0.2

8.9K 1K 1.1K
                                    

Changbin ve Chan'ın anlaşma biçimi farklı
Chan'ın ve Minho'nun da öyle
Changbin ve Minho'nun da

yorumlarınızı buna göre yapın
hikayede ileride de şimdi de hiçbir dışlama yok

***

Changbin dersi erkenden olduğu için evde uyanan ilk kişi olurken yüzünü buruşturarak banyoya doğru ilerlemiş, hala salonda yatan Chan'a bir tekme vurduktan sonra da banyoya geçmişti.

Başı çatlıyordu, dün gece hepsi malum itiraftan sonra biraz daha fazla içmiş olabilirlerdi. Ofladı. "Hay gelmişini geçmişini sikeyim ya," diyerek soğuk suyu açıp kendini altına atmış, onun tekmesi ile salonda yatan Chan gözlerini açmıştı.

"Ayağını sikeyim senin," deyip kucağındaki yastığı kenara vurdu, ayağa kalktı. Esneyip üzerindeki tişörtü çıkarmış, diğer koltukta uyuyakalan Minho'ya bakmıştı. İlerleyip onu tek hamlede kucağına aldı ve odasına taşıyarak yatağına bıraktı.

Ders saatini kontrol ederek üzerini örtmüş, salona geçip dağıttıkları yerleri toparlamıştı. Changbin'e kahvaltı hazırlayıp salondaki koltuğa uzandı geri, telefonundan açtığı oyunu oynarken duştan çıkan Changbin ona güldü. "Günaydın canım."

Göz devirdi. "Günaydın yavşak herif. Siktir git kahvaltı hazırladım sana."

"Ya sen adamsın var ya!"

Changbin hızla eğilip Chan'ı öpmeye çalıştığında Chan "Yürü lan!" diyerek onu itmiş, arkasından da tişörtünü fırlatmıştı. Changbin keyifle bir kahkaha atarak odasına geçip üzerini giyinerek saati kontrol etti.

Çantasına kalın hukuk kitaplarını yerleştirip onu salona bırakarak mutfağa geçmiş, sessizce kahvaltısını etmişti. "Geç kalmıyor musun sen," deyip Chan'a baktığında Chan kafa salladı. "Daha var benim."

"Minho'nun?"

"Onun da var, beraber çıkarız. Çıkışta buluşalım, Jeonginler çağırıyor."

"Uyar," dedi reddetmeden. Çantasını omuzuna almadan deri ceketini de üzerine geçirmiş, eğilip ayakkabısını giymişti. Unutmadan ekledi. "Minho'ya maketi için yardım et, zarar geldi mi ortalığın anasını sikiyor sonra da ağlıyor."

Chan bununla güldü. "Tamam hallederim ben, dikkat et, yolda nefes alan her canlıya yavşama."

"Bakarız." dediğinde ikisi birbirine bakarak gülmüş sonra da Changbin ona selam verip evden çıkmıştı. Kulağına kulaklarını yerleştirip otobüs durağına yürümeye başlarken Chan da oyundaki levelını bir türlü geçemediği için telefonunu kenara bırakarak ayağa kalktı.

Dün geceki itiraf meselesi aklına geldiğinde düşünceyle çenesini ellerine yaslamış, gözlerini Minho'nun odasının önüne dikmişti. Ondan hemen sonra Changbin ile beraber kaldıkları odaya baktı.

Herkes sızdığı için üstelememiş olabilirlerdi ama o üstelemek istiyor, üstelenmesini istiyordu.

Saçlarını kaşıyıp banyoya geçmiş, yüzünü yıkarken bir anda kalçasına patlatan Minho "Günaydın lan," deyip yanında yerini almıştı. "Odama hanginiz götürdüyse benden öpücük."

"Ben götürdüm, yavşama."

Sırıttı. "Öpmezsem içimde kalır."

Dudaklarını büzmüş, Chan'a uzatmışken Chan panikle onu itti. "Uzak dur lan benden, öpeceğim deyip tırmalıyorsun kedi gibi, yürü git."

Onun bu lafı ile Minho kocaman bir kahkaha patlattı, yüzü sabunlu arkadaşını kenara itip kendi elini yüzünü ondan önce yıkayıp çıplak göğsüne patlatarak banyodan çıkmış kendi odasına geçerek dolabını açmıştı.

tomboy, minchanbin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin