Metehan Ateş.
O gün beni yine sabah erkenden kapısına dayanmış gördüğünde sanırım beklediğim tepkiyi vermiş hemen boynuz çıkarmıştı doktor hanım.Beni arabamın önünde azarladktan sonra kolunda bulunan saate bakıp bi iççç çekti geç kaldım giye.
Ve beni burakıp koşmuştu az sonra elinde sıcak simit polçalarla geri döndü.Üzerinde bulunan pembe pijamayla sokağa çıktığına göre galiba çok acelesi vardı.
Dönmüştü yanıma varmasıyla ikimiz birlikte Haydar"ın sesine yukarı baktık.Şeker abla babamı da al gel dediginde sanırım doktor hanımın keçileri kafasına tırmandı.Ali üzerin nazik üşüteceksin git içeri ,bizde geliyoruz dedikten sonra bi bana çıkışmıştı ama itiraz edecek gücüde yoktu.
O yüzden ikimiz birlikte eve doğru adımladık.Ve eve girmemle Ali babana odanda bulunan kiyafetlerini göter geydirsin diye bi emrivaki yaptı.Gerçi anlamamıştım, bunu bana nisbet mi yapıyordu, yoksa gerçekten oğlumla iletişim kuayım diye mi?
Tamam şeker abla babama odamı da gözterecegim sende gelsene diye tuturan çocuğua, sen göster benim konferansa katılmam gerek dediginde her şey anlaşılmıştı.Ocagın önünde bir telaşı vardı Haydar elimden tutup beni götürdü.
Ve bi havalı havalı konuşarak baba dedi ben bu evin erkeyiyim, bak burası bizim salonumuz,.
Odaya göz atmıştım, çok basit bir oda.Baş köşesinde bir televizyon karşısında 6 kişinin rahatca otura bilecegi minder ve iki koltuk , önünde sehba.Evin öbürü baş köşesinde ise yine 6 kişilik bir yemek masası o kadar.Salondan iki tane kapı açılıyordu, Haydar bu benim, oda şeker ablamın odası dedi.
Ve beni kendi odasına götürür iken sanırım hayatımda gördügüm en renkli ve cıvıl cıvıl çocuk odasını görüyordum.Oda salonun iki katı büyüklükteydi.Kocaman iki penceresiyle iyice güneş alması salanmıştı.Duvarın tam baş köşesine kırmızı araba şekili yatak vardı.Her iki tarafında da kocaman dolapları.Biri elbise dolabı olmalı ki kapıları kapalıydı, ama öbürüsü açık tarzda ve içerisi oyuncaklarla, renkli kitablarla, vede toplarla bide kalatasaray simvolarıyla dolup taşıyordu.
Anlaşılan doktor hanım Galatasarylıydı.
Bundan başka kapı yanında ki duvar köşesine küçük mobilya dizilmişti ki içerisinde oyun bilgisayarı ve önünde küçük kanefesi.Sanırım burda da oyun oynuyorlarmış.Ve odanın en ilginc aksesuarı kocaman bir kenguru koltuğuydu diye bilirim.Bu her neyse özel bir tasarım olmalı ki kenğuru koltuğu üç ahşap üzerinde durmuştu.İkisi önde ayakları bi tane de kuyruğu arkada.Ve yarım ay şeklinde duran formasıyla kenğurunun yavrusunu aldığı mekan oturma kısmıydı ki her kim tasarladıysa helal dedim.
Anlaşılan Haydar"ın istegi üzerine kurulmuş olmalı ki o gün geldiyimde bile bana seve seve kenguru oyuncağını göstermişti.Haydar elimden tutup beni odanın tam ortsına çekiştirmişti yatağın üzerine atlayıp zıplamaya başladı.
Baba begendin mi?kırmızı araba yatagımı pamuk şekerimle seçmişik.Hattda dedi odamda her şeyi ben begenmiştim dediginde aferin dedim oğluma çok güzel zevkin varmış Haydar.
Ardından kenguru koltuğuna oturmuştu, bunu şeker ablam özel yaptırmış dedi.Kimse de yok baba bi tek benim var.Hem şeker ablam söz vermiş beni bi gün kenğuruların yanına götürecek.
Çok mu seviyorsun kebğuruları?
Evet baba çok güzeler, hem ondan başka hiç bir hayvanın kesesi yok.Bak bizde bu kesede oturuyoruz demişti, ben de götürürüm dedim oğlum.Seni hele bi evimize götüreyim sana söz demiştim nedense ardını getirmeye izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderim Peşimde (devam ediyor)
Hayran KurguKonagın kapısından girdiğimde hemen öne atlayıp, ben Metehan Ateş. Ağzından ejdaha misali öfke püskürerek, kimse benim çocugumu elimden alamaz diye tısladı.Ali"yi Nahide abla ile odasına göndermiştim dibine kadar yürüyerek kulağına eğildim.Bu üç gün...