**
METEHAN.A.
Sabah yine hamakta kıpırtısı gelince gözlerimi sıkıca kapattım.Sakince kalkıp önce lavobaya kıssa bi süre sonra odaya geri döndü.Ayaklarının ucunda ses salmadan aynanın önüne gelişi bile bi ceylan gibiydi.
Kısa bir sürelik de olsa onun her sabah ayna karşısında hazırlanıp süslenmesini izlemekten çok büyük keyf alıyordum, bu yüzden her sabah güneşin doguşunu izler gibi bu manzarayı kaçırmamak adına uyumuş numarası yaptım.
Ayanadaki makyaj mazemelerine dalınca kafamda bulunan kolumu azacık yukarı kaldırıp daha iyi görmemi salamıştım, yine tüm güzeliyiyle karşımdaydı.
Üzerine bi beyez gömlekle kloş dizden biraz aşağı duran siyah etek giymiş, ayağına da spor beyeaz bir ayakabı tercihiyle her zamanki cazibedar güzel kadınım.
Saçlarını serbest burakıp yine taramadan eleriyle şekil verip büklüm büklüm olan halini sırtına dağıttı.Önden arkaya her iki kulağının yanından ince bir hörük yapmıştı kafasının ortasında tokayla birleştirip yüzüne gelecek saçlardan kurtuldu.
Baya yakışmıştı süslenmeye koyuldu.Falza abartmazdı ama yinede süs olsun diye önce gözlerine kalem, kipriklerine rumel çekti.Ardından yanaığına reng olsun diye pembeleştirmişti, dudağına da ruj çekince tamamlandı.
En son da akasya kokusuyla işin sonunu taclandırmıştı, çekmeceni açıp bazı gereken mazameleri çantasına toplamaya başladı.Tüm prosesi yarı kapalı gözlerimle izlemiştim, daha fazla dayanamayıp çıktım yataktan.
Günaydın.
Günaydın uykucu kalk bu gidişle batıracaksın şirketi.
Yataktan çıkıp gülümsemiştim hayırdır dedim sen benim malımın derdine mi düştün?
Yok canım senin malından bana ne,,ben asıl kendi imajımın derdindeyim.
O ne demek?
Şimdi biz evlendik yaaa,,
Eee,.
Başına gelen ilk kötü şeyde beni suçlayacaklar" uğursuz gelin" diye.
Bi kahkaha atmış adımlarımı ona dogru götürdüm.Ve o tüm güzeliyiyle kokusuyla karşımda bulduğmda beynim dumanlandı.İhtiyarsız bi anda kolundan tutup kendime çektim.Ve sırtını duvara dayarken şaşkın bakışlarıyla birlikte , noluyor? kelimesi o güzel dudaklarında bulundu.
Noluyor mu?
Olan çok açık degilmi, diye bi elimle kızın belinden kendime çekip yapıştırdım.Bi elimle de yanagını okşamıştım, sen dedim her sabah böyle süslenip erkek miletinin içine gitmekle benim sabrımı mı sınıyorsun?
Hemen gamzesi çukur yapmış, oda kolarını boynuna dolayıp beni dünyanın en mutlu erkeyi yaptı.Ardından bi nazla, süslenmemden rahatsız mısın?dedi.
Tabi ki, zaten çok güzelsin, bide süslenince, hele o kokunu sürünce aklım çıkıyor.Hem sen niye sürüyorsun bu allığı kızım diye kaşım çatmış, yanağını temizler gibi silmiştim, Binnur saçmalama dedi burak kalsın.Ayrıca ben seninim allık sürsem de sürmüsem de kıskanclık olmayacak diye söz vermiştik.
Bi şey mi diyecektin?
Sesine irkildim ve o an hekel gibi kızın önünde durduğunu anca farketmiş toparlanmaya çalıştım.O güzel gözlerindeki şaşkın bakışlarıyla da anlamıştım az önce yaşadıklarımın sadece bir hayal olduğunu. Ve ne yalan söyleyim az önceki güzel anıların bi hayalden ibaret olma gerçeyi içimi nasıl cızz etti anlatamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderim Peşimde (devam ediyor)
Hayran KurguKonagın kapısından girdiğimde hemen öne atlayıp, ben Metehan Ateş. Ağzından ejdaha misali öfke püskürerek, kimse benim çocugumu elimden alamaz diye tısladı.Ali"yi Nahide abla ile odasına göndermiştim dibine kadar yürüyerek kulağına eğildim.Bu üç gün...