26. Bölüm

2K 149 45
                                    

Mabel Matiz - Boyalı Da Saçların

Üzerlerinde günün hiç bir yorgunluğunu, mutsuzluğunu taşımadan odaya döndüler. Finallerin bitmiş olmasının verdiği rahatlık ayrıca hissediliyordu. Tabi esmerin bütünlemeye kalma ihtimali olmasaydı daha rahat bir hafta olabilirdi. Üzerlerini değişip odaya dalan fatihin mutlu mutsuz gün akışını dinliyorlardı. Nihayetinde kaynanasıyla tanışamamıştı. Keyifsizdi.

Hakan muhtemelen dinlediği 4 fasıl serzenişten bıktığı için konuyu değiştirme amacıyla "eve çıktın hala burada sürünüyorsun ne zaman çıkacaksın" diye sordu.

Fatih önce dudak büküp "buraya verdiğim parayla bir hafta daha kalabileceğim niye hakkımı yedireyim" deyip hakanın yatağına iyice yayıldı. Tüm KYK yatakları aynıydı ama sanki Hakanın yatağı daha yumuşaktı. " La başkan giderken senin yatağı çalsam ne olur" dedi altındaki yatağı incelerken.

"Kendi yatağını çal" deyip durdu ardından kaşlarını çatıp " Ulan başımıza hırsız mı olacaksın. Aldık ya sana yatak!" Dedi.

Bora onları kendi yatağında uzanıp oyun oynarken izliyordu. Eğlenceliydi Fatihin halleri.

"Başkan senin yatağın torpilli galiba benimki böyle yumuşak değil"

Hakan ters ters bakınca kendi fikrini desteklemek amacıyla tekrar konuştu Fatih. "Sanki yapmadığın şey torpil" deyip alıngan sesle devam etti. "Sarıyı odaya getirtmek için müdürle sen konuşmadın mı?" Dedi gayriihtiyari. Tek amacı kendi dediklerini doğrulamaktı.

Bora duyduğu cümlelerle şaşkınlığını gizlemeden Hakana baktı. Bakışı biraz da 'yok artık bu kadar manyak olamazsın' der gibiydi.

"Uydurma mabadından, siktir git odana!" Dedi tok sesiyle. Hiç hoşuna gitmemişti bu durum. Evet tüm rezilliklerini Fatih gözlem yeteneği sayesinde görmüş bilmişti ama uluorta sermek hoşuna gitmedi.

Fatih hin hin sırıtıp kalktı yataktan, terliklerini giyerken Boraya göz kırpıp "top sende" dedi sadece ağzını oynatıp. Nedense Hakanı sıkıştırmak istemişti ve başarılı olmuştu da. " Ben gidiyom" dedi yüzünde bariz belli sırıtışla.

Fatih odadan çıkar çıkmaz bora ayaklanıp Fatihin az önce kalktığı yere oturup yayıldı. Gerçekten yatak bir nebze kendilerinkinden daha yumuşaktı. Hakan önündeki notlara bakarken sessizce hareket etmeye çalışıyordu. Bütünlemeye kaldığını düşündüğü bir dersi vardı onu şimdiden ezberlemekle meşguldü. Ya da sessizliğe bürünüp az önceki mevzuyu unutturmayı düşünüyor da olabilirdi. Ona göre bora onun varlığını unutursa soru da sormazdı.

"Sabah birlikte çalışırız, gel" dedi. Sesi nadiren kullandığı baskın tondaydı.

Hakan önce yutkundu. Kafasını iki yana sallayıp kumralın yüzüne bakmadan "halledeyim şimdiden, yarın gezeriz" diye mırıldandı. Sesini yüksek tutamamıştı bile.

"Gel!" Dedi bora sadece. Hakanın yatağını öyle bir sahiplenmişti ki sanki misafir olan esmerdi, kumral onu davet ediyordu.

Hakan notları masaya bırakıp ayaklandı. Dik omuzlarını düşürüp "bak, Fatih nereden uydurdu bilmiyorum ama yapmadım" diye sitemle söylendi. Bora gülüşünü gizleyip ifadesiz gözlerle izledi. Esmer karışında herhangi bir minik göremeyince "müdür nasıl istediğimi yapsın ki? manyak mıyım son senemde seninle aynı odada kalmak isteyeyim." Deyip yutkundu.

Bora eliyle yanını patpatlayıp yanına çağırdı tekrardan. Hakan kuzu kuzu ilerleyip oturdu kumralının yanına. Hâlâ en ufak temasta bile kalbi milyon kat daha hızlı atıyordu ama buna biraz daha alışmıştı. Yoksa Bora onun yatağında oturacaktı da Hakan sakin duracaktı. Olacak iş değildi.

