izin verin ruhunuzdan öpeyim sizi (12)

4.8K 338 36
                                    

Yorumumuz boll eğlencemiz eksik olmasın inşallah odkdkjdod

Hadi bakalımm iyi okumlarr

...

Şu an gerçekten bu yaptığıma inanamıyordum. Bu yaptığım içimde yorganımın altına girip saklanma isteği duydurtuyordu.

Derin bir nefes verip içeri girdim.

Tanrım odası... Odası o kadar güzel kokuyordu ki girdiğim gibi şuracıkta bayılabilirdim.

Dudaklarımı birbirine basıp siyah çarşaflar üzerine uzanmış olan deltayı gördüm.

Gözleri güneşten rahatsız olmuşçasına çattıktı, bir eli yataktan aşağı sarkıyordu, yattığından dolayı olsa gerek sıyrılan tişörtünden karın kaslarını görebiliyordum ve bu durum kızarmama yol açıyordu.

O gerçekten çok yakışıklıydı yanında kendimi çok kötü hissediyordum. Bana attığı parlak bakışlarının altında eziliyordum.

Onun gibi mükemmel birine yetersizdim ben, o her şeyi ile artıydı ben ise eksi. Bunun böyle olması beni çok üzüyordu.

Bakışlarımı anlık olarak ellerime çevirip derince yutkunmuş ve jimimin bana verdiği görevi gerçekleştirmek adına yatağına doğru ilerlemiştim.

O uyandırınca uyanmıyormuş jungkook illahaki benim uyandırmam gerekiyormuş.

Bir an gerçekten öyle mi diye düşünmüştüm ama sinsi sırıtışın gördüğüm anda başına yastığı yemişti.

"Jungkook."

Sesimin kısık yankısı odada yankılanırken dizlerimin üzerine çöküp yatağına yaklaştım .

Şimdi daha da yakındık.

Ve o yakından daha da güzeldi...

Beyaz tenini süsleyen benleri sanki özenle yerleştirilmiş gibiydi burnun ucundaki dudaklarının hemen altındaki.

Bir an onu dudağının altındaki beninden öpmek istemiştim, derince öpmek ve sıkıca sarılmak.

Aklıma gelen düşünceler ile nefesim kesilirken kuzgun saçlarına çevirmiştim bakışlarımı.

Hiçbir zaman saçlarını dağınık görmemiştim  her zaman düzenliydi kendi içinde bir titizliği vardı bu onu daha da mükemmelleştiren şeylerden bir tanesiydi sadece.

Ben...

Ben ona gerçekten yetersiz kalıyordum o çok güzeldi yakışıklıydı yetenekliydi ben ise.

Bendim işte yıllardır evden çıkmadığım için sadece ev işlerinde iyiydim işte ama bu da nereye kadardı ki?

O kendini yıllardır geliştiriyordu hatta emirinde yönettiği bir komutası bile vardı saygı duyuluyordu ona benim gibi biri ile olupta düşmesini hiç istemiyordum.

Bakışlarım siyah çarşaflar üzerine hafifçe yasladığım ellerime kaydı yine.

Ahh tanrım şu huyumu hiç sevmiyordum.

Dudaklarım büzülüp gergince ellerimle oynarken yanağımda hissettiğim el ile adete sıçramıştım.

"Ne düşündün de üzdün kendini öyle? "

Gözlerim büyüdü tanrım ne zamandan beri uyanıktıki? Benimi izliyordu gerçekten.

Başımı daha da eğip yanmaya başlayan yanaklarımı saklamaya çalıştığımda bu eylemim ayaküstü engellenmişti.

"Beni uyandırmaya geldin değil mi? "

Bir eli yanağımdaydı gözleri tüm yüzümdeydi o kadar güzel bakıyordu ki elleri aradın da titrememek için zor durdum.

fifty shades of blue  ~taekook √√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin