap vermeden durdu. Cevap verse mevzu uzardı. Bir iki bağırır susardı sonrasında uysal şekilde hallederlerdi. Sakin durmak daha mantıklıydı.
"Lan şimdi de hesaba mı almıyorsun, cevap versene çok aradın mı?"
Kumralın o düz bakışını görünce daha bir alevlendi bakışları "seni yatırır şuraya.." deyip cümlesini kesti "gitmiyorsun başka iş bakıyoruz" deyip yastığını aldi. Kendi yatağına fırlatıp tekrar kumralına döndü hala cevap vermiyor dik dik bakıyordu. "oğlum cevap ver yeminle şurada çıldırırım yurdu yıkarım!"
"Ne cevap vereyim lan?" Deyip yüzünü duvara döndü. Onun o öfkeli bakışını görmek istemedi o an. Eski hakanı hatırlatıyordu. Bilmeden de olsa canını yakan Hakanı. "ona yok buna yok ne yapayım ben. Huzur evinde mi çalışayım?" Ses tonu hakanın aksine sakindi.
Hakan "gidip bir dershaneye ne bilim bi özel okula falan başvurabilirdin." Dedi haklılığını göstermek için gözünü belerte belerte konuşurken.
"Onlar da kollarını açmış üçüncü sınıf bir öğretmen adayı arıyorlardı zaten." Deyip o gamsız gülüşünü sundu. Huy olmuştu artık. Farkında olmadan umursamaz davranması gereken yerde yüzünde beliriyordu.
"Yüzündeki şu gamsız maskeyi sikerim Bora, düzgün konuş benle." Deyip odadan çıkmak için adımladı. Şu an birbirlerini anlamayacaklardı. Belliydi. En mantıklısı biraz balkonda soluklanmak diye düşünüp odanın kapısına doğru ilerledi.
"Gitme o zaman sende. Her tartışmada çekip gidiyorsun..." Dediği an sustu. Bunlar zihninde dönen düşüncelerdi şu an dile dökmek istedikleri değildi. Tartışma meseleleriyle ilgisi bile yoktu hatta. Saçmaladığının farkında varınca iki eliyle yüzünü sıvazlayıp gözlerini kapadı.
Hakan duyduğu cümleyle olduğu yerde kaldı. Boraya baktığında ellerini yüzüne kapadığını derin nefes aldığını fark etti. Alakasız şekilde konuştuğunu fark etmişti. Ama mevzu bu değildi. Mevzu, kumralın içindekini dile dökmesiydi. Hakan o an fark etmişti ki her tartışmalarında odadan çekip gidiyordu.
Adımlarını durdurup kumralına doğru ilerledi. "Bana bak!" Deyip dikkatini çekmek istedi. "Balkona gidiyordum, hava almaya" diye az öncekinden daha ılımlı sesiyle açıklamaya çalıştı kendini.
Bora, esmere bakıp belli belirsiz kafa salladı. Nedenini bilmiyordu ama kendini çok aciz hissetmişti. Konuyu dağıtmak için ilk meseleden yürümeyi seçti. "Evet bizim için önemsiz durabilir ama o kurumlar diploma istiyor hakan. Beni istemezler." Deyip yorgun bir açıklama sundu.
"Bırak şimdi onu. O meseleyi kapadık." Deyip oturdu kumralın yanına tekrar. "Baska iş buluyoruz bitti gitti." Deyince bora keskin bir bakış attı esmere ağzını açmıştı ki esmer kaşlarını havalandırıp susmasını işaret etti. "Şimdi bana az önce dediğini açıkla. Ne demek her tartışmada gidiyorsun? Gidince dönmüyor muyum sana?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
61. DAKİKA
Teen FictionBora gamsızdı biraz da umursamaz, Hakan ise fazlasıyla agresif "Her ne yapıyorsan her ne yapmaya çalışıyorsan yapma!"