14.Bölüm "Hanımağa"

30.1K 1.1K 517
                                    


Herkese çok çok merbalar, iyisinizdir inşaalah?

Ben şuanlık iyiyim galiba🙃

Neyse sizi upuzun bir bölümle basbaşa bırakıyorum ve gidiyorum.

Ancak duyurulardan ve yeni kurgulardan haberdar olmak istiyorsan takip edebilirsin hayalfreya

İyi okumalarr.❤️

"Hanımağa"

Hayatta bazı anlar vardır öylece yok olmak istediğiniz kimsenin size istesede ulaşamayacağı anlar. Tam olarak öyle bir andaydım. Sol tarafımdaki masada sözde kuma gideceğim adamın ailesi karşımda ise ailem ve babaannem vardı kucağımda tuttuğum çocuk mızmızlanmasa belkide onun kucağımda olduğunu bile hatırlamayacaktım.

Jiyan amcam elinde valizlerle, abim arkasında torbalarla girdi içeri, bana dönen bakışlarında tedirginlik olsada bunca misafir arasında sesimi çıkarmayacağımı bilmeliydiler.

Babaannem kapının önünde ben avlunun ortasındayken sırf öpmem için uzattığı eline baktım inadı yüzünden hâlâ indirmiyordu ve istediğini yaptırma peşindeydi, onunla aram asla iyi olmamıştı benim gibi birine sürekli emirler yağdırıp belli bir kalıba sokmaya çalışan bir kadınla aram tabikide iyi olamazdı. Kucağımdaki bebeğimin yanağına sıkı bir öpücük kondurdum ve yavaşça aşağı indirdim muhtemelen henüz annesinin ve babasının geldiğinden habersizdi yoksa şimdiye çoktan ağlayarak onlara tek bırakılmanın bedelini ödetirdi. Ödetsindi bi zahmet hele de bu kadar iş çevirirlerken arkamızdan.

Ellerimin avuçlarını belli belirsiz elbiseme sürttüm herkes bana bakarken stres olmamalıydım kesinlikle ama onun elinede gitmek istemiyordum ama o itinayla elini indirmiyordu üstelik annemin ve babamın bakışları bile bunu yapmamı isterken. Daha fazla duramayacağımı ve elbette bu kadar insanın içinde onunla inatlaşmayacağımı bildiğimden bir adım attım ona doğru lakin bir şey oldu masadan birisi kalktı bakışlarım hızla oraya döndüğünde Boran Ağa'nın ayaklandığını farkettim bakışlarımızın kesişmesiyle gülümsedi, belli belirsiz olan bu gülümsemeyi sanırım daha çok gözlerinden anlamıştım çünkü aynı zamanda güven verir gibi açıp kapamıştı soluklarımın hızlandığını bile anlamamıştım.

Yürüdü, yürüdü ve babaannemin yanına vardı, "Hoşgelmişsiniz Buke hanım, sizi Mardin'de görmek ne büyük şeref." dedi ve benim için uzatılan eli öptü. Bu hareketinin nedeni açıkça ortadaydı resmen beni kurtarmıştı bu durumdan, bunu nasıl anlamıştı ve nasıl böyle bir harekette bulunmuştu anlamadım.

Babaannem şaşırsada halinden memnundu, Boran Ağa doğrulduğunda Babaannem öptüğü elini omuzuna yerleştirip vurdu iki kere, "Sağ olasın Boran Ağa ama duyduk ki gelmemiz icap edermiş bizde geldik." Söyledikleri Boran Ağa'ya olsada gözleri bendeydi.

Bertan Ağa'da ayaklandı ondan büyük bir kadın duruyordu ve saygı gösterilmesi gerektiğini biliyorlardı muhtemelen benim yaptığıma içten içe kızıyorlardı da ve ben birde bununla uğraşamazdım hem fazlasıyla şaşırmıştım bu duruma o yüzden kalakalmıştım zaten yüksek ihtimalle onlar gittikten sonra bunun bahsi üst üste bir milyonuncu kez açılıcak ve ben akıl sağlığımı kaybedecektim çünkü babaannem sen bir konuyu anladığını belirtsende sana tekrar tekrar anlatmaktan ve nutuk çekmekten vazgeçmezdi.

SİTARE Kalplerin Alevi (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin