İngiltere'deki olaylar bu şekilde gelişirken İspanya'daki olaylarda buna benzer bir şekilde gerçekleşiyordu. İspanya'nın, üstü başı yırtık halkı, Madrid kraliyet sarayının ön cephesindeki meydanları doldurmuşlar ve yeni krallarının balkona çıkıp kendilerini selamlamalarını bekliyorlardı. Bu meraklı kalabalığın içinde, yeni krallarının kim olduğunu bilenler kadar kim olamadığı bilmeyenlerde vardı ve bu bilmeyenler, etrafdakilere kralın kim olduğunu soruyorlar ve gelen yüzlerce farklı cevapla kafaları iyicene karışıyordu. Kimileri I.Carlos diyordu, kimileri I.Luıs, kimilerinde I.Jose diyordu. Ve bunun sonucunda koca bir meydanı esir alan uğultulardan çıkan tartışmalarla birlikte kimi yerlerde kavgalar çıkıyordu. Bu uğultulu tartışmalardan birinin kavgaya dönüştüğü sırada çalınan çan sesleriyle birlikte sarayın balkon kapıları açıldı ve herkes olduğu yerde dona kaldı, kimileri iki elinin arasındaki kızarmış bir boğazla, kimileri ellerinde kalan kıyafet parçalarıyla, kimileri ayaklarının altındaki başlarla öylece kalakalmışlardı. Bu büyüleyici manzaranın karşında halk kendine gelmekte biraz zorluk çekerek üstünü başını düzeltti ve bu muhteşem iki insanın büyüleyici ihtişamlarının seyrine kapıldılar. İspanyollar balkona çıkan kurtarıcılarının halen daha kim olduklarını anlayamayarak etrafındakilere bunların kim olduğunu sormaya başladılar. Ve bu sefer bu kim sorusunun cevabı yüzlerce farklı cevaptan çıkan isimlerle değil, tek bir cevaptan çıkan iki isimden oluşuyordu ve bu balkona çıkanların kim olduğunu bilenler bilmeyenlere Katolik krallar cevabını veriyordu, hatta bazıları daha da detaya girerek, bunların kârı koca olduğunu ve zamanında ülkeye birlikte yönettikleri bilgisini de karşısındakilere aktarıyorlardı.
Katolik krallar, el ele tutuşarak halkın karşına çıktılar ve gülümseyen yüzleriyle birlikte havaya kaldırdıkları ellerini bir orayı, bir burayı savurarak halkın tamamını selamladılar.
Bu sonu beli olmayan savaşa girecek olan bütün devletler krallarını klonlamışlardı ve sefer hazırlıklarını hız kazandırarak karaya ilk çıkan devlet olmak istiyorlardı. Bunun nedeni ise bu devletlerin inşa ettikleri ahşap gemilerin savaşa dayanaklı olmamalarıydı. Bu gemiler sadece yolculuk için inşa edilmişlerdi ve bu yüzden okyanusun ortasında herhangi bir savaşa girmeden karaya herkesten önce çıkarak düşmanlarının karaya çıkmalarını engellemek istiyorlardı. Ve bu yüzden Katolik krallar da halkı uzun uzun selamlayarak vakit kaybetmemek için son bir selam daha verdiler ve iki kanatlı balkon kapılarından içeriye girerek hazırlıkların başına geçtiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLARIN SAVAŞI MU
Historical FictionGeçmişin karanlıklarını, başarılarıyla, zekalarıyla ve yetenekleriyle aydınlatan, insanlık tarihinin çok farklı zamanlarında hüküm sürmüş krallar, 22. Yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşecek olan 4. dünya savaşında aynı mekânda, aynı zamanda bir araya...