*-12-*

581 85 38
                                    

Han Jisung vücudundaki titremeyi kontrol etmeye çalışarak odasının bulunduğu koridora girdi. Son yaşananların hiçbirine müdahale edemiyor oluşu canını öylesine sıkıyordu ki resmen bütün odağını bunlara vermiş, asıl görevlerini ihmal etmişti. Az önce çıktığı yüksek divanın bulunduğu geniş odada kendisini bir güzel azarlamışlardı.

"Böyle yaparak kendine daha çok zarar veriyorsun." Duyduğu sesle duraksayıp topukları üzerinde döndü "Öfke dalgaların duvarlara çarpıp tüm koridora yayılıyor."

Seo Changbin sanki bu dalgaları görüyormuş gibi mermer duvarları ve tavanı inceledi. Jisung azarlanırken o da oradaydı, daha önce birkaç cümleden öteye geçmeyen muhabbetleri dışında Jisung'u işlerini boşlayan biri olarak tanıması bir bakıma üzmüştü baş meleği.

"Afedersiniz, haklısınız. Uyarınız için teşekkürler Bay Seo." Hafifçe eğilerek selam verdi ve ardından dönüp odasına ilerlemeye devam etti.

"Rica ederim." Sesindeki muzipliğe anlam verememişti. Çok kurcalamadan odasına girdi, fazla diyaloğa girmek istemiyordu. Daha bugün aynı statüde bir melek olduğunu öğrendiği için kısa zaman önce Hyunjin'in aklına soktuğu bu melekten durduk yere etkilenmek istemiyordu.

"Az kaldı, çiftleşme dediğin nedir ki? Az kaldı bitecek." Kafasını sallayarak kendine gelmeye çalıştı "Gerçek aşkı bulana kadar yok, gerçek aşkı bulana kadar yok..." Parmaklarını saçlarından geçirerek çalışma masasının üzerine üç kez parmağını sürttü. Ardından hologramı andıran küçük bir Dünya çıkıverdi. Aksattığı görevlerine tek tek bakarak bir program oluşturmaya başladı.

Uzun bir süre geçtikten sonra zihninde duyduğu Lia ile odaklandığı haritadan uzaklaştı "Müsaitim, gelebilirsin."

Hemen solunda, masanın üzerinde oturur şekilde belirmiş Lia ile irkilmişti. Her seferinde böyle tuhaf şekilde gelmeyi çok severdi.

"Bizimkiler işi pişirmeye çok yakınmış."

Jisung göz devirerek çalışmakta olduğu konuya geri döndü. Dünya üzerindeki bir diktatörün kaderi için birkaç öneride bulunmalıydı.

Lia oturduğu yerden kalkarak ellerini arkada birleştirip karşıdaki geniş kitaplığa ilerledi ve göz gezdirdi "Eee Tanrımız bir şey yapmayacak mı buna?" Mor bir kitaba denk gelince ince parmaklarıyla çekip aldı ve birkaç sayfa çevirdi.

"Sözlerine dikkat Lia."

"Melek olan sensin Ji." Yönünü tekrardan baş meleğe döndürdü "O'nu sorgulamak benim yaratılışımda var."

"Yaratılışınızda yok, böyle olmayı ataların seçti." Lia'nın göz devirip sandalyelerden birine oturduğunu görünce anlattığı şeylerin boşluğa gideceğini bildiği için daha fazla devam etmedi.

"Tarih derslerinde uyumam pek de negatif bir durum yaratmadı. Neyse, baktıkları insan, neydi ismi?"

Jisung kaşlarını çatıp Dünya'sına baktı "Lee Felix."

"Evet Lee Felix. Bu durum onu ciddi anlamda etkilemeye başlamış." Jisung yalnızca başını sallamakla yetindi "Ama Chris bir yolunu bulunu bulduğunu söyledi."

"Bir şeytanın bulduğu yola ne kadar güvenebileceğimi söyler misin?"

"Aaaa alındım, gücendim." Lia'nın oyunbaz sesine karşılık göz devirdi tekrar "Bir yanlışı bir kez yaparsan ne olur Ji?"

"Hata."

"İki kere yaparsan?"

"Aptallık."

"Peki ya üç kez?"

Sinner | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin