(Ceylanın Ağzından )
Anı defterini hazırlarken içim o kadar garip olmuştuki beş yıldır birbirimizin hayatındayız bu zamana kadar neler neler yaşayıp görmüşüz böyle güzel anlar biriktirmişiz deftere yazdıkça gözlerimden akan yaşlar durmadı hani üzüntüdende değil artık mutluluktanmı denir neyden bilmiyorum ama durmadan ağladım gülümseyerek hazırladım her bir sayfasını çünkü o buna değer o bunların hepsine değer biri benim için, bu zamana kadar birbirimizin sürekli gölgesi gibiydik birbirimize varamayacağımızı ermek istediğimizde sürekli kaybolduğumuzu biliyorduk ama bir türlü yakınımızdan ayrılamıyorduk yani birbirimizin yanında olamasak bile ruhumuz hep yan yanaydı.Beni sevdiğini gözlerime bakarken gözlerinin titreyişinden anlıyordum bana olan öfkesinin,kırgınlığının,hayalkırıklığının ardında bile bana sevgisi duruyordu beni seviyordu ama buna kendide inanmak istemiyordu ama inanmasa dayanamazdı bunu biliyordu bensiz kalmaya dayanamıyordu ne o ne de ben birbirimizsiz kalmaya dayanamıyorduk.Onun o hassas kalbine yeniden dokunmaya çalıştığımda derin bir sızı hissettim içimde o kadar dağınık o kadar yara bere içindeydiki o yaraların içinde bende vardım bunun için kendimi hep suçlu hissettim koynunda uyuduğum her gece okşadım hep göğüsünü o yaralara şifa olabilmek için iyileştirmek için, çok yorgundu kalbi ve ben yeniden o kalbi kalbimde dinlendirmek için sevgimle iyileştirmek için çok çabaladım ağladığım geceler Allahım çek al şu sevdayı içimden dayanamıyorum olmuyor olmayacak dediğim çok geceler oldu ama birbirimizin kalbinde yer etmişiz bir kere o kadar dağıldık,ordan oraya savrulduk ama en sonunda birbirimizin koynunda dinlendik.Hanı o kadar çok seviyorumki onunla çocuk gibi eğlenmeyi onunla çocuk kalabilmeyi bana öyle güzel bakıyorki Allahım diyorum ben bu bakışı hakedecek gerçekten ne yaptım sonra gülümsüyor o güzel gamzeleri beliriyor haa diyorum ben bu adamı çok güzel seviyorum ondan böyle güzel bakıyor onu kıyamayacak kadar hüzünüyle hüzünlenecek neşesiyle neşelenecek kadar çok seviyorum kalbim titriyor severken. Ellerini ellerimden her çekmek isteyişinde aramıza mesafe koyup benden her uzak duruşunda adımları ruhuyla beraber aslında her defasında bana yaklaşıyordu yorgun yüreğine inat direnip bitap düşmüş kalbini yeniden aşka,benim varlığıma inandırmaya korkuyordu.
Kalbi aslında belkide hiç toparlanmadığı kadar toparlanacak sükunet içinde atacaktı İnci bunu belkide yaşasaydı başarmış olacaktı çünkü İnci Safiyeden duyduğum kadarıyla sabırlıymış bunu ondan duyduğumda bana imalı söylediği için çok kırılmıştım ama sonrasında düşündüm ortada aslında iki tane sabırlı kadın vardı ayakta kalmaya direnen iki güçlü kadın o kadar çabalamaya rağmen onca sarsılmaya rağmen yıkılmamaya direnen iki kadın.İnciyi tanımadım hiç vefat ettiği için, benden sonra Hanın hayatına girmişti Hana inat biraz daha dirense kalbine biraz daha sevgi dokundursa belkide bu günlere ikisi erecekti ama Han yapamadıklarıyla,kendine ve İnciye güvenmediği için kökten kaybetmiş oldu sonrada onu tekrar bulduğunda saklanmaya çalışan bebek gerçeğini öğrendiğinde iste o an o an onun içine kalbine her şeyin artık güzel olacağı umudu gelmiştiki ne yazıkki kötü bir kaza onun elinden ikisini aldı eğer böyle olmuş olmasaydı İnci bunu başarmış Hanı iyilestirmis olacaktı.Bu zamana kadar İnciye hiç kızmadım bana ait bu adam nasıl sevebildi demedim çünkü kimsenin kalbinin ne kadar dolu ya da ne kadar yalnız olduğunu sevgiye ne kadar ihtiyacı olduğunu o kalbin,o ruhun ne derece yaralarla dolu olduğunu bilemeyiz.Bazen insan ruhu isler içinde mahsur kalmış gibi tıkanıp kalmış gibi hissediyor nefes almayı unutmuşcasına toprağa gömülmeden ölmüş yaşamayı unutmuş gibi hissediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Esareti
RomanceBazen dikenli yollardan geçer insan ayakları dikene her battığında kanar kalbinde derin boşluklar oluşur kabuk bağlamış yaralarla dolu boşluklar.İşte bu iki kişi bu boşluğu ve yaraları zor da olsa sarmayı ve doldurmayı başarıp birbirlerine ölesiye t...