32. Bölüm

1.9K 144 65
                                    

Medya: Hirai Zerdüş, Manuş Baba- Iyi bak kendine.

"Bir daha seninle bir şey yaparsam yedi cihan beni si--"

"Höst" diye kesti kumralın cümlesini Hakan.

"Sana höst, puşt" diye sinirle söylenip önde yürümeye devam etti. Esmeri şu an bir kaşık suda boğabilirdi. Sabahtan beri çıldırtmış yetmezmiş gibi ak kaşık gibi geziyordu ortada hiç üzerine alınmıyordu beşinci evden de eli boş çıkmalarını. Esmer dudaklarını aralayıp konuşacakken Bora işaret parmağını kaldırıp tehditkar ifadesiyle kesti onu "konuşma" deyip döndü yine hızlı hızlı yürüyerek.

"Ben hiç bir şey yapmadım, karşı evde bekar kızlar varsa benim mi suçum" diye kendini aklamaya çalışıyordu esmer. Gün akşama dönmek üzereydi ama hala doğru düzgün bir ev bulamamışlardı. Aslında güzel ev vardı uygun da vardı ama esmer hepsinde bir bahane bulup çıkıyordu. Ve tüm bahaneleri kumralın kız erkek fark etmeksizin birileriyle gülümseyerek konuşması oluyordu.

"Sana ne oğlum kızlardan, bize ne?" Diye yükseldi aniden arkasındaki esmere. Gözünün içine baktı esmerin. Zerre pişmanlık, mahcubiyet yoktu.

"Karşı komşumuz mu olsun kızlar?" Diye hala haklılığıyla kendini savunuyordu. Yolun ortasında tartışmaları ikisinin de umrunda değil gibiydi. "Hem sen ne gülüyorsun sağa sola! Insan gibi konuşsana niye gülüyorsun oğlum!" Diye yavaştan içinde tuttuğu siniri de yansıttı. Kumral başkasına gülümseyince peçeli gezdiresi geliyordu.

Bora eliyle yüzünü sıvazladı. Gökyüzüne baktı önce sabır  dilenircesine "şerminler de evde kalıyor, sence umurlarında mı binadaki herhangi bir ev?" Sakindi şimdilik. Esmeri dizginlemek istiyordu ama esmerin bu yönde herhangi bir adımı yoktu.

"Onlar şerminler gibi miydi sence? Daha gördüğü ilk dakika sana selam verdi kız?" Ses tonu yavaştan yükseliyordu. Sinirlendiği sağa sola savurduğu ellerinden bile belliydi.

Bora yaklaştı esmere gözündeki sinire karşı kendi de sinir olmuş şekilde baktı "bana değil, bize selam verdi. Bizim bölümdendi, alt dönemindi başkan!" Diye son kelimeyi imayla söyledi. Başkandı ama okuldan kimseyi tanımıyordu.

"Her boku da bil!" Diye kızıp tekrar yola devam etti esmer ardında kumralı bırakarak. Kumralı yanına varınca içindeki siniri atamamış olacak ki kolunu tuttuğu gibi geçtikleri binanın duvarına itti kumralı. Sırtı bina duvarına sert olmasa da dengesiz şekilde çarptığı için ağzından bir tıslama çıkmıştı. "Bir daha ben yokken kimseyle odada yanlız kalma anladın mı? hele kapısı kapalı odada gülüşlerini duymayayım!" Diye sakin ama gözlerinden alev çıkarcasına konuştu kumralıyla. Girdikleri kiralık evde ev sahibi olmayınca genç oğlu odaları göstermek istemişti, Hakan o sırada tuvalet ihtiyacını giderirken boş evde yankılanan gülüşler doğru düzgün işini halletmesine bile engel olmuştu. Ellerini alelacele yıkayıp çıkınca bir odada, kapısı kapalı şekilde bu kadar eğlenceli neyin sohbetini yapıyorlardı acaba diyerek sinirlenip odaya dalmıştı. Boranın, o esmerin eridiği; kışı bahara çeviren gülüşünü görünce ilk başta kendi de gülümsese de ev sahibinin oğlunda da olan aynı gülüş saniyesinde sinir harbi yaratmıştı zihninde. Zaten sonrasında evin odalarını gezme ihtiyacı bile duymadan çıkmışlardı evden.

Bora, esmerin gözünün içine baktı bir süre. Bazen o korktuğu Hakanı görüyordu. Sevgi adı altında her şeyi kendine hak gören Hakanı. Seviyordu esmeri hatta sevmek değil koşulsuz şartsız aşık olmuştu bile çoktan. Hiç bir zaman tümüyle nefret edememişti esmerden. Kalbinin bir tarafı daima yumuşaktı ona, her zaman merhamete bağlardı bu duyguyu ama değildi. Esmere kendini bıraktığı anda fark etmişti. Merhamet değildi. Sevgiydi. Aşktı. Daima yanında görmek istediği kişiydi. Kendini anlatmak istediği, sırtını yaslamak istediğiydi esmer. Saçını okşamasına izin vermek istediği adamdı. Tenine karışmak istediği kişi esmerdi. Bundan emindi. Emindi emin olmasına ama kalbinde bazen olur olmadık korkular beliriyordu. Bazen bırakmasından korkardı. Bazen sevgisinin arkasına sığınıp onu incitmesinden. Bora güçlüydü elbette ama kalbi camdandı. Sertti, zaten bundandı anında tuzla buz oluşu. Şimdi gördüğü ifade onu incitiyordu.

61. DAKİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin