Türkler bir gün sonra, Fransızlar on dakika içinde sefere çıkmaya hazırlanırlarken Mısır başkanı Narmer, bütün hazırlıkların iki günden önce tamamlanamayacağını firavuna açıklayabilmek için tedirgin bir şekilde söze girmeye çalışıyordu. Başkan bütün cesaretini topladı ve altın varaklı tahtında oturtmakta olan firavunun dışarıya fırlayan elmacık kemiklerinin oluşturmuş olduğu sert çehresine korkuyla bakarak tek bir nefesle, seferin iki gün sonraya ertelendiğini söyledi ve sanki vücut ağırlığın yarısını kaybetmiş gibi hafiflerken bacaklarından başlayarak kafasının tam ortasına kadar yayılan karıncalanmalarla vücudunun uyuştuğunu hissetti. Firavun Ramses başkanın dudaklarından dökülen "Sevgili kralımız, bugün için planlanan seferimizi iki gün sonraya ertelemek zorundayız" sözleriyle oturmuş olduğu tahtından öfkeyle kalktı ve kısılan sert bakışlarıyla başkana bakarak "Neden" dedi. Başkan titreyen sesiyle "Sevgili kralımız, güneyden gelecek olan birliklerimiz kum fırtınasına yakalanmış, bulundukları yerden de 100 km kadar batıya sapmışlar ve yolu oldukça fazla uzatmışlar, bundan dolayı buraya ulaşmaları iki günlerini alacak " dedi. Firavun Ramses bağırarak "Kum fırtınasının içinde yol almaya çalışan bu ahmakların ordumun içinde yeri yok, onları burada bırakıyoruz bizde bugün yola çıkıyoruz," dedi ve bu sözleri söylediği andan itibaren içinde bulundukları devasa siyah kıl çadırda hareketlilik başladı. Çadırın içinde başlayan bu hareketlilik, çadırdan dışarıya çıkan başkan ve generallerle birlikte kızgın kumların üzerinde de devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALLARIN SAVAŞI MU
Historical FictionGeçmişin karanlıklarını, başarılarıyla, zekalarıyla ve yetenekleriyle aydınlatan, insanlık tarihinin çok farklı zamanlarında hüküm sürmüş krallar, 22. Yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşecek olan 4. dünya savaşında aynı mekânda, aynı zamanda bir araya...