KRALLAR TOPLANIYOR

8 0 0
                                    

  İttifak içerisinde yer almayı kabul eden bütün krallar, hazırlıklarını hemen başlayarak, bütün bir ordularını da arkalarına taktıkları gibi sallanan ahşap gemileriyle okyanusun yıkıcı dalgalarını döve döve yolculuklarına başlamışlardı. Kralların en sabırsız olanı Napolyon Bonapart, teklifi alır almaz yola çıkmış ve ABD başkanının ardından buluşma noktasına ilk gelen kral olmuştu. Bonapart, buluşma noktasına gelir gelmez gemilerini bu küçük kumsaldan oluşan adacığın 10 mil kadar açığında demirlemeleri emrini verirken, adacığı ufukta gören kızgın kumların Kralı Firavun Ramses'de, elinde tutmuş olduğu altın kaplamalı asasını yere vura vura, engin gökyüzünde yankılanan sesiyle emiler dağıtıyordu.

  Napolyon Bonapart ve firavunun ardından, altın tozu gibi parlamakta olan bu küçük adacığı ufuk çizgisinde sırasıyla, Aslan Yürekli Richard, Alman imparator I. Friedrich, İspanya'nın Katolik kralları, Portekiz kralı I. Manuel ve İtalyanların lideri İmparator Julius Sezar görür olmuşlardı. Teklifi en uzak noktadan alan Fatih Sultan Mehmed ise adacığa en son gelen kral olmuştu.

  Hemen hemen bütün krallar, sadece kumlardan oluşan bu küçük adacığın etrafında, kendi kümelerini oluştura oluştura, gemilerini demirlemeye başlamışlardı. Bulutların yüksekliğince bir noktadan bakıldığında, bu adacığın etrafına dizilmiş filolar aynı karınca sürüleri gibi gözükmekteydiler.

  Bu karınca sürülerinin, etrafına konuşlanmış oldukları, sadece kumlardan oluşan bir futbol sahası kadar büyüklüğündeki küçük adacıkta hummalı bir çalışma yürütülüyordu, bu çalışmalar ABD başkanı George Washington'un emirleri üzerine gerçekleşmekteydi. Çünkü kendisini ittifakın kurucusu olarak gördüğünden dolayı, ev sahipliğini de kendisinin yapması gerektiğini düşünüyordu. George Washington, askerlerinin arasından on kişi seçilerek, bu on kişinin adacıkta çevre düzenlemesi yapmalarının, sadece üstü kapalı bir çatır kurmalarının ve bu çadırında altına en az on kişilik bir masa yerleştirmelerinin emrini vermişti.

  Emrin üzerine hemen harekete geçen askerler hummalı bir çalışmanın ardından adacığın üzerinde son rötuşlarını yapıyorlardı. Bu son rötuşların üzerinden iki gün doğumu geçmiş ve üçüncü günün doğumunda, bu katrilyonlarca kum tanelerinden oluşan adacığa ilk ayak basan, basit bir sandalla gelen ABD başkanı George Washington olmuştu. ABD başkanı, adacığa ayak basar basmaz, dize kadar gelen çizmelerinin topukları kuma gömüldü ve kumda bıraktığı ayak izleriyle üstü kapalı çadırın altındaki masaya doğru ağır ağır yürüdü ve masanın etrafına inci gibi dizilmiş sarı süngerli sandalyelerden birini oturarak beklemeye koyuldu.

  Büyük dalgaların büyük gemileri savurduğu gibi, sahildeki küçük dalgalarda Alman imparator I. Friedrich'in sandalını bir oyana bir buyana savuruyordu. Sandalın bu şekilde yanaşamayacağına anlayan kürekçi, beline kadar gelen suya atlayarak sandalın burnundan tuttuğu gibi var gücüyle sahile doğru çekmeye başladı. Kürekçi güç bela çektiği sandalı, kumsalın suyla buluştuğu ıslak kumların üzerine yanaştırırken imparator I. Friedrich'de Sandaldan kumsala, boynundaki onlarca haçvari şeklindeki madalyonların çıkarttığı şıkırtı sesleriyle atladı. Her iki topuğu da kuma gömülen Alman imparator I. Friedrich, ilk önce sağ ayağını ıslak kumdan kurtararak ABD başkanın oturmuş olduğu çadıra doğru kendinden emin, ama kumların doğru yürümesini izin vermediği yamuk adımlarıyla, omuzlarına kadar düşen permalı beyaz saçlarını dalgalandıra dalgalandıra yürümeye başladı.  

  Zifiri karanlığın artık yerine mavileşmeye çalışan bir gökyüzüne bıraktığı sırada, ABD başkanı hemen karşısından gelmekte olan Alman imparatorun göğsündeki altın gibi parlamakta olan madalyonları görünce, I. Friedrich'i selamlamak için oturmuş olduğu sandalyeden kalktı. ABD başkanı Wasinghton, Alman imparator I. Friedrich'i tebessümle selamlarken, bir çift ayak kumsala zıplayarak adım attı. Bu iki ayak kumsalın üzerinde çok fazla basınç oluşturmamıştı, çünkü bu ayakların sahibi 1,68 boyunda, 65 kilo ağırlığındaki Napolyon Bonaparttı. Napolyon Bonapart, Alman imparatorun aksine sol ayağını ileriye doğru attı ve altındaki beyaz pantolonunu tamamlayan mavi ceketinin omuzlarından sarkan püsküllerini savurta savurta yürüyerek toplantı masasına geldi ve duygusuz bir suratla Alman imparator I. Friedrich'i ve ABD başkanı Wasinghton'u, kendini tanıtarak selamlarken sarı süngerli sandalyelerden birini kendini doğru çekerek oturdu ve sessizlik içerisinde beklemeye başladı.

KRALLARIN SAVAŞI MUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin