66. Bölüm "Amor"

17.6K 942 542
                                    

Hepinize Merhabalar ❤️

Lafı uzatmadan uyarımı yapıp bölüme göndereyim sizi, YB YAZIP BÖLÜM İSTİYORSANIZ OY VE YORUMDA YAPIN LÜTFEN!

İyi okumalar canlarım....

"Amor"

Ellerini öyle bir sıkmış yumruk yapmıştı ki o yumruğu duvara indirse parçalardı. Üstündeki takım elbisesi onunda üzerindeki siyah kabanı düşmanıyla başa baş duran bir şövalyenin zırhı gibi duruyordu üzerinde. Sorduğum soru havada asılı kaldı ona ulaşmamıştı belkide.

Kalbim, ağrıyla ve korkuyla atıyordu o bana böyle büyük bir öfkeyle bakarken. Daima, onu ilk gördüğümden beri bana böyle bir öfkeyle baktığı tek bir an hatırlıyordum o da beni öldürtmesi için yüzükleri atıp Nezir Ağa'nın yanına gittiğim gündü kendimi öldürmeye kalktığım için delirmişti o gün ve bugünde gördüğüm kişi o adamdı.

Göğsü aldığı sık soluklarla inip kalkıyor burun delikleri sert öfkesinin eseri gibi genişleyip dururken kehribarları harlı bir ateş gibi yanıyor, kaşları gözlerine derinden bir çatı görevi üstlenmiş gibi üzerine düşmüştü. İki kaşının arasındaki derin yarık boğazımda taş varmışta yutuyormuş hissi yarattı, düğümledi boğazımı.

"Farketmeden damarına basacak seni öfkelendirecek bir şey mi yaptım?" O bana karşı bir adım atmadığı için benimde bedenim kilitlenmiş gibiydi, kalbim deli gibi çarpıyordu.

"Projem..." dedi ve yutkundu, dişlerini birbirine geçirircesine. "Projem çalınmış!" Dedi, nefesini tutmuşta ciğerlerine bir gram hava verebilmiş gibi bir etkiyle bırakırken, kelimeleri üzerime kezzap fırlatır gibi gelmişti.

Gözlerim yuvalarına dar geliyor gibi irileşirken kaşlarım havalandı ağzım açıldı bir parça. "Nasıl yani?" Dudaklarım kıvrılır gibi olsa da hayret içerisinde histerikçe güldüm. "Senin projen çalındı öyle mi ve sende bu derece büyük bir öfkeyle bana bakarken benden şüphelendiğini mi anlamalıyım?" Evet, kanım kaynamaya başlamıştı işte.

Yüzü buruştu dediğimle, "Saçma sapan konuşma!" Diye bağırdı.

"O sesini kıs önce!" Diye uyardığımda horoz gibi kabaran kanatları yavaşça indi. "Sende düzgün konuş o zaman!" Derken bir kaç adım atarak yaklaştı.

Ters bir bakış attım, "Karşında bir suçlu varmışta idam edecek gibi duruyorsun, nasıl konuşmamı beklersin acaba Boran Ağam!"

Birden bire bir hışımla üzerime atılarak kollarımı tuttuğu gibi dibine çekerken burun buruna geldik, burnundan soluyordu deli gibi. "Siktirtme bana Ağa'nı!" Diye öyle bir bağırdı ki sesi odadan dışarı taştı. Yüzümü buruşturmak istesemde sesi karşısında hiçbir tepki vermeyip dik dik baktım gözlerine.

"Öfkeliyim!" Nefesi yüzüme tokat gibi çarptı.

"Farkındayım." Sesim düşük ve yatıştırıcı bir desibelde çıkıyordu şimdi dik bakışlarımın aksine. Kollarımı daha da sıkarak çekti kendine göğüslerim göğüslerine yaslandı yavaşça. Buram buram ferah kokusu ciğerlerime doldu.

SİTARE Kalplerin Alevi (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin