METEHAN ATEŞ
Onu bir müzik için kırmıştım hemde güzel samimi bir gece sohbetimizin ardından.Ben işte buydum, ne oldugunu bilmeden kadınlara saldıran, sabah sabah beş karış surat asmayı kendine addet edinen ve önüne gelen her güzeliyi yok etmeye istekli bir kabustum.
Beni şuan için yeteri kadar tanımıyordu ve ben çoggu sabah böyle suratsız biri olmaktan kendimi alı koyamıyordum ki oda dogal olaraktan akşam yatıp sabah zebani tek kalkmama şaşrımıştı.
Evet böyleydim çünki her sabah uyandığımda yaşadıgım her ihaneti, her sırtımdan vurulan bıçakların acısını yeniden yaşar gibi taptaze iliklerimde hiss eder, kendime eziyet ederdim.Toparağa verdigim sevdiklerimin yasını tutar, o toparağın buz gibi soguklugunu kalbimde hiss ederdim.
Öyle bir derine işlemiş ki yaralarım hiç bir zaman dinmeyecegine inandırmış, emin etmiş beni.Ve kurtulamadığım bir uyuşturucu etkisiyle kanıma hopmuş ve sanmışım ki acılarımı utursam, olardan uzaklaşırsam gücsüzleşecegim.Yaralarımın kabuk bağlamasına izin verirsem yeni yaralarım açılmasına neden olacağım.
İnsanlardan, özelikle kadınlardan aldığım hayat yaralarım asla sağalmazken bu yaşımdan sonra birinin farklı olmasına, gerçek bi sadakat sahibi olmasına asla inanmayacaktım, inanamazdım da.Çünki yaşadıklarım öyle böyle sıradan bi kadın ihaneti degildi bir anne ihanetiydi.
O anne ki,. bizim felaketimiz olmuştu,. O kadın ki ismine anne bile demeye dilim gelmiyordu.O kadın ki bir yuvayı yıkmıştı, bi kocayı katletmişti, 6 çocuğu perperişan yakmıştı.
Şimdi benden kimse iyi olmamaı beklemsin.Anlayışlı, bilem güleryüz olmayı beklemesin.Bekelrse de eminim doktor gibi hayal kırıklığına uğrayacaktı.Gerçi onun böyle bi durumun içine sokmak istemezdim ama yapacak bişey yok kaderine razı olacak ve beni olduğum gibi kabulenecekti.
**
Onu hastaneden aldığımda yüzü aynı benim ki gibi sirke satıyordu.Galiba sabah fotoğrafımı çekmiş doktor hanım.Günün nasıl geçti, ıstanbula hiç geldin felan dedim sohbet olsun diye ama kısa cevablarla," ben seninle muatap olmayı istemiyorum" demişti.
Hele ac olmasına kıyamıştım ki saatler akşama geliyrdu. ve simiti öyle tatlı tatlı yiyordu ki bana teklif ederken almadığıma pişman oldum.
Gerçi onu Istanbulun boğaz manzaralı güzel bir restorantna götürürdüm ama inadçı keçi gider mi hiç,, inadına bana surat asıp durmuştu okula vardık.
Ve onu kuzenim olaraktan tanıtmak fikrini İlyas söyleyince aklımıza yatmıştı ama müdür içeride bombayı patlattı.Metehan bey karınız ne kadar güzel bir kadın dediginde anında bir rahatsızlık kapladı yüzünü ve kimseye burakmadan, yanlış anladınız dedi ben karısı degilim., kuzeniz.
Sahi neden bu muhabetten bu kadar ürpermişti ki, sonuçta bi yanlış anlaşımaydı.Fazla kurcamadım ve müdürün sunduklarını begenmiş Alihaydarı okula kayıt yaptırıp konağa dönmüştük, sakince inip gitti.
Bende iki saatin sonunda işlerimi haledip konaga dönmüştüm salonda oturan yengemle Kerime bi iyi akşamlar deyip yukarı kalktım.Arabası hala avluda olduğuna göre evde olmalı.Oğlumun odasına varmıştım sözleri geldi aklıma.
Her sabah kalktığında evladına bi bak, bi günaydın de,.,
Kapıya varmıştım,açıp içeri girdim.Ve gördüyüm manzara, doktor hanım kenguru koltuğunda kaybolmuş gibi küçülerek uyumuş.Muhtemelen Alihaydar"la uzanmış öyle uykuya dalmıştı. Boynu da sarkmıştı olduğu yerden ki uyanınca tutulacağı kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderim Peşimde (devam ediyor)
FanfictionKonagın kapısından girdiğimde hemen öne atlayıp, ben Metehan Ateş. Ağzından ejdaha misali öfke püskürerek, kimse benim çocugumu elimden alamaz diye tısladı.Ali"yi Nahide abla ile odasına göndermiştim dibine kadar yürüyerek kulağına eğildim.Bu üç gün...