diana (28)

2.4K 200 27
                                    

selam! nasılsınız?

ben iyiyim sanırım. yani umarım öyleyimdir çünkü öyle olmak istiyorum.

neyse çok uzatmak istemiyorum tek isteyim bolca yorum yapmanız ve ayrıca hayalet okuyucularıma sesleniyorum sizde benim için değerlisiniz lütfen bölümü bitirdikten sonra alta ki vote tuşuna basmayı unutmayın olur mu?

o zaman iyi okumalar diyorum ve bölümümüze geçiyorum.

.....

gözlerimi dün akşam uyumadan önceki konuşmalarımızı hatırlayarak açmıştım bu gün. onun hala uyuduğu bir saat diliminde. gerçekten yorucu bir akşamın ardından bu kadar erken uyanmamın sebebini anlamamıştım. güneş yeni doğmaya başlamıştı etraf aydınlanıyordu ve onun beyaz teni karşımda parıl parıl parlıyordu.

dün bana bir çocuk istediğini söylemişti ikimizden bir parçamızın olmasını istemişti. sonuçta evliydik mühürlenmiştik bunu istemesi en doğal hakkıydı ama ben sanırım korkuyordum. kendi çocuklarıma iyi bir baba olamamaktan korkuyordum. kendi ailemden bir şey öğrenememiştim ki vurup kırmaktan başka nasıl güzel bir baba olabilirdim ki gözlerinde. tamam jungkook bana yardım ederdi belki de gerçekten onlar için en güzel baba olurdu doğruyu yanlışı öğretirdi onlara ailesinden öğrendiği gibi belki de en sevdikleri baba onlar için jungkook olurdu bilemiyorum.

veya biliyorum bildiğim şey ise şuan ne kadar saçma düşündüğümdü sanırım. jungkooka bu düşündüklerimi söylesem gerçekten bana kızardı veya bağırırdı ne biliyim işte

korkuyordum sadece korkuyordum

elimi yorganın içinden çıkartıp sevgilimin yüzüne getirdiğimde gülümseyerek usulca yanağını okşamış ve biraz daha yaklaşmıştım ona.

jungkook

benim deltam, sevgilim, tek kahramanım, enlerim , iyikilerim kısacası her şeyim. onunla tanışmasaydım jimim beni o ormandan çıkartıp ona getirmeseydi kim bilir şuan neredeydim. ya odamda kilitliydim, yada babamın ellerinde acı çekiyordum.

derin bir nefes verip aklımdan geçirdiklerimden dolayı büzülen dudaklarımda ona biraz daha yaklaşmıştım. tanrımm bunları şuan neden düşünüyordum ki önemli olan şu andı onun kollarında olmamdı değil mi?

dudaklarım daha da büzülürken uzanıp burnun ucuna bir öpücük bırakmıştım bu hareketim ile kaşları çatılmış burnunu kırıştırmıştı sessizce kıkırdayarak bu sefer çenesine bir öpücük bırakmış tabii kıpırdadığını görünce hızla gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yapmıştım.

bir kaç dakika kıpırdanmış ve daha sonra kıpırdanmayı kesmişti ben uyuduğunu zannedip gözlerimi açtığımda bana çatık kaşları ile bakan bir tavşan ile karşılaşmıştım.

"sevgilim gözlerini sım sıkı kapatarak uyuyor numarası yapamazsın."

hırıltı kalın ses tonu ile beni kendine iyice çekmiş başımı boynuna gömmemi sağlamıştı.

"niye uyanıksın bakiyim sen?"

yarı uyuyor hali ile dudaklarını anlıma bastığında işte o zaman bütün düşüncelerim beynimi terk etmişti sanki içim huzurla dolmuştu her şeyi unutmuştum sadece öpücüğüne odaklanmıştım.

"hiç sadece susamıştım o yüzden uyandım."

"hımm içtin mi suyunu peki?"

başımı sallayıp kollarına iyice sokulurken burnunu saçlarımın arasında gezdirmişti

"o zaman kapat gözlerini bakalım daha saat çok erken."

dediğini yapıp gözlerimi kapattığımda derin bir nefes vermiştim. asıl uyanma sebebimi elbette söylemeye niyetim yoktu. sabah sabah neden onu üzmek istemiyordum hatta onu hiç üzmek istemiyordum o yüzden korkularımı kendime saklasam iyi olurdu bu bizim için daha iyiydi sanırım.

fifty shades of blue  ~taekook √√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin