20.Bölüm

78 16 0
                                    

Ceylan yorgun haliyle doğrulur boynunu masajlayarak Han daha uyuyordur hiç ses etmez ona dinlenmesi için son günlerde ikiside çok yorgundu bu sadece fiziki bir yorgunluk değildi duygusal yorgunlukta vardı ve aslında burası ikisininde kaçış yeri olmuştu Ceylanda aslında uyumak istiyordu bünyesinin buna ihtiyacı vardı ama uykularını kaçıran düşünceler vardı yaşanılan şeyler vardı üstüne birde Hanın tercih ettiği bu ev bu evde kimbilir neler neler yaşamış atlatmıştı kaçarak geldigi her ânlarında yalnız başına bu evde nelere göğüs germişti o pianoda kimbilir ne kadar acılar gizliydi o pianoyu çok güzel çalmıştı ama birbirinden gizli yoğun duyguları ihtiva ederek bütün hüzünlü acılı duyguları dökercesine çalmıştı o an ve Ceylan sanki o anki ruh halinden,pianonun sesinden sanki acılarını hisseder dinler gibi olmuştu bu yüzden belkide bir daha o piano sesini duymak istemeyecekti.

Ceylan üşür gibi olur montunu giyer battaniyeyle sarar Hanın üstünü üşümesin diye şominede odun bittiğini farkeder ısınmaları için şömineye odun yerleştirir yakar çok geçmeden kapar şömineyi.

Ellerindeki tozu temizleyerek uzun boydan cama doğru yürür yaslanarak kollarını göğüsünün altında kenetler bahçeyi manzarayı seyreder.

Geniş bahçesi vardı bazı yerlerde çiçekler açmıştı acaba Hanmı dikmişti diye düşünür pek öyle bir sey yapacak biri olmadığı için bu düşüncesinede kendi bile şaşırır güler kendi kendine.Birden gözlerinde bahçede bir tahterevalli canlanır çocuklarının neşeyle oynadığı hali ve bahçenin dahada güzelleştiği halini hayal eder umut dolu bir tebessümle.

Ceylan karnını okşar

"Söz veriyorum buraya seninlede geleceğiz baban bilmiyorum buraya nasıl anılar ânlar sığdırdı ama bundan sonrasında beraber çok özel anlar sığdırabiliriz ama nolur babandan o pianoyu satıp sana çok güzel oyuncaklar almasını iste annecim olurmu ben sevmedim o pianoyu sevdim ama babanı üzüyor o piano"

Ceylan Hanın duymayacağı fısıltıda karnını okşarken konuşur gözlerini siler bir taraftan duygulandığı için ağlar.Hissettigi duygu yoğunluğundan dolayı tek çare ağlamaktı belkide şu an bu ağlaması ona iyi gelecekti gördüğü kabus hastanede ve sonrasında olanlar bir an için bebeği kaybediyor olma düşüncesi tüm bunların ağırlığı içine o kadar oturmuştuki su an içindeki ağırlığı hafifletiyor gibiydi ağlayarak.Hanla gece çok güzel vakit geçirmişlerdi biraz olsun evden her şeyden uzaklaşmak ikisinede iyi gelmişti ama içinde tarif edemediği bir burukluk vardı.

Hanın uykusu oldukça derindi ağlamasını duyup uyanır bu halde görür diye korkmustu ama çok şükür düşündüğü gibi olmamıştı.Ceylan gözlerini siler şömineyi kontrol eder içine birkaç odun daha atıp diğer odaları gezer kahvaltı için daha erken olduğunu düşünüp Hanıda uyandırmak istemez erkenden kafasının dinlenmesini ister çünkü hastanede ikiside oldukça yıpranmıştır.

Aşkın EsaretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin