2.7

6K 705 477
                                    

"Fizikçi geldi dedi ki akademik sınavlara gir, üniversitede göreve başla."

Changbin kaşlarını kaldırdı. "Sen ne dedin?"

"Senin olduğun yerde durur muyum orospu çocuğu dedim."

"İçinden."

"İçimden tabii, ayakta siker yoksa beni." Chan koltuğa uzanıp elindeki lolipopu dudaklarının arasına yerleştirdi. "Koskoca fizik laboratuvarı beni çağırıyor lan, okulda kalır mıyım sence? Sen ne yapacaksın?"

"Savcılık sınavlarına hazırlanacağım." dedi Changbin, tostu ile mutfaktan çıkmış kendini boşta ki koltuğa atıp kumandayla televizyonu açmıştı. "Minho bir haftaya işe başlıyor, sen de başladın sayılır. Para kazanın, para getirin bana."

"Siktir lan, atarım seni evden."

Changbin kahkaha attı. "Sonra arkamdan Changbin ben sana ihanet etmedim diye ağlama bak."

Chan'ın sarhoş olduğu geceyi hatırlatmasıyla beraber Chan "Ya!" diye bağırmış ve başının altındaki yastığı sevgilisine fırlatmıştı. "Bilincim yerinde değildi diyorum orospu çocuğu!"

"Her şeyi geçiyorum, kaldırmasaydım sizi lafını nasıl azdı olarak algıladın lan?" diyen Changbin yine bir kahkaha seline tutulurken Chan gözlerini kısıp ona baktı. "Kes sesini."

"Changbin ben sana ihanet etmedim, Changbin biz evlenmişiz Minho'yla." Kahkaha attı. "Amına koyayım ben hayatım boyunca dalga geçerim bununla! Changbin! Ben sana ihanet etmedim! Ağlıyor bir de."

Onun dalga geçişi sonunda Chan' da güldürürken Chan yerinden kalkıp Changbin'in üstüne atlamış, ona sarılıp sevmeye başlamıştı. Lolipopu dudaklarından çekip şekerli dudakları ile Changbin'i öptüğünde Changbin güldü.

"Çilekli mi o? "

"He, ondan." Uzattı. "Yiyecek misin?"

"Yok."

"Vermeyecektim zaten, ikinize de aldım siktir git mutfaktan al."

"Lan," diyen Changbin başını geri çekmiş, koltukta kendini kaydırarak yarı oturur pozisyona gelmişti. Chan'a gülerken Chan "Minho nerede?" diye sordu merakla, geldiğinden beri ortalıkta yoktu.

Normalde kapı açılır açılmaz "Chan gelmiş!" diyerek kucağına atlaması lazımdı. Changbin güldü. "İşe başlamadan önce son günleri diye bu hafta full time gezecekmiş, Hyunjin ile çıktılar dışarı."

Sözleri bitmeden kapı çalmış, Chan ayaklanırken geri ağzına koyduğu lolipop ile kapıyı açmıştı. Açtığı gibi göğsüne çarpan kağıtla kaşları çatılmış, Seungmin onlara bakmıştı.

"Selam fakirler," deyip elini Chan'ın göğsünden çektikten sonra içeri girdi. Chan göz devirdi. "Selom poşt." demiş ama ağzındaki şekerden dolayı pek anlaşılmamıştı.

Kendini koltuğa attı Seungmin, sırıtarak Changbin'e baktı. "Senden n'aber fakir?"

"Sensin fakir."

"Annemlerin ilişkimi kabul etmesi yetmemiş gibi bir de üstüne harçlık aldım, kendimi dünyanın en zengin insanı hissediyorum şu an. Hiç keyfimi bozamazsın."

Yalandan saçlarını savurur gibi yaptığında Changbin ve Chan ona gülmüş, Chan kendini Seungmin'in yanına bırakıp yüzüne bakmıştı. Göz kırptı.

"Sen ne zomon geldon?"

"Bir buçuk saat önce falan, baktım Hyunjin yok. Sürpriz yapacaktım zaten, Minho ile olduğunu öğrenince size geleyim dedim. O da gelir buraya diye." Ekledi. "Ya çok güzel çilek kokuyor, uzak dur benden canım çekti."

tomboy, minchanbin ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin