4.Bölüm

466 21 14
                                    


(Yazarın Ağzından)

Her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı olduğuna inanırım ben.Geçmez dediğimiz nice ağır yükler geçer sırtımızdaki yükü hafifler ve yavaş yavaş geçer,biter.Bizi her adım atmak isteyişimizde tökezleten çukurlar,dikenler olur ama her defasında ayaklarımızı acıtsada gücümüzü toplayarak dimdik yürümeyi başarırız.

Aynadaki görüntümüze baktığımızda çoğumuz ne hissederiz?

Öfke?,Korku?,Yorgunluk?,Mutluluk?,Acı?

Herkesin vereceği cevap başkadır değilmi?

İç dünyamızda kendimizi kalıplaştırdığımız o yerde doğru sandığımız ama aslında en büyük yanlışı yapıyoruz. Belli bir yaşa kadar üstesinden gelinen zorluklar,bir yaşam uğruna heba olunan gençlik,hayaller,sevgi yetersizliği işte tüm bunlar bugün benliğimizi oturttuğumuz yerde ruhumuza en büyük haksızlığı yapan bizi kendimize küstüren şeylerdir.

O küslüğün hiç bitmeyeceğini asla geride kalan onca şeylerin geri gelmeyeceğini koca bir ruhun asla iyileşmeyeceğine yeni umutlarında var olmadığına kendini inandırır.

Lakin sonra başımızı kaldırır rüzgarın ılıklığını,kuşların kanat çırpışını neşeyle özgürce ötüşmesini dinleriz.İşte o an yeni umutlarında var olduğunu mucizelerin gerçek olduğuna inanırız.

Karanlık,kirli odalara hapsettiğimiz kendimizi kurtarır orada hapsolan bizi kötü hissettiren her şeyi atarız.Ürkütücü sokaklara haykırdığımız çaresizliklerimizi, kaybolmuş oyuncaklarımızı bulduğumuzda onlarda bulduğumuz teselli.Duvarda asılı duran mutlu tabloların derinlerinde gizlenen travmalar yalnızlıklarımız.

Dinlediğimiz şarkılarda iz bırakan yaşanmışlıklar şarkılarda gizlidir bazı anılar acısıyla tatlısıyla.

Her biri hepsi bizim gerçeğimizdir.

Lakin bir gün zamanı gelir ve mutlu tablolarda kendimizin olduğu,yep yeni güneş alan huzurlu odalarımızda oturduğumuz, çocuklar gibi kendimizi neşeyle sokağa attığımız birbirinden güzel sokaklarda olur.

Aşkın EsaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin