herkese merhabaaa yine ben geldimm
ve şimdide gidiyorum
iyi okumalarr....
.....
"ah tanrım evet o aptal yüz ifadene gerçekten çok komikti."
kahvaltı masasından kalkmış şimdi solonda karşılıklı oturmuş bir şeyler içiyorduk daha doğrusu onlar içiyor bende muhteşem(?) anılarını dinliyordum çok konuşuyordu sürekli bir şeyler söyleme gereğimi duyuyordu kendinde bilmiyordum ama böyle olsa gerek o koca ağızını bir türlü kapatmıyordu.
"her neyse kookie bahçeye çıkalım mı? evde çok sıkıldım. ne olur ne olur ne olur."
başımı mutfağa doğru çevirip gözlerimi devirdiğimde jungkook derin bir nefes vermiş ayaklanmıştı "iyi çıkalım madem." diyerek ayaklanmıştı.
aynan çık çık af edersin bok var dışarda canım aynı ot aynı ağaç niye çıkıyorsun tanrı akşam yıldırım çarpıp oraya bir şey ışınlamadıysa hala aynıdır değil mi?!
"bebeğim hadi"
diyerek elimi tuttuğunda mecbur bende ayaklanmıştım. kapıya doğru ilerleyip bahçeye çıktığımızda diana kıkırdayarak jungkook ile birlikte diktiğimiz çiçeklere doğru ilerlemişti.
"ne güzelmiş bunlar böyle sen mi diktin kookie."
no gozolmoş bonlor son mo dokton kooko
gözlerimi devirip kollarımı kavuşturduğumda jungkookun koluna girdiğini görmüştüm
"hayır taehyung ile birlikte diktik hatta isim bile verdik onlara değil mi sevgilim?" diananın kolundan ayrılıp yanıma geldiğinde başımı sallamış onu onaylamıştım eğer bu kız biraz daha jungkooka dokunmaya falan devam ederse onu yolardım herhalde yada bilmiyorum ne yapıcağımı tanrı bilir artık
"yaa çok şekermiş bu çiçeğin adı nedir?"
şimdi bir şey derdimde neyse papatyayı bilemiyecek kadar salakmıydı acaba yoksa sadece jungkooka kur falan yapmayamı çalışıyordı anlamıyordum.
"anan."
jungkookun verdiği cevabı onaylarken bir anda düşen jetonla ona dönmüştüm
anan mı?
"anlamadım?"
diana kaşlarını çatarak jungkooka bakarken bende aynı şekilde ona bakıyordum
"y-yani şey annen. annen annen çiçek gibi bir an o çiçeğin güzelliğini ona benzettim de öyle söyleyiverdim işte."
"yaaa kookie çok şekersinn."
gözlerimi devirerek bu günden beri yaptığımı yapıp yanlarından ayrılmıştım eve doğru ilerlerken jungkook arkamdan bağırmıştı
"taehyung? nereye?"
"eve jungkook susadım da biraz sevgilim."
"ah! taehyung bende susadım burası biraz sıcakta bana da getirimisin acaba?"
gözlerini kırpıştırarak kendini şirin sanan sakıza gülümsemiş ve başımla onaylamıştım ve daha sonra eve girip mutfağa yönelmiştim bir bardak alıp sürahiden içine su doldurmuş ve tek dikişte içmiştim tabi o sırada jungkook ve biricik kuzeni içeri girmişti on su falan getiremezdim kalkıp kendi alsaydı hizmetçisimiydim ben?
alt dudağımı ağızıma alıp mutfaktan çıkmıştığım da yatak odamıza doğru ilerlerken üzerimde hissediğim bakışlara karşılık bile vermemiştim. duygularımı gizlemekte iyiydim o yüzden jungkook ben açık vermediğim sürece bir şey fark etmicekti ve bende o fark edene kadar açık vermeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fifty shades of blue ~taekook √√
FantasiOmegverse Vahşi bir deltanın omegasıydı o güzel tatlı minik omegası Mavinin elli tonunu gösteren omegası Yan shipler Yonmin Namjin