Bora, esmerin elini tutup yanına çekti kendi gibi yarı uzanır hale getirip kolunu boynunun altından geçirip elinin tersiyle başı omzuna denk gelen esmerin çıkmış kirli sakallarına dokundu. " Düşündüm ve cevap veriyorum, bence manyaksın" dedi

Hakan itiraz etmek için geri çekilse de kumralın kollarından kurtulamayıp olduğu yere geri sindi. "Bence sende mabadından uydurup onlara inanma" dedi huysuz huysuz. Niye kimse ona inanmıyordu ki.

Bora onun bu huysuzluguna gülüp "emin miyiz?" Dedi tek kaşını kaldırıp sorguladı esmeri.

Esmer tekrar kımıldayıp çıkmak istedi kolların arasından. Yapamayınca daha doğrusu çıkmak için ciddi bir efor sarfetmek istemeyip sadece öyle bir görüntü verince yine yerine sinip "madem bana inanmıyorsun sana inananın yanına git." Deyip omuz silkti. "Fatih doğrucu davut sanki, puşt."

Bora tekrar gülüp esmerine baktı "şimdi fatihe inanıyorum diye onu kıskanmıyorsun değil mi?" Diye sordu. Esmerden cevap alamayınca tekrar gülüp "Tamam fatihin yanına gidip bir diziye başlayalım zaten bizim bütümüz yok sende ders çalışırsın sessizce odada." dedi sakinlikle.

Hakanın nefes alışverişi değişince Bora gelecek tepkiyi bekledi. Esmer bir hışım çıktı kolların arasından hemen kumralın karşısına oturdu. "Git bakalım ağzını yüzünü seçiyor muyum senin" deyip dişlerinin arasından konuşmaya devam etti. "Yaptım lan, ben aldırdım seni odaya. Itirazin mı var"

Bora aldığı itirafla kahkaha atıp onun boş bulundugu an çekti kendine. Iki kolunu sıkıca sarıp esmere gülmeye devam etti. "var elbette, emdiğim süt burnumdan geldi kaç ay" dedi.

Esmer olduğu pozisyonda kafasını kaldırıp güzel gülen kumralına baktı. Hafif sivri çenesi tek tek ekilmiş gibi sıralı olan kumral sakallarıyla hayranlık veriyordu her defasında hakana. Çok güzeldi. Konuştukları mevzuyu bile unutmuştu şu an. Eli kumralın göğsündeyken elinin altında kuş gibi çırpınan kalbin kumrala ait oluşu baştan ayağa eritti esmeri. Esmer beyninin hükmünü tamamen kalbine verip gülen kumralın yanağına uzandı. Burnunu değdirip bebek sever gibi sağa sola oynattı başını.

Boranın gülüşü, esmerin bu hareketiyle yüzünde asılı kaldı. O an farkettiği gerçekle yüzünün dibinde duran esmere baktı. Esmer, habersiz şekilde sızıyordu tüm hücresine. Ve farkındaydı esmer de şu an bütün dünyanın varlığını unutmuş sadece kendisine odaklıydı. Bora gülüşünü devam ettirip biraz daha kaldırdı başını. Esmerin alnına uzunca bir öpücük kondurdu. "Uyuyalım mı?" Dedi anın büyüsünü bozmamak için sesini yüksek tutmadan.

Esmer transtan çıkamamış olmalıydı ki sadece mırıltıyla onaylayıp yorganın içine girdi. Kumral da hemen yanına yerleşip sırt üstü uzanan esmerin üzerine bedeninin yarısını bıraktı. Bir kolunu ona sarıp burnunu esmerin boynuna gömdü. Galiba esmerin en güzel yeri boynuydu. Kokusu, teni, hala sarıldığında titrek aldığı nefesi borayı yoğun bir duyguya sürüklüyordu. Öyleki, bazen kalkıp yüzünü saçlarını mıncıra mıncıra sevmek istiyordu esmeri. Bazen de sessizce esmerin boynunda soluklanmak istiyordu. Bu yaşına kadar ki tüm yorgunluklarını sadece burada atabiliyordu. Alamadığı tüm solukları sadece burada alıyordu.

Tabiki biliyorum çok kısa (hemen dövmeyin <•>~<•>) ama ramazandayız bir çoğumuz ciddi yoğun bir tempodayız, çerezlik bir bölüm olsun dedim. Belki kötü geçen gününüze ufak bir tebessüm bıraktırır diye attım hemen.

Hayırlı Ramazanlar ♡

Bu arada bi' şey soracağım. Yeni başlayan okuyucularım 7 veya 8. Bölümde bir kopuyor ya okumuyorlar ya da orada bir kopturup son bölümlerden birinde kendilerini belli ediyorlar. Hayır elbetteki sorun değil herkes istediği gibi okuyup oy verip vermeme yorum yapıp yapmama hakkına sahip ama neden özellikle 7 ve 8 bunu çok merak ettim. Cidden sadace merak

61. DAKİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin