fifty shades of blue ~taekook √√

mühürlendiniz mi! (31)

herkese merhabaalarr

nasılsınız bakalım?

ben çok iyiyim yeni bölüme geçmeden önce yeni bir fic yayımlayacağım bu fici finalledikten sonra onun ön duyurusunu yapmak istedim

taekook ve jenlisa ağırlıklı olacak haberiniz olsun

sizleri seviyorum verdiğiniz destekler içinde çok teşekkür ederim

o zaman yb zamanı

iyi okumalar

....

"oh hoş geldin hoseok hyung."

kahvaltımızı yeni bitirmiş oturma odasında otururken zil çalmıştı kapıya jungkook giderken arkasından merakla kimin geldiğini görmek için bakmıştım.

ve sonunda sanırım biricik (!) dianamız evine kavuşuyordu.

"nasılsın jungkook? görmeyeli büyümüşsün bakıyorum da eşin falan olmuş."

"bakışları bana dönerken hızla ayaklanıp eğilmiştim o ise kıkırdayarak buna gerek olmadığını söylemişti.

"hoş geldiniz buyurun geçin isterseniz bir kahve ikram edeyim?"

mavi gözlerim onun kahvelerindeyken beni kibarca red etmişti.

"inan kalmak çok isterdim fakat kendi evime dönmem gerekiyor diana hadi kızım gidiyoruz."

siz bilirisiniz dercesine başımı sallayıp gülen yüzümle jungkookun yanına gitmiştim bir kolu belimi kavrayıp beni daha da yakınına çekerken diana oflaya puflaya babasının yanına gelmişti.

"baba biraz daha kalsaydık ben çok eğleniyordum burada?"

"annen bizi bekliyor maalesef kalamayız."

ne kadar üzüldüm bilemezsin

"baba lütfen bir-..."

"yengeme bendende selam söyleyin hyung olur mu?"

diyerek diananın sözünü kesmiş bıkkınlıkla omuzlarının düşmesine neden olmuştu. burada kalmak isterken bize sormayı ne zaman akıl edecekti acaba zaten emir vaki gelmişti bütün sinirlerimi bozmuştu bu gün kızgınlığımın son gününü eşimle yatağımda geçirmek varken onun bitmek bilmeyen ısrarlarını dinliyordum.

"söylerim. hadi kızım al çantanı."

"uf baba ya."

ufak adımlarla ilerleyerek yerden çantasını almış jungkookun yanına gelerek ona sarılmıştı tabi ayıp olmasın diye bana da sarılmıştı acaba fırsat bu fırsat onu boğup dünyadan bir gereksizinde gitmesine neden olsamıydım?

"görüşürüz jungkook tekrar geleceğim söz bu sefer daha uzun süre kalırım ama daha çok eğleniriz."

kızım gitsene artık! hala jungkook diyor sümsük.

dudaklarımı birbirine bastırıp iç sesimi olması gereken yere hapis ettiğimde jungkook onu yalandan onaylamış ve misafirlerimizi kapıdan yolculamıştı.

"tanrım! sen beni al lütfen."

ellerimi yumruk yaparak oturma odasına doğru ilerlerken arkamdan jungkook kıkırdayarak beni takip ediyordu. "o kızın bu eve gelmemesi için ne yapabilirim? tanrı aşkına daha çok kalıp eğlenecekmiş hanım efendi çok beklersin."

kollarımı bir birine bağlayıp koltuğa yerleşirken jungkookta yanıma yerleşmiş dudaklarını anlıma basmıştı "bebeğim sakinleş biraz hem onun bir dahaki gelişine bizim çocuklarımız bile olur merak etme korur onlar beni o cadıdan."