herkese merhabaa
nasılsınız bakalım?
ben iyiyim Allah a şükür sadece biraz yorucu geçiyor günlerim o kadar
neyse uzatmadan bölüme geçelim bol bol yorum istiyorum
iyi okumalar...
......
Annemin bizim eve gelmesinin üzerinden iki gün geçmişti. bana geleceğim demişti ama iki gündür ortalık sakindi. tabi ben sakin değildim. özellikle kızgınlığa girdikten sonra. jungkook un olmaması en büyük etkendi tabi sakin olmamam için. o gün, annem gittiğinin akşamı askerler gelmişti jungkooku almak için sanırım şu klanı aldıktan sonra bazı sorunlar çıkmıştı onları halletmek istiyorlardı kasabanın tek deltası ile.
dudaklarımı büzük kasıklarıma giren sancı ile iki büklüm olmuştum. üzerimden jungkookun beyaz tişörtünden ve iç çamaşırımdan başka hiç bir şey yoktu. yanıyordu her bir tarafım jungkookun büyük beden tişörtleri birazda olsun işimi kolaylaştırıyordu hem kokusu da burnumda idi daha ne isterdim ki.
elimi kasıklarım üstüne koyup biraz oraya baskı uyguladım belki geçer diye ama bana inat daha fazlalaşmıştı ağrım. bunu söylemekten her ne kadar utansam da içim kaşınıyordu sürekli jungkooku düşündüğümde ıslanıyordum bunu durduramıyordum. bu durum biraz utanç vericiydi sanki kendimi gizli bir iş yapıyormuş gibi hissediyordum her ne kadar alakası olmasa bile.
derin nefesler alıp kollarımın arasındaki deltamın yastığını bırakıp ayaklanmıştım. omegam çok huysuzdu rahatlamak istiyordu eşini istiyordu ama yapabileceğim hiç bir şey yoktu. banyoya doğru adımlayıp kapının kulpunu kavradığım gibi içeri girmiştim. sanırım soğuk bir duşa ihtiyacım vardı yada belki jungkooka.
......
üzerimde bornozum ile banyodan çıkarken kendimi gerçekten biraz da olsa rahatlamış hissediyordum. en azından etrafta ıslanmış bir şekilde gezmiyordum. üzerimi değiştirmeden yatak odasından çıkıp mutfağa doğru hareketlenmiştim, çok susamıştım sanırım bir bardak soğuk su içsem iyi olurdu. oraya doğru hareketlenirken çalan kapı adımlarımı durdurmuştu. kaşlarım çatıldı eğer şuan yanılmıyorsam burnuma gelen deltamın fermonlarıydı ve beni kapının dışında bekliyordu. beklemedim hızla oraya doğru hareketlenip kapıyı açtığımda karşılaştığım beden ile iki gündür ilk defa yüzüm gülmüştü.
alt dudağımı ısırarak kollarımı boynuna sardığımda biraz hızlı olduğumdan herhalde gülerek geriye doğru sendelemişti.
"birileri beni çok özlemiş anlaşılan."
kolları belimi sımsıkı sararken omuzunu ısırıp daha çok gülmesine neden olmuştum
"dalga geçme, hem sen beni özlemedin mi yoksa hım?"
başımı kaldırıp yüzüne baktığımda tavşan dişlerini çıkartarak gülümsemiş ve daha sonra dudaklarıma yönelerek alt dudağımı dudakları arasına almıştı. kollarım boynunda sıkılaştı bende aynı şekilde üst dudağını kavradığımda bizi yavaş yavaş evin içine doğru yürütmeye başlamıştı.
2 gündür ilgiye açtım şimdi beni böyle güzel öpünce fermonlarıma hakim olamıyordum. oda aynı şekilde kendi fermonları ile bana karşılık verirken gözlerim kaymıştı kanım kaynamıştı tanrı aşkına neyin içine düşürmüştü beni böyle.
alt dudağıma ısırıklarını bırakarak dilini dilimle buluşturmuş onu daha bir şevk ile kavramamı sağlamıştı. ellerim yavaş yavaş ensesinden yukarıya doğru çıktı siyah saçlarını parmaklarımın arasına alır almaz çekiştirdiğimde inlemiş nefesiz kaldığımdan dudaklarımı ayırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fifty shades of blue ~taekook √√
FantasyOmegverse Vahşi bir deltanın omegasıydı o güzel tatlı minik omegası Mavinin elli tonunu gösteren omegası Yan shipler Yonmin Namjin