TİMUR

10 2 0
                                    

  Timur, grubuyla birlikte kendisine verilen görevi tamamlayarak Ankara'ya giriş yaptı ve bir süre daha yol aldıktan sonra külliyeye vardı. Timur külliyenin önüne gelir gelmez atından indiği gibi yanındaki arkadaşlarına "Siz gidebilirsiniz arkadaşlar, elinize kolunuza sağlık" diyerek arkadaşlarıyla vedalaştı ve atının dizginlerinden tutarak atıyla birlikte açık olan kapıdan içeriye girdi, kendisini tanıyan nöbetçiyi de selâmladıktan sonra atını bahçe duvarının hemen dibindeki çam ağacına bağladı. Timur atını bağladıktan sonra tempolu adımlarıyla ana binaya doğru yürümeye başladı. Ana binanın önündeki dış kapıya çıkan merdivenlerden ağır ağır adımlarla çıktı ve kapının her iki kanadında bulunan nöbetçilere de selamlayarak binaya giriş yaptı. Timur, o sıra bina içerisindeki merdivenlerden inen Rauf beyle karşılaştı ve yüzünde beliren tebessümle "Görev başarılı bir şekilde tamamlanmıştır hocam" dedi. Timur'u büyük bir coşkuyla karşılayan Rauf bey, Timur'a sarılmak için hareketlenirken "Hoş geldin oğlum, gel odama geçelim" dedi ve "Hoş bulduk hocam" diyen Timur'la birlikte odasına doğru sohbet ede ede yürümeye başladılar. Rauf bey "Yolculuğun nasıl geçti?" Timur "Gayet güzel geçti hocam, o müjdeli haberi verdiğimiz anadolu insanlarının yüzlerindeki o ışıltıyı, umudu ve mutluluğu görünce daha da güzelleşti yolculuğumuz" dedi.

  Rauf bey tebessüm ederek "Ah ne güzel bir duygu" derken odasının önüne geldiler ve tam kapıyı açacakken "Kusura bakma Timur, sormayı umuttum, yoldan geldin açsındır, ne hazırlatayım sana" dedi. Timur "Çok teşekkür ederim hocam, buraya gelmeden önce yolda mola verdik ve söylemesi ayıptır kurutulmuş etle karnımızı tıka basa doyurduk, hiç aç değilim" dedi. Rauf bey "O zaman yemeğin üzerine şöyle güzel bir çay iyi gider" diyerek odasının kapısını açtı ve Timur'u buyur ettikten sonra tekrar koridora çıkarak "Memduh, Memduhhh" diye seslendi ve koridorun neresinden geldiği belli olmayan "Buyurun hocam" sesinden sonra Timur'a bakarak "Kaç şekerli içiyorsun Timur? "dedi. Timur "Şekersiz içiyorum hocam" demesinin üzerine, koridorda nereye bağırdığını bilmeden "Odama 2 şekersiz açık çay getir sana zahmet" dedi ve aynı ses yine nereden geldiği belli olmayan bir şekilde "Emmmrin olur hocam, hemen getiriyorum" diye koridorda yankılandı.

  Rauf bey çayları söyledikten sonra odaya geri girerek, Timur'un hemen karşındaki yıpranmış siyah deri koltuğa gıcırtı sesleriyle otururdu ve "Artık stoklarımız da çayda kalmadı, bu son çayların keyfini çıkart Timur" dedi ve Timur tam cevap verecekken çaycı açık olan kapıdan "Çayı da daha yeni demlemiştim hocam, mis gibi olmuş" diyerek içeriye daldı ve çayları servis ettikten sonra Rauf beyin teşekkürlerini de alarak tepsiyi sallaya sallaya odadan çıktı.

  Timur, çayından bir yudum aldı ve "Çay içmeyeli baya olmuştu" dedi. Rauf bey "Bir daha hiç içemeyeceksin, keyfini çıkart" dedi. Timur çayından bir yudum daha aldıktan sonra merak ettiği soruları Rauf beye sormak için hemen aralarındaki diz kapağı seviyesindeki ahşap masaya çay bardağını bıraktı ve "Sultanımız uyandı mı hocam?" dedi. Rauf bey "Evet uyandı 5 gün oluyor," dedi çayından yudumlarken. Timur "Peki bilinci yerinde mi?" Rauf bey "Fazlasıyla yerinde." Timur "15.yüzyıldan birinin 22. Yüzyıla adapte olması zor olmalı." Rauf bey "İçinde bulunduğumuz yüzyılın 15 yüzyıldan bi farkımı kaldı Timur." Timur "Doğru söylüyorsunuz hocam, benimki de soru işte" dedi ve hemen ardından ekledi "Peki hazırlıklar ne durumda." Rauf bey "Hazırlıklar hemen hemen bitti, ama halen daha kat etmemiz gereken çok yol var." Dedi ve Timur hemen ardından birbirleriyle alakası olmayan soruları sormaya devam ederek "Şuan nerede" dedi. Rauf bey "Kim nerede. "Timur "Sultanımız" Rauf bey "Haaa" dedikten sonra "Şu anda başkanın makamında, kendisine içinde bulunduğumuz durumun özetini geçiyorlar. Bilirsin işte düşmanlarımız kim, neden savaşıyoruz, dünya nasıl bu hale geldi gibi gibi şeyler." Timur hemen ardından "Nasıl biri, uzun mu, burnu o tasvirlerdeki gibi kemerli mi, saçının rengi ne?" diye sorduğu ardı arkası kesilmeyen soru bombardımanın üzerine Rauf bey tebessümle "Ammada çok soru sordun, boş ver bunları şimdi, elinde sonunda göreceksin zaten sultanı," dedi ve ayağa kalkarak masanın üzerinden mavi kapaklı bir dosya aldıktan sonra "Timur benim şimdi gitmem gerek, sen istersen beni burada bekleyebilirsin, rahat ol" dedi. Timur "Yok hocam bende izninizi isteyim, uzun zaman oldu eve gitmeyeli" dedi ve Rauf beyle birlikte koridora çıkarak dış kapıya kadar sessiz adımlarıyla yürüdüler ve kapının önüne geldiklerinde vedalaşıp külliyeden ayrıldı.

KRALLARIN SAVAŞI MUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin