29. Bölüm

1.7K 136 44
                                    

Votişlerinizi de seviyorum ama en çok yorumlarınız güzel, sadece bilin istedim ♡ ^^



Şermin, arabayı yolun kenarına park edip bekledi. Ellerini direksiyona dayamış çenesini üzerine koyup karanlık asfalt yolu izliyordu. Içten içe rahatlamışsa da birazdan içeriden çıkacak iki gence hesap soracaktı. Abisi kız kardeşi sanki bu gece evlenip gidiyormuş gibi tribe girdiğinden şermin onu yurda gönderip mekandan çıkacak olan ikiliyi kendi almaya gelmişti.

Kapı açılınca içeri seri hamlelerle gelen iki gence baktı gözlerini kısarak. Bora gelenin şermin olduğunu anlamış olsa da Hakan henüz farkında değildi.

"Abisi biz gelirdik niye zahmet ettin?" Dedi Bora ılımlı sesiyle. Bakışlarından anlamıştı zaten birazdan haşlanacaktı. Hakan arka koltuktan kafasını kaldırıp şaşkın halde Şermin e baktı. " Fatih e noldu?" Diye sordu.

"Ağlıyor yurtta!" Diye huysuzca söylendi anahtarı çevirirken. Yola koyulduklarinda sessizlik hakimdi. Şermin çatık kaşlarını umursamadan şalının gevşeyen tarafını düzeltti hareketlerinden belliydi ki kızgındı. "Hanginiz abimi mevzuya uyandırdı" diye konuştu.

Hakan cevap verecekken Bora devraldı hemen "aslında biz hepimiz aynı anda aydınlanma yaşadık Şermin, niyetiniz Fatihi kışkırtmak değildi"

Şermin bir kaç saniye boraya bakıp döndü önüne, trafikte bordo tofaş süren bir kadın gören dönüp bir daha bakıyordu. "Kışkırtrmak için yaptınız demiyorum zaten sadece çok kırıldı bana. Off bilmiyorum" deyip aynadan Hakana baktı "abimle aramı düzeltin yoksa kabusunuz olurum"

Hakan zaten üzerindeki gerginliği atamamışken bir de Fatihe bu şekilde pot kırmanın da etkisiyle ıyice sinmişti yerine. Ufak bir baş hareketiyle genç kızı onaylayıp döndü yüzünü akan yola.

Mekânda ters tepki almamışlarsa da gerginliği üzerinden atamıyordu bir türlü. Emirin garip yüz ifadesi gözünün önünden gitmiyordu. Öyle ki Ahmet'in "bizi ilgilendirmez kardeşim" deyişi bile Emirin yüz ifadesini görmezden gelmeye yetmemişti. Emir sonraki sohbette daha geri durmuşken Ahmet "kimin ne yaptığı beni ilgilendirmez" düşüncesiyle sıradan muhabbetlerine devam etmişlerdi. Ahmet olgundu, hatta Hakana daha yakın ve içten davranmıştı yüzük meselesinden sonra.

Yurda varana kadar ağzını açmadı esmer. Önde ikili konuşurken duymuyordu bile. Arabadan inip odaya ilerlerken Bora kolunu yine esmerin omzuna atıp adımlıyordu. Odaya vardıklarında esmer, Fatihe bakayım diyerek onun katına çıkmış uyuduğu görünce gerisin geri dönmüştü.

Bora duştan yatağında oturmuş açık pencereden gökyüzünü izleyen esmere baktı. Saçını son kez havluyla kurutup esmerinin yanına adımladı. Yatağa oturduğunda esmerin daldığını fark etti "Hayırdır?" Dedi elindeki havluyu katlamaya çalışırken.

Hakan bakışlarını ona çevirip kafasını iki yana salladı "yok bir şey" diye mırıldandı. Bora esmerin düşen yüzüne anlam veremeden bakarken parmak uçlarıyla çenesini tuttu. Yüzünü kaldırıp gözünün içine baktı, göz kırpıp tekrarladı sorusunu kaşları çatıkken.

Derin bir nefes aldı esmer, yaklaşıp kumralın şakağına belli belirsiz bir öpücük bırakıp ayaklandı. "Bilmiyorum yoruldum herhalde" omuz silkip masaya ilerledi.

"Ne yaptın da yoruldun, içmedin bile."

"Bilmiyorum yavrum, inan ki sorun yok yarın sınav var stres oldum belki. Çalışayım" deyip önüne döndü. Dediği gibiydi bilmiyordu ne olduğunu.

Bora gidip masanın yanı başında durup izledi esmeri. Derse odaklandığını görünce elini yanağına bırakıp yumuşakça seçtikten sonra kendi yatağına döndü. Alkolden etkilenmemiş olsa da üzerinde ince bir mayhoşluk vardı. Uzandığı yerden gözlerini kapadı. Farkında olmadan uykuya daldı.

61. DAKİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin