herkese selammm
nasılsınız millet?
bu arada bayramınız umarım güzel geçer bekletmeden bölüme geçelim
iyi okumalar....
....
yüzümde hissettiğim dokunuşlar ile hafifçe yüzümü buruşturmuş ve uyumaya devam etmeye çalışmıştım. uzaktan duyduğum boğuk kıkırtı ile yüzümü jungkookun göğsüne bastığımda bir kaç dakika sessizlik olmuştu ve daha sonra saçımda deltamın elleri dolaşmaya başlamıştı.
"sevgilim, hadi artık uyan acıkmadın mı?"
başımı iki yana sallayarak red ettiğimde jungkook kulağımın arkasına uzun bir öpücük bırakmış ve beni sevmeye devam etmişti. Bende huzurlu uykuma geri dönmek için derin bir nefes almak istediğimde bu nefesin bir yerlerime kaçmasını sağlayacak ağrıyı hissetmiştim.
yüzüm anında buruştu kendimi istemsizce kasarken jungkook fark etmiş olmalı ki beni sırt üstü uzandırıp üzerime çıkmıştı.
"ağrın mı var güzelim?"
merakla parıldayan gözleri yüzümde gezerken tuttuğum nefesimi usul usul verip dudaklarımı büzmüştüm. tanrım kalça aram resmen yanıyordu sabah uyanır uyanmaz nasıl bu ağrıyı hissetmediğimi anlayamıyordum.
"jungkook."
diye sızlandım uykulu gözlerimi zorla açık tutmaya çalışarak
"burasımı ağırıyor?"
eli yavaşça aşağı inip çıplak bacaklarımın arasından canımı yaktığı noktaya dokunduğunda inleyerek elinden kaçmaya çalışmıştım tabii izin vermemiş üzerimizdeki yorganı bir çırpıda yere atıp beni kucaklayarak banyoya taşımıştı.
"şimdi güzel bir duş alacağız ve daha sonra krem süreceğim o zaman hiç bir şeyin kalmaz."
gülümseyerek dudaklarıma bir öpücük bıraktığında ağırıma rağmen bende gülümsemiş beni yıkamasına izin vermiştim.
.....
şuan biraz daha iyiydim jungkook bir bebek gibi benimle ilgilenmiş, ve daha sonra beni utandırmadan orama krem sürmüştü. her ne kadar beni utandırmamaya çalışsa da gerçekten renkten renge dönüyordum bukalemun gibi.
tanrım resmen biz sevişmiştik, mühürlenmiştik, birbirimizin olmuştuk. çok mutluydum boynunda gördüğüm kocaman mühürüm ile bu mutluluğum katlanıyordu.
akşam canını çok fazla yakmış olmalıydım çünkü kahvaltı yaparken bile yüzünü buruşturuyor elini ısırdığım yere koyup ovalıyordu. canın yanmasını istemiyordum onun benimle ilgilendiği gibi bende onunla ilgilenmek istiyordum. benim canım o kadar yanmıyordu, ısırdığı yer zaten sabaha kadar iyileşmişti. Ama bir baskın türün mühürlenmesi bizimkisi kadar kolay olmadığı için ısırık izi geçene kadar acı çekecekti.
dudaklarımı ıslatıp çatalımı masaya bıraktım ve daha sonra beni oldukça rahatsız eden sandalyemden ayağı kalkmış içimde hissettiğim kurdunun acısını kendimce dindirmeye yanına gitmiştim.
"doydun mu? bu kadar çabuk mu?"
şaşkın gözlerle ona doğru ilerleyen bedenimi görmüş ve kucağına yerleşmeme izin vermişti.
"doymadım, sadece o sandalye bir beni rahatsız ediyordu bende kucağında oturmak istedim."
kollarımı boynuna dolayıp mühürlediğim yere dudaklarımı bastığımda elindeki çatalı önündeki tabağa düşürmüş kollarını belime dolamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fifty shades of blue ~taekook √√
FantasyOmegverse Vahşi bir deltanın omegasıydı o güzel tatlı minik omegası Mavinin elli tonunu gösteren omegası Yan shipler Yonmin Namjin