-DOĞUM LEKESİ-

66 10 5
                                    

Pers prensi:

-Ya şimdi Doğan Beyle konuştuklarınızı söylersin ya da ben giderim Doğan beye senin göğsündeki açmamış gül şeklindeki pembe doğum lekesinden bahsederim.Ondan sonra ne düşünür ben bilmiyorum.

Şaşkın gözlerle:

-Doğum lekesi mi?

Bir doğum lekem mi vardı ben onu yara zannediyordum.

-Evet şimdi sen söyle ne yapayım,gidip Doğan beye doğum lekesinden mi bahsedeyim yoksa sen bana konuştuklarınızı anlatacak mısın?

-Sen nereden biliyorsun göğsümdeki doğum lekesini?

Gülümseyerek kulağıma eğilmişti:

-Başınızı çarpmadan önce yaşadıklarımızı hatırlamıyorsunuz değil mi ya da şöyle söyleyim neden başınızı çarptığınızı biliyor musunuz?

Ne demek istiyordu,şu an bedeninde bulunduğum prenses bu Pers prensini mi seviyordu o yüzden mi başına bir şeyler gelmişti.

-Hatırlamıyorum ve bilmiyorum.

-Merak etmiyor musunuz?

-Hatırlamadığım bir şey beni ilgilendirmiyor.Sadece doğum lekesini bilmen bir şeyi değiştirmez.

-Sadece doğum lekesi mi?

Dedikten sonra kahkaha atmıştı:

-Doğum lekesi bildiklerimin ve gördüklerimin arasından en hafifi.

-Ne saçmalıyorsun sen,çık git!

Deyip göğsünü yumruklamaya başlamıştım.Kollarımı tutarak:

-Beni yumruklamanız hiçbir şeyi değiştirmeyecek.Sen baştan itibaren bana aittin ve her zaman öyle kalacaksın.

-Ben asla sana ait değilim.Hatırlamadığım bir şey beni ilgilendirmiyor,insan eğer o geçmişi hatırlamıyorsa başka biri olmuş demektir.Yani ben o prenses değilim!

-Nasıl yani?

-Geçmişte prensesle yani benle ne yaşadın bilmiyorum ama geçmişi unutmuşsam bir sebebi vardır.Başımı neden çarptığımı bile bilmiyorum.

-Kralın yanına evliliği iptal etmek için gitmek istiyordun ben de sana engel olmak için tutmaya çalışırken bir anda dengeni kaybedip yere düştün ben de tutamadım.

-Senin Pers prensi olduğunu biliyor muydum?

-Hayır,bilmiyordun.

-Bak işte bilseydim asla öyle bir şey yapmazdım yani yaşadıklarımız sadece bir hiçti.Ben Doğan Bey'i seviyorum ve ona aitim.

-Önceden beni severdin,bir koruma olduğumu bildiğin halde benimle kaçmak istedin.Lakin şimdi hiçbir şey hatırlamıyorsun.

-Evet.

-Bu da beni ilgilendirmiyor sonuçta sen yine benim prensesimsin.Hatırlamıyorsan mühim değil!

-Ben senin prensesin değilim!

Diye bağırırken dışarıdan Selcan:

-Yenge musait misin?

Pers prensi tam bir şey söyleyecekken ağzını kapatıp:

-Şu an pek iyi hissetmiyorum akşam konuşalım!

-Yardıma ihtiyacın var mıdır?

-Yok sağolasın.

Nefes nefese kalmıştım.Pers prensi elimi ağzından çekip:

-Bu kadar sabrettiğim yeter şimdi bana lütfen dün konuşulanları anlatın!

Anlatmaktan başka çarem yoktu eğer gidip Doğan beye doğum lekesinden bahsederse nasıl açıklayacaktım bunu Doğan Bey'e.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra:

-Göç edecekmişiz.

-Nereye?

-Bilecik'e.

-Ne zaman?

-Bu ay içerisinde.

-Tüm oba mı?

-Alparslan bey dışında herkes.

-Nedenini söyledi mi?

-Sultan burada moğollarla biz de orada Bizanslılarla savaşacakmışız.Kaleleri fethedecekmişiz.

Gülerek bana bakıyordu.

-Neden gülüyorsun?

-Bunları ben de biliyordum.

-Neden ısrar ettin o zaman öğrenmek için?

-Gerçekten bir doğum lekesi için her şeyi anlatacak mısın diye merak ettim.Sence ben buradaysam bu obada hiç adamım yok mu zannediyorsun?

-Ne?

-Ana otağın içine kadar her yerde adamlarım var.

Karşımda gerçekten bir canavar duruyordu.Bu nasıl bir insandı.

-Sen nasıl bir insansın böyle,Türkler sana ne yaptı neden böyle bir şey yapıyorsun?

-Sence benim ailem kim için katledildi?

Cevabını duymaktan korktuğum o soruyu sormuştum:

-Kim için?

-Senin annenin hırsları yüzünden!

-Yalan söylüyorsun!

-Sence yalan söylesem bu seviyede olur muydum bu kadar acımasız ve gaddar!

-Hayır bu doğru olamaz,sana inanmıyorum!

Duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum prenses gerçekten nasıl bir kaosun içinde yaşamıştı.

Pers prensi:

-Ama kesinlikle geçmişin intikamını herkesten teker teker en acı şekilde alacağım.

Annemin ne hırsları olabilirdi,Kayılarla bunun ne ilgilisi vardı?

                        -22.BÖLÜM SONU-



Ölümsüzlük mü Aşk mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin