7. Bölüm "Umut Kırıntısı"

31.8K 1.4K 287
                                    

Hepinize merhabalarrr

Nasılsınız? İyisinizdir umarım.

Bölüme geçmeden oylarsanız ve satır arası yorumlarınızı esirgemezseniz çok sevinirim :-)

Hesabımıda hâlâ takip etmeyenler buradan takip ederse mesud olurum :-) hayalfreya

İyi okumalar....

"Umut Kırıntısı"

Umut; insanları ayakta tutan yegane sebeplerden en önemlisi.

Çoğu insan sadece hayatta umut ettikleri şeyler olduğu için hayata tutunurlar ve yaşarlar ya da bunu kendilerine sebep edinirler.

Sürekli hayatta olmasını beklediğimiz bir şey vardır elbet, olmasını istediğimiz şey olmazsa hırçınlaşıp delirdiklerimiz.

İstediğimiz oluncada ne kadar zor elde ettiğimizi unutup umursamazca ilgilenmediğimiz şeyler, kıymetini ancak kaybettiğimizde anladıklarımız.

Nitekim bende bu haldeydim sanırım bir çok açıdan, hep bir umudum vardır, mesela özgürleşeceğim bir hayat töreye kurban gitmeyeceğime dair olan bir umut ve inanç. Acaba özgür olursam yani üstümde olan onca sorumluluktan kurtulursam evlenmezsem benim yüzümden ölecek insanlardan kurtulursam rahata erersem özgürleşirsem bunun değerini önemsizleştirir miyim ya da kıymetini bilmez miydim? Bunlar sadece olduğu zaman öğrenebileceklerim şeylerdi ama kesinlikle kıymetini bileceğimi biliyordum ben öyle kıymet bilmez bir insan olmazdım sanırım.

İşte buarda da bir gün bunların olması için umut etmekten başka çare kalmıyor ve bu güzel bir şey olarak çıkıyor karşımıza en azından bizi ayakta tutuyor, her şeye rağmen.

Duşakabinden çıkıp bornozumu giydim kuşağını bağladıktan sonra saçlarıma havluyu doladım. Bugün benim için büyük gündü.

Dizimi yaraladığım günün üstünden iki gün geçmişti ve ağrım sızım yoktu yaram sürdüğüm merhemler sayesinde neredeyse kapanmıştı sadece ince bir kabuk tabakası vardı o kadar onu da ten rengi bandajla sarıp bıraktım, açık görünmesi hoşuma gitmiyordu.

Sonunda cesaretimi topladığıma inanıyordum yani tedirginliğim gitmiş ve en erkeninden işe koyulmam gerekiyordu.

Bugün Cumaydı sabah erken saatte kalktım ve hazırlamaya başladım çünkü bugün Asparşah'ların şirketine gidecektim, bugün Boran Asparşah ile görüşecektim.

İçimde tuhaf bir heyecan ve gerginlik vardı ama üstesinden gelebilirdim sadece kimseye oraya gideceğimi belli etmemem gerekti o kadar. Doğal ve her zamanki gibi görünecektim. O yüzden dolabımdan en uygun şık kıyafetlerimi çıkardım.

İç çamaşırlarımı giydikten sonra, havalar ısınmaya başlasa da hâlâ serin olduğu için ince kazak giydim, açık kahve tonlardaki uzun kollu kazağımı giydikten sonra siyah tayt şortumuda giydim yaz sıcağında tercih etmiyordum ama şu an için en ideali buydu. Eteklerimin altına şort giymeden rahat edemiyordum çünkü aklıma sürekli ya rüzgar vurup kaldırırsa ya yere düşersem ve üryan yanlarım göz önüne serilirse diye üşüşüyordu beynime ki zaten iki gün önce sokak ortasında yere yapışmıştım. Neyseki pantolonluydum.

SİTARE Kalplerin Alevi (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin