2.2

11.2K 922 930
                                        

Arkadaşlar sakin olun tamam mı

***

Saat gece yarısını geçmişken şehrin sokakları hala kalabalıktı, Minho elindeki şarap şişesi kafasına dikip büyük bir yudum aldı ve dudağının kenarından sızan birkaç damlayı elinin tersi ile sildi.

"Biz kaşınıyoruz var ya," dedi Chan onun elinden şişeyi alıp dikerken. "Bu öğrenci halimizle şarap almak neyimize, ben bizi sikeyim ya fakir kaldık amına koyayım yine. Orospu çocukları şarap mı alıyoruz şaraphaneyi mi belli değil."

Changbin güldü.  "Ne söylendin ha sende, sanırsın her gün böyle uçuk kaçık pahalı şeyler alıyoruz."

"Ay sonu kirayı getiremezsen sikerim götünü."

"Öyle mi?" deyip şaraptan içti Changbin rahatça. "Öyleyse ben bu ay ödemiyorum kirayı, haberin olsun Chan."

Dediği şeyi ilk anlayan kişi Minho'ydu, duvara yaslanıp kahkaha atmaya başladığında Chan da anlayıp "Yetkililer nerede amına koyayım," diye seslenmiş Changbin gülüp omuzuna vurmuştu.

Minho'ya şişeyi verdiğinde Chan da kıkırdayıp duvara yaslandı. "Ya gidip en pahalı şarabı almamız şart mıydı, beş parasız kaldık, eve yürüyoruz lan."

Minho onun omuzuna vurdu.  "Anı oldu işte."

Gerçi bir yandan haklıydı, mantıklı ya da mantıksız olması önemli değildi üniversitede üçünün de ileride dönüp hatırladıkça güleceği bir sürü anısı olmuştu, biri de buydu; sırf meraktan en pahalı şarabı alıp yol paralarını da bitirmişler, eve yürüyerek gidiyorlardı. 

Changbin omuzunu duvara yaslayıp kafa salladığında Minho bir bacağını kendine doğru çekerek parmak ucu ile yere basmış ve tek elini Changbin'in yakasına atıp onu kendine çekerek dudaklarına kapanmıştı.

Dilini şarap tadı kalan dudakların üzerinde gezdirerek kısa bir öpücük bıraktı ve ayrıldı. 

Sırıttı. "Şarapla öpüşünce daha güzel oluyormuş."

Changbin dilini kendi dudakları üzerinde gezdirdi.  Partiden beri aklında dönüp duran tilkiler gülmesine sebep oldu, elini Minho'nun bacağına atıp file çorabından bir parça daha kopardığında Minho başını Chan'ın göğsüne yasladı.

"Çorabım yırtık sizin yüzünüzden, bana çorap borçlusunuz."

Chan elini beline sardı. "Nah öderim."

Anında göğsüne Minho'dan yumruk yemiş, gülerek kendini geriye vermişti. Şarap şişesini başına dikip kalın dudaklarını iyice kırmızıya bularken "Neden sokaktayız amına koyayım," dedi Changbin.  "Benim şimdi senin üstüne atlamam gerekiyordu. Dudaklara bak."

Chan abartıyla dudaklarını büzdü ardından da Changbin'e öpücük attı. Minho ikisinin haline gülmüş, "Hızlı davranan kazanır," diyerek Changbin'den önce atağa geçerek ellerini Chan'ın boynuna koymuş, dudaklarına kapanmıştı. 

Siktir, göründükleri kadar güzeldi tadı. Changbin'den gelen küfre sırıttığında bir elini uzatarak onun elini tuttu ve sevgilisinin elini kendi şortunun bel kısmına koydu. Chan sertçe Minho'yu öperken Changbin'in parmakları ilk önce bel kısmına sürtünmüş ardından da tehlikeli bir yavaşlıkla kasıklarına doğru inmişti. 

Minho bu dokunuşlarla odağını Chan'da tutamadı, inlememek için kendini tutarken buruşan yüzü ile hızla geri çekildi ve nefes nefese Changbin'e bıktı. "Siktir, zaten hassasım Bin."

Changbin tek parmağını kısa şortun bacağın üzerinde biten kısmına kanca gibi geçirmiş, Minho'yu kendine doğru çekerek dudaklarını boynuna bastırmıştı.  "Bunu sen istedin bebeğim."

tomboy, minchanbin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin