bir bebeğimiz olsun (30)

2.5K 212 20
                                    

herkese merhabaa

nasılsınız bakalım keyifler nasıl?

ben yanıyorum abi çok sıcak ve sıcak nefret ederim

neyse çok uzatmayayım yorumlarınızı bekliyorum

e hadi iyi okumalar o zaman..

...

sinirliydim, tanrı biliyor şuan şu kızı boğazlamak ve daha sonra ormana kurtlara falan yem etmek istiyordum. yanında da jungkooku bir güzel dövüp onu koltukta yatırmak istiyordum. bu kadar yakışıklı olmamalıydı, bu kadar güzel gülümseyip karşısındaki cadalozu kendine yaklaştırmamalıydı.

gerçekten o kadar çok cilve yapıyordu ki kalkıp üzerine falan kusacaktım o dereceydi yani. birde sanırım eşi olduğunu unutuyordu veya eşinin yanında oturduğunu falan unutuyordu geri zekalı. elimdeki su bardağını son kez dikleyip içmiş, nazikçe yemek masasının üzerine bırakmıştım. içimdeki bunca siniri dışarı yansıtmamamım tek sebebi jungkookun bacağımdaki eli ve bulunduğu yeri okşayan parmağı idi. yoksa çoktan masaya çıkıp diananın başını önündeki tabağa gömmüştüm.

"yemek sanki biraz tuzlu gibi değil mi kookie?"

dudaklarını öne doğru çıkartarak jungkooka bakarken derin bir nefes alıp jungkookun elinin üstüne kendi elimi de yerleştirmiştim. "hayır değil, bebeğim her zamanki gibi yine çok güzel yapmış ellerine sağlık güzelim."

diyerek anlımı öptüğünde gülümsemiştim. dakikasında beni yumuşata biliyordu, gerçekten ona çok aşıktım. "ben öyle düşünmüyorum taehyung bunu değiştirir misin lütfen?"

dudaklarımı bir birine bastım küfür etmemek için.

sakin ol tae, yarın gidecek sadece bu gece katlan, sakinliğini koru hadi yaparsın sen.

kendimi motive ede ede ayaklanmış ıslak tuvalet terliğine benzeyen suratın önünden tabağı almıştım ve daha sonra yüzüne bakarak,

"bence biraz saygılı olmayı öğrenmelisin dianacım, inan bana kimse benim kadar sabırlı olmaz karşında."

diyerek gülümsemiş mutfağa gitmiştim. elimdeki tabağı adeta fırlatarak tezgaha fırlattığımda ellerimi lavabonun iki yanın dayamış soluklanmaya başlamıştım. yemeğim tuzlu falan değildi, gerçekten değildi olsa bile ben kendim söylerdim olmadı jungkook bile derdi yada demezdi benim sevgilim yaptığım şeyleri kötü olsa bile yerdi asla şikayet etmezdi.

"taehyung?"

başımı kaldırıp bana seslenen deltama baktığımda hızla doğrulup kollarımı boynuna dolamıştım.

"jungkook daha erken gidemez değil mi?" başımı kaldırıp yüzüne bakarken dudaklarını ıslatıp başını iki yana sallamıştı bu hareketi derin bir nefes vermeme neden olurken çocuk gibi yerimde tepinmemek için zor duruyordum. neden bütün kötü şeyler bizi buluyordu gerçekten bıkmıştım artık.

"sakin ol omegam birazdan masayı toplar odamıza çekiliriz yanına oturmamıza gerek yok çok yorgunum zaten."

başını eğip omuzuma yasladığında ellerimi ensesindeki kısa ama yumuşak olan saçlarında gezdirmiştim. "sende yoruldun tabi onunla oradan oraya koşturmaktan, gerçekten gidip boğasım geliyor o kızı."

sinirle mızmızlanırken jungkook kıkırdayarak başını kaldırmıştı tanı şahit bana o kadar güzel bakıyordu ki kendimi gözlerinde kayıp ediyordum mahvediyordu beni her bakışında o yüzden gözlerini seviyordum gözlerindeki her bana baktığında oluşan parıltılar beni benden alıyordu. "ne yapasın geliyor?"

fifty shades of blue  ~taekook √√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin