izin ver karışalım birbirimize (24)

3.1K 219 41
                                    

öncelikle merhaba yeni bir bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz

bol bol yorum istiyorum

iyi okumalar.....

......

her şey mükemmel ilerliyordu. kral namjoon ve eşi seokjin evimize gelmişlerdi jungkook babalarına saygıda kusur işlemiyordu. ben ise öylece susuyor her dediklerini ikiletmeden yapıyordum sordukları sorulara da kısa cevaplar vererek yemeğime devam ediyordum. yoksa gerçekten utançtan yerin dibine giricektim kraliçe seokjin sürekli yaptığım yemekleri övüyordu.

tamam bu çok güzel bir şeydi ama utanmaktan kendimi alı koyamıyordum ki jungkookta altan altan yanaklarıma bakıp bana tehtid kar bakışlar atıyordu bir amda o tavşan dişlerini yanaklarıma geçiricek diye çok korkuyordum bu sefer yüzümün alacağı renk kırmızı değil mor olurdu çünkü.

derin bir nefes verip tatlı sunumumu yapmak için muıtfağa geçtim.

çok iyi insanlardı kral namjoon bana geçmişle özellikle babamla ilgili bazı sorular sorsada onları çok sevmiştim. babamı nerden tanıdığını bilmiyordum herhalde babamın sarayda çalıştığı zamanlarda tanışmışlardı bana babamı soracak kadar sıkı bir dostlukları vardı herhalde. buna biraz üzülmüştüm, çünkü eğer jungkookla evleniceğimiz zaman bana babamı ve annemi çağırmamı isterse ne yapıcağımı bilmiyordum. en yakın zamanda onlara durumumuzdan bahsetmek istiyordum ama biraz utanıyordum.

geçmişim benim için pek aydınlık değildi ve o geçmişte ben çok yaralanmıştım bunları anlatmak beni hem utandırıcak hemde üzücekti.

dudaklarımı ıslatıp özenle süslediğim tatlılarımı tabaklara yerleştirip öylece beklemeye başlamıştım içten içe kendimi cesaretlendirmeye çalışıyordum aslında. hadi taehyung içerde seni bekliyorlar bu niye bu kadar utanıyorsunki?

ah hadi ama sürekli kraliçe seokjin güzelliğimden bahsedip beni övüyordu nasıl utanmayacaktımki!

"sevgilim?"

arkamdan gelen ani ses ile yerimden sıçrarken hızla oraya doğru dönmüştüm

"ne yapıyorsun burada bak seni bekliyoruz?"

tatlı bir gülümseme ile yanıma gelip bir elini yanağıma çıkartmıştı.

"bir şey mi oldu hım?"

yavaşça baş parmağı bulunduğu yeri okşarken koçman gülümseyerek başımı iki yana sallamıştım

"hayır bir şey olmadı sadece biraz utandım jungkook baban sürekli beni övünce ben.... şey alışık değilim böyle şeylere o yüzden-"

lafımı bitirmemem izin vermeden beni göğsüne çektiğinde huzurla gözlerimi kapatıp oraya sinmiştim.

"alış güzelim artık babanın evinde değilsin benim kollarımdasın bak her şey çok güzel. rahatla bırak kendini bana."

başını eğip saçlarımın arasına dudaklarını uzunca oraya bastığında elimde olmadan gülümsemiş başımı kaldırıp ona bakmıştım

" her şey bir rüya gibi biliyor musun jungkook çok güzel zaten içinde olan her şey çok güzel."

iltifatım ile kıkırdarken dudaklarını dudaklarıma kısa bir anlık basmış ve daha sonra sakinleşmiş bedenimi iyice kızartmıştı.

"bu iltifatlarını yatakta da edebilirsin o zaman daha etkili olur hım ne dersin?"

bir anda değişen ortamla kaşlarımı çatıp koluna bir tane geçirmiştim.

"uf jungkook! babanlar gelmiş senin aklın fikrin nerde git başımdan sapık."

fifty shades of blue  ~taekook √√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin