Yorgun yazar notu: Bu uyarıyı sonradan ekliyorum. Hikaye, mantık akışı bozulmayacak şekilde iki finali olan bir hikaye. Ilk final 38. SSO bölümü herkesin isteyeceği ve seveceği mutluş, tatlış bir final. Sonraki 40. Final bölümü ise sürprizlerle karşılaşacağınız, ilk finalden çok çok farklı bir finaldir. Bunu bilerek okuyun lütfen. Çünkü insanların gecenin bir yarısında bana hakaret dolu mesaj göndermesinden. Okuduğu ilk altı bölümden sonra 38. SSO bölümü final notunu okumadan hemen 40. final bölüme atlayıp istediği şekilde bitmediği için bana incitici sözler söylemesinden, nefret yorumları ve mesajları(vicdansız, marhametsiz, kötü biri, or..., lânet b*k, okuduğuma pişman oldum, hiç tanımadığım halde nefret ediyorum vs vs )almaktan yoruldum. Insanlar hikayesinin okunmasını isterken bende artık yeni başlayanlara karşı tedirginlik oluyordu, bu kişi de bana hakaret edecek mi acaba diye. Halbuki iki final de hayatın gerçeklerini içeren hayatta karşılaşabileceğimiz bir final.
Lütfen 38. SSO bölümdeki finali sevdiyseniz orada bırakın. Lütfen🙏
Hikayede aldatma, taciz veya değerlere aykırı hiç bir unsur yoktur. Olamaz!..
Iyi okumalar♡
"Anne! Ben geldim" diye bağırdı anahtarı cebine atıp içeriye adımlarken. Henüz odasına adım atmamışken annesinin koluna yapışmasıyla göz devirme isteğini bastırıp derin bir nefes aldı, verirken bıkkın bir ifadeyle döndü annesine.
"oğlum baban aradı, bugün onda kalacakmışsın" dedi kadın umursamaz bir tavırla.Kafasını yana eğip yorgun ifadeyle baktı annesine. Çocuk değildi. Ne olacağını ne olduğunu çok iyi biliyordu. Annesinin ısrarla yalan söylemesini anlamıyordu. Yıllardır babasının evine adım dahi atamamışken su an onda kalmasını mı istiyordu annesi.
"Anne, bak birkaç güne yurt açılacak. Defolup gideceğim tamam mı?" dedi kaşlarıyla kendini onaylayıp devam etti "korkma gidecek yer bulunca uğramam eve." Tekrar odasına adımlayacağı an annesi tekrar tuttu kolundan.
"bu akşam misafirim önemli. Rıza babanla düğün işini konuşacayız." Dedi kadın hala yüzündeki umursamaz maskeden kurtulmayarak. "bir gece de babanda kalsan ölmezsin ya!" dedi. Ağzında bir sakız eksikti kabaca söylemek gerekirse; sanatını sokaklarda ,köprü altlarında icra eden kadınlarına benzemesi için. Tabi Bora böyle düşünmek istemiyordu. O annesiydi."almıyor eve anne ne yapayım, almıyor adam!" dedi en sonunda ses tonuna hakim olamayarak. Yine derin bir nefes alıp "her neyse düğünse bende olayım birlikte konuşalım Rıza abiyle." Dedi öfkesini içine gömüp.
"biz hallederiz sen yorma kendini. Hadi?" dedi Melek hanım kapıyı gözüyle işaret edip. Adı melekti ama huyu..Umursamaz, gamsız, neşeli bir tipti Bora genel olarak ama onun da bazen boğazına dayanan şeyler oluyordu. En nihayetinde insandı o da. Cebine attığı anahtarı, buyuk bir uysallıkla annensinin ayağının dibine biraktı, kadının gözünün içine bakarak. Melek hanım ilk önce afallasa da bu duruma ses çıkarmadı. Üç gün sonra yine gelirdi oğlu. Biliyordu. Bilmediği bir çok şey vardı oğlu hakkında. Onu da zamanla öğreneceti en acı sekilde.
Kolunu annesini elinden çekip geldği yöne adımladı gerisin geri. "düğün davetiyesini mesajla atarsın, müsaitsem gelirim" deyip göz kırptı annesine.yüzüne yine o gamsız gülüşü yerleştirip çıktı tek katlı evden. Dış kapıdan da çıkınca gök yüzüne baktı. Yutkunuşu bile ağır gelmiştı be. Dönmeden elini ardında kalan demir lapıya atarak yavaşça cekti. Kapı demir ve eskiydi illa ki ses çıkacaktı ama o çıkmaması için özen göstererek kapattı. Gözünü eski mahallede gezdirdi. Berbat bir mahalleydi. Dedikodusu, çirkef insanları, sayılamayacak bir sürü kötü niyetli insanları... her kim küçük mahaleler, sokaklar daha samimi daha yaşanılır diyorsa ya yalan söylüyordu ya da şu mahalleyi görmemişlerdi. Bir kere pisti, her yer pislikti. Kışın çatılardan sokağa akan yağmur çamur suları, yazın tozu toprağı bir de yetmezmiş gibi yaz kış eve girmek bilmeyen avazı cıktıgı kadar bağıran çocuklar.. Hayır çocukların oynamaları elbette sorun değildi. Sorun oynarken aile bireylerine tepeden tırnağa küfür ve hakaret etmeleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
61. DAKİKA
Novela JuvenilBora gamsızdı biraz da umursamaz, Hakan ise fazlasıyla agresif "Her ne yapıyorsan her ne yapmaya çalışıyorsan yapma!"